Dünyada pek çok insan hakları sivil kuruluşu ve devleti tarafından Doğu Türkistan'da Çin'in son yıllarda başta Uygurlar olmak üzere milyonlarca insanı kadın erkek demeden kamplarda tuttuğu, bazılarının organlarının çalındığı, kadınlara tecavüzler yapıldığı, çocukların kamplara alınarak eğitim adı altında dinleri ve dilleri değiştirilmekte oldukları ve komünist Çinli olarak yetiştirildikleri, cami ve tarihi binaların yok edildikleri ve Doğu Türkistan halkına soykırım uyguladıkları dünyaya duyurulmuştur. Ayrıca Gülbahar Jelilova, Tursunay Ziyavuddin, Zümret Davut gibi kamp mağduru hanımefendiler ve mağdur yakınları aktivistler tarafından videolarla feryatlarını dünyaya duyurmak isteyen isimlerini bilemediğim pek çok hanımefendi Çin zulmünü dünyaya duyurmaya çalışmaktadırlar.
Ayrıca merkezi ABD'de olan ve 9 dilde yayın yapan Hür Asya Radyosu (Radio Free Asia); 1996 yılında kurulmuş, Kâr amacı gütmeyen Uygurca, Tibetçe, Korece, Çincenin iki lehçesi, Vietnamca, Bengalce, İngilizce, Kmerce (Kamboçya dili) gibi dillerde Asya ülkelerine yayın yapan medya kuruluşu, 350 civarında çalışanı, pek çok ülkede bulunan muhabirleriyle fikir özgürlüğü olmayan milletlerin sesi olmaktadır. Gene Washington'da Aktivist Tahir İmin Uyghurian tarafindan kurulmuş olan Uygur Ajansi gibi isimlerini bilmediğimiz ajanslarda pek çok dilde yayın yapmaya çalışmaktalar.
Türkiye'de ise; İstanbul'dan yayın yapan İSTİQLAL TV'de Uygurca, Türkçe, Arapça ve İngilizce dillerin de başarılı yayınlar yapmakta ayrıca İstiqlal Radyosu ve İstiqlal Yazı Haber sitesi ile imkansızlıklar içinde 2011 yılında hizmete başlayan İstiqlal TV Doğu Türkistan Basın ve Medya Derneği bünyesinde başarılı hizmetler vermektedir. Ayrıca internet sitesi basılı dergi ile yayınlar yapmaktadırlar. Türkiye'de Prof. Dr. Abdürreşit Karluk, Prof Dr Alimcan İnayet, Doç. Dr. Erkin Emet, Doç. Dr. Erkin Ekrem, Doç. Dr. Burhan Uluyol, Doç. Dr. Mağfiret Yunusoğlu, Dr. Ferhat Tanrıdağlı gibi pek çok akademisyen ve Seyit Tümtürk, İsmail Cengiz, Abdullah Oğuz gibi toplum önderleri, aktivistler de mücadelelerini sürdürmekteler.
Doğu Türkistan'da bunlar yaşanırken diasporada başta Türkiye'de yaşayan Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz bütün imkansızlıklara rağmen mücadelelerini sürdürmekteler. Bu çerçevede Uygur kardeşlerimiz Türkiye'de 2006 yılında Hidayetullah Oğuzhan önderliğinde Doğu Türkistan Marif ve Dayanışma Derneğini kurmuşlar, her alanda Doğu Türkistan'lı muhacirlere yardım etmeye çalışmaktalar. Ayrıca Hidayetullah Oğuzhan'ın başkanlığını yaptığı Uluslararası Doğu Türkistan STK'lar Birliği kurulmuş, gene Doç. Dr. Ataullah Şahyar'ın öncülük ettiği Doğu Türkistan Ulemalar Birliği ilmi çalışmalarına devam etmekte Satuk Buğra Han İlim ve Medeniyet Vakfı eğitim çalışmaları sürdürmekte olduğu gibi Doç. Dr. Ömer Kul, İsa Yusuf Alptekin Vakfı ile Muhittin Canuygur, Doğu Türkistan Vakfı ve ismini bilmediğimiz pek çok vakıf ve Nuzugum Kadın Derneği gibi dernekler sosyal faaliyetler yapmaktalar.
Başta ABD ve dünyanın çok değişik bölgelerinde faaliyet yapan, başkanlığını Dolkun İsa'nın yaptığı merkezi Almanya'da bulunan Dünya Uygur Kurultayı dünyanın pek çok yerinde siyasi ve sosyal faaliyetlerini sürdürmekte ayrıca ABD'de Ruşen Abbas başkanlığında Uygur Harereketi çalışmalarını sürdürmektedir.
Bu vesile ile geçtiğimiz günlerde Türkiye'de Dünya Uygur Kurultayı delege seçimleri yapıldı. Temsilciliğe seçilenleri tebrik eder, dünya barışı ve huzuru adına hayırlı hizmetler yapmalarını dilerim.
2013 yılında Paris'te DÜNYA UYGUR KADINLAR BİRLİĞİ'ni kurmuşlar ve Türkiye, ABD, Hollanda, Belçika, Kazakistan, Kırgızistan, İsveç ve Kanada dahil 11 ülkede teşkilatlanmışlardır. Geçtiğimiz günlerde de dünyada ve Türkiye'de "Ümit Yıldızları" adı altında ilk öğretim alanında şiir, resim, spor, makale alanlarında uluslararası yarışma düzenlediler. Türkiye'deki Uygur çocukları arasında düzenlenen yarışma sonuçları açıklandı ve ödül töreni yaptılar.
Birliğin Başkanı Risalet Kahraman Aripova ve Başkan Yardımcısı Nurbanu Meşrep Kasımova Hanımefendileri bu vesile ile tanıdım ve Doğu Türkistan mücadelesinin önemli simalarından Kamer Artış Hanımefendinin tercümanlığı ile sohbet etme imkanı bulduk. Uygur çocuklarının asimilasyonuna müsaade etmeyeceklerini, kadınlar ve çocuklar üzerinde kültürel ve sosyal çalışmaları yaygın bir şekilde sürdürmek istediklerini ifade ettiler.
Diasporada platformlar şeklinde de faaliyet yapmaktalar. Örnek olarak; İstanbul Çin Konsolosluğuna "ailem nerede?" sorusunu dilekçe ile sormak üzere Cevlan Şirmehmet, Mirzehmet İlyasoğlu, Medine Nazimi, Şemsiye Ali, Mağfiret Emin, Abdurahman Tohti, Melike Azimet, Muhammet Melike, Abdurahman, Alimcan Turdi, Şemsiye Tursun İstanbul Çin Konsolosluğuna gitmişler ancak dilekçelerine cevap verilmemesi üzerine binlerce Uygur mağdur ve mağdur yakını konsolosluk önünde toplanarak eylemlere başlamışlar, eylemleri AİLEM NEREDE MİLLET NÖBETİ ptatformuna dönmüş, aylardır devam eden eylemleri diasporada pek çok ülkeye yayılmıştır. Şimdilerde ise Türkiye'de bazı illeri ziyaret eden aktivistler Mirzahmet İlyasoğlu, Medine Nazimi, Cevelan Şirmehmet, Mağfiret Emin, Şemsiye Ali, Meryem Sultan, Alimjan Turdi, Turdi Kara, Resul Turan, Kudret Gulja, Habibullah Köseni ve Talat Taşmehmet isimli mağdur ve mağdur yakınları halka Doğu Türkistan'da yaşananları anlatmak ve mücadelelerine destek sağlamak için programlar yapmaktalar.
Sözün özü diasporada ve Türkiye'de pek çok isimsiz kahraman kadın ve erkek mücadelelerini bütün zorluklara göğüs gerekek sürdürmekteler.
Zulme karşı verdikleri mücadelelerinde BİRLİK ve BERABERLİK çok önemlidir. Aralarındaki düşünce farklılıkları zenginliktir ve birlik olmalarına mani değildir. Farklı düşüncelerden hareketle değil hedefe ulaşma düşüncesinde birlik sağlamalarının Doğu Türkistan'ın kurtuluşu ve zulmün sona erdirilmesinde çok önemli olduğu tecrübelerle bilinmektedir. Birliğin sağlanması için gereği yapılmalıdır.
İkinci bir husus da asimilasyon meselesidir.
Yukarda ifade ettiğim pek çok ülke sivil insan hakları kuruluşu ve devlet Çin tarafından Doğu Türkistan'da sistemli bir asimilasyon uygulamakta olduğunu kabul edip, dünyaya duyurdular. Ancak ne var ki asimilasyon tehlikesi sadece Doğu Türkistan'la sınırlı değildir. Diasporada da aynı tehlike vardır. Asimilasyon tehlikesine karşı;
DİN , DİL ve KÜLTÜR bağlarını korumaları önemli olduğu için çocuklarına dinlerini, dillerini ve kültürlerini unutturmamaları, yaşatmaları ve öğretmeleri gerekmektedir. Ayrıca İnsanlar isimleri ile müsemmadır. İsimleri ile anılırlar, isimleri asırlarca kültür ve yaşamdan süzülmüş bugüne kadar gelmiş, oldukça güzel ve anlamlıdır. İsimlerini çocuklarına vererek yaşatmalılar. İsim, kimliktir.
Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin şanlı mücadelesinde yanlarındayız. Uğradıkları zulme sessiz kalmamız asla düşünülemez! Zulmü durdurmak Doğu Türkistan'ın kurtuluşu için gereğini yapmak milli, dini ve insani sorumluluğumuzdur.
Doğu Türkistan'da yaşananlar unutmayalım unutturmayalım.
Kalın sağlıcakla,
Vesselam..