Ülkemiz her bakımdan zor günler yaşıyor. Sanki gizli bir el ülkemizi yok etmek için çabalıyor.
Önce hayvanlar, ardından ormanlar yok ediliyor. Sosyal medya videolarında yangını söndürmek için yardım etmek isteyenlere engel olunduğu belirtiliyor. Bunun halkı koruma amaçlı olduğu söylenebilir ama tek kişinin yangın söndürmesi mümkün mü? Evi hayvanı gözünün önünde cayır cayır yanan halk nasıl durdurulabilir.
Aynı anda Türkiye’nin birçok yerinde yangın çıkması, yıllardır çıkan yangınlara rağmen yeterli yangın söndürme uçağı ve ekipmanı oluşturulmaması manidar değil mi? Sorular çoğaltılabilir. Ama soruları cevaplayacak ve sorunları çözecek iktidar nerde? Onlar ceplerini doldurma peşinde halkı düşünen yok!
Bütün bunlar eğitimsizlikten kaynaklanıyor. Diploması şaibeli insanlar tarafından yönetiliyor ülke. Şu anki yöneticiler diplomalı olsalardı, onların aldığı diploma bir işe yarardı. Eğitimimiz henüz bozulmadığı için. Şimdi diploma alsanız neye yarar? Yeni açılan üniversitelerle üniversite eğitimimiz, lise seviyesine inmişken.
Tabii lise eğitimimiz de ortaokul hatta ilk okul seviyesine indi. OECD PISA direktörü Andreas Schleicher’in de eleştirdiği, ezberci eğitimle zaten bir yere varılamayacağı açık. Yapılan her şey göstermelik ve “ben yaptım oldu” tarzında. Tek adam yönetiminin ülkemizi getirdiği nokta bu maalesef. Eğitimimizde yapılan tahribatın sonuçlarını, üniversiteye giriş sınavlarında gördük.
Sıfır çeken öğrenci sayısı; 2019’da 18 bin, 2020’de 15 bin, 2021’de 23 bin, 2022’de 96 bin, 2023’te 100 bin. Sınavlarda her yıl biraz daha kötü sonuç almış çocuklarımız. Öte yandan sınava girmek için başvuru yapan 301 bin 508 öğrenci de sınava girmemiş. Neden acaba? Maddi yetersizlik mi, istihdam imkanı azlığı mı? Bence hepsi birlikte.
Mark Twain, “eğitim; kafayı geliştirmek demektir, belleği doldurmak değil” diyor. Bizim de eğitimde yapacağımız budur, başka yan yollara sapmak değil!
.....
Yazarın tüm yazıları için tıklayınız
.....