Geçtiğimiz hafta bir haber aldık ki hepimizi ziyadesiyle mutlu kıldı.. 
Ankara'da olduğunu öğrendiğim "Dünya Gazeteciler Derneği" adlı bir kuruluş, her sene meslekte 30 yılını dolduran üyelerine ödül ve plaketler dağıtıyormuş. Derneğin başkanı M. Feyzi Öztürk, TBMM bahçesinde bir basın açıklaması yaparak 2017 yılının başarılı gazetecilerini seçtiğini ilan etmiş.
Ve yılın "köşe yazarı" olarak seçilen isim, gazetemizin yayın kurulu başkanı sevgili İsmet Yıldırım..
Yine iki duayen köşe yazarımız Necdet Buluz ve Tuğrul Sarıtaş'a da "Onur Ödülü" takdir edilmiş..
Tüm yazar, şair, sanatçı ve okurlarımıza birkez daha açıklamak isterim ki ben de bu olayı sonradan öğrendim.. Ancak duyduğum ilk andan itibaren de tabii ki sonsuz sevinç ve onur da duydum.. Adı geçen arkadaşlarımı candan kutluyorum.. Tabii ki "birlikte bir onurlu duruş sergileyen" tüm BURSA ARENA ailesini de tebrik ediyorum..

BURSA ARENA bir fikir ve aksiyon birliği gibidir.. Farklı siyasi görüşteki aydın insanların, birlikte el ele ve gönül gönüle, kardeşçe yürüyebileceğine güzel bir örnektir.
Birçok topluluklarda görülen o bireysel ego'yu tanımayan, toplumun aydınlanması yolunda "Biz" olmanın farkındalığında, güzide bir topluluk..
Arkadaşlarımızın aldıkları bu ödüllerini tüm yazar, şair ve sanatçılarımıza ithafen kabul ettiklerini de öğrendim ki; bu da ayrı bir olgunluk, asalet ve gönül zenginliğidir. Bu bağlamda adı geçen yazarlarımıza teşekkür de ediyorum.

Ve durmak yok, aynen devam..
Toplumsal aydınlama yolunda daha üst çizgilere, daha yararlı ve başarılı çalışmalara..  Hep birlikte el ele / gönül gönüle, aynen devam..
*****
Bir sevindirici haber derken bir de ızdırap dolu günlerden de bahsedeyim bu defa.. Yine geçtiğimiz hafta sonu sohbet ettiğimiz bir kardeşimizle olan diyalogtan kısa bir kesit.. Öyle kul hakkına, insan gönlüne, ahirete ilişkin bazen filozof kesilen bir kardeşimiz.. Kul hakkı ve kalp kırmanın maliyetleri gibi insan gönlünü yüceleştiren felsefi konulara girişmişken, şöyle bir yüzünü buruşturup, alnını kırıştırıp baktı yüzüme;
- Ölüm ve hesaplaşma tamam da şu kabir azabı beni çok ürkütüyor ağbeyim.
- Ürkütüyor mu? Kabir azabı mı?.. Boşver ya ben yaşadım onu ve hiç de etkileneceğimi zannetmiyorum.
- Nasıl ağabeyim, nasıl yaşadın ki ? Ne demek o ?..

Diye sorarken kafası biraz karışık ve biraz da merakla bakıyordu..
"Dinle, anlatayım o zaman" dedim ve başladım sıralamaya;

- Vallahi birkaç senedir şu diş ağrılarından öyle çektim ki, kabir azabı falan vız geliyor bana.. İnan çektiğim ağrılardan kafamı duvarlara vurasım geldiği anları hatırlıyorum.. Bir de bu "ağrı eşiği düşük" diyorlar ya, işte öyleymişim.. Yani senin vücudunda bir şekilde herhangi bir rahatsızlıktan duyacağın bir ağrı,  bende olursa o ağrının şiddetini kat kat fazlasıyla yaşıyorum..
Sen kabir azabından bahsediyorsun.. Onu sanırım diş ağrısı görmeyene yaşatırlar.. Şu bizim üfürükten hocaların kimi "var", kimileri de "yok" diyorlar ama gerçekten var mı öyle bir kabir azabı? Ondan da emin değilim. Fakat ben dişlerimden yaşadığım azapları net biliyorum.. Haydi takma kafana kardeşim, o kabir azabını da birileri uydurmuş da olabilir. Allah o çok sevdiği kullarına azap çektirmesi için "o kara toprağa" izin vermez; inanıyorum ki vermez.. Bir de ben bunca diş ağrısını çektim zaten, "kurban olduğumun hikmetinden sual mi olunur" diyorlar ya bizim orada; 'böyle bir azap var' deseler bile, bakarsın beni muaf tutarlar belki de, ne dersin..?

O gözlerindeki korkulu bakışı, biraz tebessüme dönüşmüştü. Ve gülerek;
- Ne yapıp yapıp acılarında bile bu ince esprileri yakalıyorsun be Abim.. Geçmiş olsun, biliyorum yaşadıklarını.. Peki kimler kurtardı seni o ızdıraplı günlerden, diş hekimine gidiyordun bir ara. 
- Haydi adını da vereyim beni o azaplardan kurtaran şifacıların; birisi "doğal yaşam ve sağlık koçu"  Ümit Yurtkuran (ki sigarayı bırakmam şartıyla bağışıklık sistemimin güçlenmesi için etkin bir bitkisel karışım verdi),  bir diğeri de Bursa'nın tecrübeli "diş hekimi" Çağdaş Alnıaçık..
Her ikisine de dua ediyorum.
Bu söylediklerim reklam gibi olsa da O her iki insanın da reklama ihtiyaçları yok zaten.. Bu ülkede işlerini iyi yapan her bireyi ben farklı ve ayrıcalıklı insan olarak görüyorum. Sağolsunlar, her ikisine de müteşekkirim.. 

*****
Evet, BURSA ARENA'nın Değerli Okuyucuları;
Fazla birşey yazmaya gerek var mı bu diş ağrıları ile kabir azabı arasındaki benzeşme konusunda.. Bunu sanırım yoğun diş ağrısı çekmiş okurlarımız daha iyi anlayacaklardır. Bu süreçte en çok zoruma giden de köşemdeki yazılarımı bu ve benzeri nedenlerle geciktirmemdir.. (haydi bu cümle de gecikmenin bir nevi günah çıkartması olsun..)

Demek ki neymiş ;
"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi,  
  Olmaya devletcihanda bir nefes sıhhat gibi..” 

Izdırapla yaşayan, derdine derman arayan başta insanlar olmak üzere doğadaki her canlıya şifalar diliyorum. Sağlık, neş'e ve huzurla yaşayın..
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Veysel Çeliker 7 yıl önce

Doğru insanın neresi acıyıp,ağrırsa canıordadır derler...diş ağrısıda insanı Çanından bezdirir hani...

Avatar
Ahmet karagöz 7 yıl önce

Abim geçmiş olsun. Şifa dielrim.

Avatar
Vahit 7 yıl önce

Çok çektin, üzülüyoruz. çektir o dişleri impilant yaptır gitsin.

Avatar
Kadriye S. 7 yıl önce

Geçmiş olsun ağbi.