Yalta Konferansı ve Almanya’nın Geleceği.
Yeni Dünya Kuruluyor! Almanya yok edilmek isteniyor!
Daha önce, “AMOK Koşusu, Dünyayı Ateşe Verecekler ve Yunanistan Kaşınıyor!” Başlıklı üç makale yazmıştım.
Makalelerimde bu yıl yapılan DAVOS toplantısının İkinci Yalta Konferansı olduğunu, kurulmak istenen YENİ DÜNYA'nın yol haritasının burada şekillendiğini, 92 yaşındaki Siyonist Soros ve 98 yaşındaki siyonist Henri Kissinger’ın bu toplantıda önemli tekliflerde bulunduklarını ve Soros'un teklifinin kabul gördüğünü yazmıştım. Aynı yazılarımda Yalta Konferansına atıfta bulunmuştum. Sizlere Yalta Konferansında alınan kararların bu yazı konusunu kapsayan kısmını hatırlattıktan sonra, Almanya’nın geleceğine dair ön görüşlerimi paylaşacağım.
1944 yılında SSCB’nin Yalta kasabasında dönemin ABD Başkanı Roosevelt, Rusya Başkanı Stalin ve İngiltere Başbakanı Churchill’in dünyayı nasıl paylaştıklarını da yazmıştım. Yalta Konferansı'nda Türkistan’ın doğusunu (Doğu Türkistan) Çin’e, batısını Rusya’ya, Almanya’yı ise Fransa’ya vermişlerdi. Türkistan ve Mezopotamya’da hedeflerine varmışlar Almanya’nın Fransa’ya verilmesi henüz gerçekleşmemişti!
Şimdi ne olacak? Almanya’nın kaderi!
Öngörüleri dikkate alınan bazı stratejistlerin yazdıklarının paragraf aralarını okumanın tam da sırasıdır!
Rus ve hatta batılı bazı stratejistler geçtiğimiz günlerde, "Kuzey Akım" 1 ve 2 boru hattına yapılan saldırıyı Almanya’nın bölünmesi hatta yok edilmesi girişimi olarak yorumladılar. "Terör saldırısı olarak nitelenen Kuzey Akım boru hatlarının havaya uçurulması, Almanya'yı enerji darboğazına soktu ve bununla da kalmayıp Polonya'yı bir enerji gücüne dönüştürdü.." şeklinde değerlendirmeler içeren yayınlar yaptılar.
Saldırıyı ABD istihbaratı yapmış olabilir miydi?
Bunun sağlamasını şöyle yapabiliriz. Doğalgaz boru hattına saldırı kimin işine ve hedefine uygundur? Boru hattına yapılan saldırının cevabı bu sorunun içinde gizli.
Rus stratejistlere göre boru hattının patlatılmasındaki amacın Almanya'nın enerji krizi sonrası parçalanmasının sağlanması ve Polonya'nın bölgesel güç olarak ortaya çıkarılmasına hizmet edeceği varsayılmakla birlikte, Almanya'nın AB içinde zayıflatılması hatta yıkılması şeklinde değerlendirilmeler yapılmaktadır.
Bu görüşleri güçlendiren, destekleyen gelişmeler ise; Kuzey Akımı patlamalarından kısa bir süre önce, Polonya ve Danimarka yetkilileri, Norveç'ten Polonya'ya yıllık 10 milyar metreküp doğalgaz taşıma kapasiteli boru hattının açılışını yapmalarıdır. Ayrıca da Polonya’nın bundan böyle Rus gazından bağımsız hale gelmesini sağlamış oldular.
Polonya'nın, 2. Dünya Savaşı için Almanya'dan 1,3 trilyon Euro tazminat talep etmesi de Almanya için oldukça ciddi sorun olacaktır. Bu iki gelişme sonunda, Almanya'nın bölünmesi de dahil senaryolar konuşulmaya başlanmıştır.
Rusya yetkililerine göre, Kuzey Akım boru hattına yapılan saldırı Almanya ve Rusya’nın arasında enerji bağını kesmiş ve Polonya'yı bölgenin en önemli enerji aktörlerinde biri konumuna getirmiştir.
Boru hattına yapılan saldırı Polonya'nın çıkarlarına hizmet etmekle kalmayıp, İngiltere ve ABD’nin Avrupa’da daha güçlü olmasını da sağlayacak gibi görünüyor.
Almanya bölgesel güç olmaktan çıkarılıyor!
Hedef bu, gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini zaman içinde göreceğiz. Ancak kaçınılmaz bir gerçek var ki, o da kuzey akım boru hatlarına yapılan terör saldırısının Almanya’ya bu kış olağanüstü zor şartlar yaşatacağıdır.
Rusya Devlet Başkanı Putin’in Avrupa’ya gaz sevkiyatı için "Türkiye enerji dağıtım merkezi olabilir" açıklaması, Almanya’ya yapılan operasyonu bozmaya yönelik teşebbüstür. Başarılı olacak mı onu da göreceğiz.
Bu gelişmeler Almanya’yı ikiye böler mi?
Kışın halkın ısınma ihtiyacı dışında dünyada önemli yere sahip Alman sanayii, ölüm kalım mücadelesi verecektir.
Almanya’nın bu hale gelmesi kuşkusuz önce Türkiye’yi ve dünyayı çok yakından ilgilendirmektedir. Almanya’nın milli hasılası beş trilyon dolar civarındadır ve Türkiye’nin dış ticareti en çok Almanya iledir.
Polonya'nın 1.3 trilyon dolar tazminat talebi de göz önüne alındığında İngiltere ve ABD, her iki ülke de Avrupa’da bölgesel güç olmalarını perçinlemiş olacaklardır.
Bekleyip göreceğiz!
1944’de Yalta konferansında alınan kararların Almanya ile ilgili kısmı ne oranda gerçekleşecektir.
Her ne olursa olsun Türkiye bu gelişmelerin tam ortasında kalacaktır. Gelişmelerden Türkiye de nasibine düşeni alması için ellerinden geleni yapacaklarına şüpheniz olmasın!
Yunanistan neden şımartılıyor, kışkırtılıyor şimdi daha iyi anlaşılmaktadır.
Türkiye’yi tehdit altında tutarak elini kolunu bağlamak istiyorlar. Türkiye bölgesel güç olmasın, Almanya’nın devreden çıkarılması ile bölgede yeni dizaynda rol almasın isteniyor!
Oysa ki Türkiye "kim ne yapıyor ne yapmak istiyor ve nasıl yapmak istiyor", bunları biliyor ve görüyor. Ona göre de vaziyet alarak kolay lokma olmadığını pes etmediğini gösteriyor. Göstermeye, gereğini yapmaya devam edeceğine kuşkumuz yoktur.
Almanya’nın jeopolitik ve jeoekonomik etkisinden sonsuza kadar çıkmayı hedefleyenler, bölgesel güç olarak İngiltere ve ABD’yi görmek isteyen devletler Rusya’ya karşı yaptırımlara uyarak Almanya'yı "ekonomik intihar"a çekmiş, bununla da kalmamış, Almanya’nın Rusya ile enerji alanında yakınlaşma ihtimalini de ortadan kaldırmış oldular!
Kuzey akım boru hatlarının sabote edilmesinin sadece boru hattının patlatılmasından ibaret olmadığını yaşayarak göreceğiz!
Sonuç olarak, AB dağılıyor Yeni Dünya Kuruluyor!
Türk devlet aklı ve yönetimi, Rusya Ukrayna savaşı sırasında Türkiye’ye biçilen rol konusunda plan yapanları "ters köşe" yapma becerisini gösterdi.
Kılıçdaroğlu ABD seyahatinde, “Türkiye Ukrayna’nın yanında olmalıydı” ifadesini kullanmış!
Kılıçdaroğlu’nun bu ülkeyi yönettiğini ve Türkiye’yi Ukrayna’nın yanında Rusya’nın karşısında olduğunu ve Türkiye’nin şimdi enerji, doğalgaz alanında hem de kış mevsiminde karanlığa gömülmesini düşünebiliyor musunuz! Ana muhalefet başkanının ufku işte bu! Böyle bir dönemde ülkenin başında olmasının sonuçlarını düşünmek dahi istemiyorum.
Allah bu ülkeyi vizyonsuz, çapsız ve kifayetsizlerden korusun!
Şimdi sıra Kuzey Akım boru hattına yapılan terör saldırısı sonucunda planlanan gelişmeleri ve Türkiye’ye biçilen rol konusunda plancıları yani Yeni Dünya'yı kuranları ters köşe yapmasına gelmiştir.
Türkiye bundan da alnının akıyla çıkacaktır.
Türkiye’yi yönetmek işte böyle bir şeydir!
Şişirme adamlarla algı ile göklere çıkarılan demogok, kifayetsizlerle olmaz!
Türkiye’nin Yeni Dünya kurulurken var olmak ve yok olmak yol ayrımında olduğu ve siyonistlerin hedeflerinden geç kalsalar da vazgeçmedikleri unutulmamalıdır!
Başta ABD olmak üzere Yeni Dünya planlayıcıları Türkiye yönetiminde kimi, kimleri görmek istiyorlar? Tekrar tekrar düşünmek zorundayız!
Türkiye herhangi bir ülke değildir!
Türkiye’nin ve Türk milletinin geçmişini inkar edenler görmek istemeyenler bunu anlamakta zorlanacaklardır!
Anlatmaya devam edeceğiz!
Türkiye böylelerinin ufkuna emanet edilemez!
Vesselam..