Çanakkale Savaşı, insanlık tarihinin en önemli ibret olaylarından biridir.
Bir asırdır her Mart ayında Şehitlerimizi dualarla şükranlarla andığımız bu savaş, üç nesildir dünya milletleri tarafından unutulmamış; “Anadolu Türklerinin Milli Birliği” adına bir sancak görevini de üstlenmiştir. Ruhları şad olsun Şehitlerimizin ki, 7 düvele emsal olacak kahramanlıklar gösterdikleri gibi, geride kalan torunlarına, hatta düşmanlarına ve tüm mazlum milletlere de bir ibret destanı bırakmışlardır.
Gelelim halen dünyaya egemen durumdaki emperyalist güçlerin, toplumumuz ve dünya kamuoyundan sürekli saklamaya çalıştıkları Çanakkale Savaşı’nın çok farklı bir yönüne;
Şöyle bir baktığımızda hemen karşımıza o dönemde İngiltere’nin Savaş Bakanı Winston Churchill çıkıyor.. Adına, “Churchill Archives Center” diye anılan bir özel arşiv dahi kurulan, ancak insanlığın yüz karası, sinsi ve acımasız bir siyasetçi Churcill...
Bu arşiv merkezindeki belgelerden Çanakkale Savaşı’na ilişkin olanlar kısmen incelendiğinde; adı geçen zevatın “Türkler insan değil, barbar oldukları ve bu nedenle üzerlerinde zehirli gazlar kullanılabileceği..” iddiası görülmektedir.
Bu düşüncesine karşı çıkan Kraliyet Hava Kuvvetleri Komutanlığına yazdığı ikna mektubunda ise;
“medeni olmayan barbar kabilelere karşı zehirli gaz kullanabiliriz. Üstelik düşmanın bunu üretme ve kullanma kapasitesi yokken zehirli gaz kullanılmasından yanayım..” şeklinde ısrarını da bildirmiştir.
Bunun insanlık suçu olduğunu söyleyip itiraz edenlere Türklerin insan olmadığını, barbar ve gelişmemiş bir kavim olduğunu anlatıyordu kendi kafasınca...
Churchill Arşivinde yer alan diğer bir belgede de,
"Churchill Çanakkale'deki kendi askerleri için ilave gaz maskeleri istemiştir, bu Türklere karşı gaz kullanıldığının kanıtıdır.." Denilmektedir.
Bu belgeler anılan kimyasal gazların mağduru olan Türk Milleti tarafından uydurulmuş belgeler değil, bizzat İngiltere’de mevcut devlet kayıtlarıdır. Yani kendi kendilerini ifşa etmişlerdir.
Burada hemen güncel bir yorumcuya baktığımızda; son yüzyılın en önemli bilim insanlarından biri olarak kabul edilen ve İstanbul’da da ‘Türkiye ve Oluşan Dünya Düzeni’ adlı bir konferans veren yazar ve bilim adamı Noam Chomsky de, Churchill'in "kimyasal silahlar ve zehirli gazları modern batı biliminin bir parçası olarak gördüğünü, son büyük savaşlarda Araplar ve Afganlar üzerinde de deneysel amaçlarla bunların kullanılmasını onayladığını..” ifade etmektedir.
Osmanlı arşivlerinde yer alan Çanakkale Savaşıyla ilgili kayıtlarda da, Osmanlı Hariciye Nezareti (Bugünkü Dışişleri Bakanlığı); "Müttefik ordusunun Çanakkale'de boğucu zehirli gazlar kullandığını" belirtmiş ve İngiltere'den açıklama istemiştir.
Ancak, isteyiş o isteyiştir maalesef..
Çünkü; Çanakkale Savaşı, halen İngiltere’den hesabı sorulması gereken; zehirli gazların katil dumanlarında rafa kaldırılmış bir insanlık faciası olarak aydınlanmayı beklemektedir.. 2019 itibariyle 104 yıl sürmüştür bu bekleyiş.. Ötesi de Allah'a emanet..
İngilizler, "Almanlar, sizin halifenizi esir aldılar. Bizimle birlikte savaşın ki halifenizi Almanlardan kurtaralım" şeklinde yalanlarla sömürgelerinden getirdikleri, bir kısmı Müslüman olan; Senagallileri, Sihleri, Nepallileri, Gurkaları, Bahicileri, Hintlileri, Anzakları ve bilmem neleri Çanakkale’de savaştırırken; tek amacı vatanını savunmak olan Türk Askerlerinin üzerinde "Gaz Bombaları" şeklinde o dönemin "hardal gazlı" kimyasal bombalarını kullanmaktan, yani bunların kitle imhasında etkinliğini denemekten kaçınmamışlardır.
Çanakkale'den sonraki devrede Churchill eliyle İngiltere'nin, diğer dünya devletlerine "Hardal Gazı" bombalarını sürekli pazarladığı ve bu satışlarında Çanakkale'deki kitlesel ölümleri reklam olarak kullandığı da bilinmektedir.
Nereye kadar ?..
Tabii ki 2. Dünya Savaşına kadar..
Yani bu defa dünyaya "Atom Bombası" vahşet silahını tanıtıp pazarlamaya kadar.. İşte asıl barbarlığın o dayanılmaz iğrençliği.. Ne diyelim..
Aslında bu yüzüyle İngiliz düzenbazlığının ne kadar kesin olduğunun; bunun karşısında da Türk Milletinin kanlı savaş sahnelerinde dahi ne kadar insancıl ve merhametli olduğunun bir abidesidir Çanakkale..
Ve tüm bu insanlık dışı cinayet fiillerine karşı bu yüce Millet, o meşhur Winston Churchill’e "Biz, Çanakkale'de Türklerle değil Tanrı ile savaştık. O yüzden yenildik..." dedirtmiştir..
Öte yandan bir asırdır gelmiş geçmiş devlet adamlarımızın uluslararası düzeyde ve mahkemelerde “Çanakkale’de bir insanlık suçu olarak kullanılan kimyasal gaz bombalarının hesabını sormayışları” da ilginçtir.. Ve bu suskunluğun da, Çanakkale Şehitlerimizin kemiklerini sızlattığını aklıselim olanlar düşünebilmelidir.
Bu açıdan bakıldığında, devletimizin yıllardır böylesine sessiz bekleyişi de yürekler acısıdır anlayanlara..
Gün gelir ülkemiz başını diker göklere..
İşte o günlerde inanıyorum ki; Çanakkale’de insanlık suçu işleyen katiller ve ülkelerinden, o insanlık dışı "Hardal Gazı" bombalarıyla soy kırıma maruz bırakılan, topluca şehit edilen Anadolu evlatlarının 'can hesabı' sorulur..
Bu araştırmamı, ömrüm yettiği sürece her yıl 18 Mart günü bir şekilde yayınlayacağım.
Bu yazımın amacı Çanakkale Şehitlerimizin maruz kaldığı "Kimyasal Gazlı Bombalar" la ilgili olarak, bu katliamın faili olan İngiltere Devletinden hesap sorulmasına yöneliktir. Böyle bir tespit ve sorgulama belki ilk defa yapılıyor bu ülkede bilemiyorum.. Ancak esas olan İngiliz Kraliyet Ailesinin geçmişini sorgulaması ve Türk Milletinden "özür dilemesi"; her bir şehidimiz için ailelerine gereğince "tazminat" ödemesidir.. Bu işin hesabı için bugüne kadar cesaret edecek bir devlet adamımız çıkmamış; ancak bu, hiç çıkmayacak anlamı taşımaz.. Ben kanıta dair birkaç işaret taşını sıraladım bu yazıda.. Ötesi, geleceğin yürekli devlet adamlarında..
Şunu talep ediyoruz ki; ne pahasına ve ne zaman olursa olsun, İngiliz Kraliyet Ailesi yakın tarihindeki bu insanlık suçunun hesabını vermelidir. Vermek zorundadır.. Hem kendi toplumuna, hem bizlere, hem de tüm dünya milletlerine...
Bir kez daha ruhunuz şad; konaklarınız cennetin firdevs bahçeleri olsun Aziz Şehitlerimiz..
(Fotoğraf: Gazi Mustafa Kemal Paşa ve Çanakkale'de Ölüme Meydan Okuyan Yiğit Askerleri)