Ebulfeyz Elçibey Ankara'da da Törenle Anıldı

23 Ağustos 2020 Pazar 09:02

BURSA ARENA / Haber Merkezi

Bağımsız Azerbaycan’ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Ebulfez Elçibey, vefatının 20. yıl dönümünde Türkiye’nin ve dünyanın birçok yerinde olduğu gibi başkent Ankara’da da unutulmadı.

Azerbaycan Türk Cumhuriyeti’nin 20. yüzyıldaki büyük lideri, bağımsızlık hareketçisi, tarihçisi ve ideoloğu olarak benimsenen; en önemlisi Sovyetler sonrası Azerbaycan’ın seçilmiş birinci Cumhurbaşkanı olan Ebulfez Elçibey’in 20. ölüm yıl dönümü Ankara’da bir programla anıldı.

ULUS MEYDANI’NDA ANMA PROGRAMI

Türkiye ve Azerbaycan Türklerinin öncülüğünde 22 Ağustos 2020 Cumartesi günü saat 17.00’de Ankara Ulus Meydanı’ndaki Atatürk Heykeli’nin yanında, Türkiye’de hayata veda eden Elçibey’in 20. vefat yıl dönümü dolayısıyla bir anma programı gerçekleştirildi.

Azerbaycan Türkü-Gazeteci Şeyda Kemaloğlu, Gazi Yüzbaşı Muhammet Kemaloğlu ve Emekli Astsubay Mustafa Köşker’in girişimleriyle düzenlenen program başlangıcında; Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, Mehmet Emin Resulzade ve diğer devlet büyükleri, yurt ve vatan uğrunda şehit olan kahramanlar, saygı ile anıldı ve saygı duruşunda bulunuldu.

Ardından Türkiye ve Azerbaycan Milli Marşları ile Ebulfez Elçibey’in kendi sözleriyle “Millete hitabını” içeren bir anma metni okundu.

“TÜRK DÜNYAYA YENİ BİR MEDENİYET GETİRECEKTİR!”

ANMA METNİ:
Ebulfez Elçibey, Nahçıvan’ın Keleki kasabasında doğmuştu. Ebulfez Elçibey, Azerbaycan Bakü Devlet Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olmuştu. Elçibey, 1970’li yıllarda, eski SSCB topraklarına dâhil olan Azerbaycan’ın bağımsızlığı için mücadele etmeye başladı. 1976 yılında Sovyetlere karşı propaganda yaptığı gerekçesiyle tutuklandı ve 1978 yılında şartlı olarak serbest bırakılmıştı.
Ebulfez Elçibey, 1988-1989 yıllarında Azerbaycan halkına bağımsızlık mücadelesi yolunda öncülük ederek, halkından büyük destek gördü. Elçibey, aktif siyasi hayatına 1989 yılında, Azerbaycan Halk Cephesi Partisi’nin (AHCP) başına geçerek başlamıştı.
Azerbaycan, SSCB’nin 1990’da dağılmasının ardından 18 Ekim 1991 yılında bağımsızlığını resmen ilan etti. Ebulfez Elçibey, 7 Haziran 1992’de bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ikinci Cumhurbaşkanı olmuştu. Hayatı boyunca, Türk dünyasının birleşmesi ve kardeşliği için mücadele eden Elçibey, 22 Ağustos 2000’de tedavi gördüğü Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi’nde hayatını kaybetmişti.
Ebulfez Elçibey kendisini şöyle tanımlıyordu:
“Üzülerek belirtmeliyim ki, çoğumuz idealizmin mahiyetini bilmiyoruz, çünkü hepimize materyalizm öğretmişler. Doğrudur, ben de idealist felsefeyi öylece fazla bilmiyorum, ancak ruhen ve manen idealistim.
Çok abartmadan diyeyim ki, tarihçi olduğum için, tarihin kendisinin bir felsefesi olduğunu bende biliyorum. Şöyle bir şey var: insanların en yüksek işi ruh meselesidir. Ancak bu ruh maddiyatsız olmaz. Maddiyattan uzak kalarak o ruh belirli bir dönem bedende kararlı olamıyor-belirli bir zaman.
Hayatımda en hoş günlerimden biri 1989 yılı 16 Temmuz’unda Azerbaycan Halk Cephesi’nin kurulması ve ona başkan olmamdır.
En ağır sarsıntılarım: 20-23 Ocak 1990, Daşaltı operasyonu, Hocalı faciası, Şuşa ve Laçın ihaneti…
En çok üzüldüğüm şey dostlarımı kaybetmektir (bütün manalarda).
Sevgim-millete!
Vurgunluğum-Özgürlüğe ve adalete!
İtaatim-Öğretmenlerime!
Borcum-dostlarıma ve meslektaşlarıma!
Nefretim-yalancılara ve simasızlara!” Ebulfez Elçibey, vefatından bir kaç gün önce de tüm Türk Gençlerine şöyle sesleniyordu:
“Genç Türk!
Büyük gelecek senindir! Sen kendin buna zamanın hükmü ve kararlarıyla, şartlarıyla hazırlanıyorsun. Bu hazırlık doğal bir hazırlıktır! Bunu yerine getirmek için milyonlarca Türk genci bu hedefe yürüyecek. Bu hedefe ulaşmak için iradenle çalışacaksın, dünya ilmini elinde tutup, büyük medeniyetler kurup isteğine ulaşacaksın. Bütün Büyük harekâtlar, yürüyüşler hedefe ulaşmak için bir sevda olacaktır. Sonuçta ise Büyük medeniyet kurmak olacaktır.
Bütün insanlık tarih boyu ilerlemiş ve sonuçta ise bir medeniyet kurulmuştur. Türk dünyaya yeni bir medeniyet getirecektir. O medeniyete ben şimdiden ″Hoş geldin!” diyorum!
Sana uğurlar olsun, ulu TÜRK!”
Aynı büyük insan yine aynı tarihte bu sefer Azerbaycan Gençliğine de ayrıca sesleniyor ve Azerbaycan gençliğinin vazifelerini bildiriyordu:
“Azerbaycan Genci!
Sen bilmelisin ki, Türk gençliğinden ayrı değilsin. Önünde Büyük hedefler, ağır vazifelerin bulunmakta. Omuzlarında ağır bir yük-dev yükü var. Ancak sen onu taşımaya onu taşımaya gücün yeter. Senin öyle bir gücün var ki, devlerin taşıyamayacağı yükü sen taşıyabileceksin. Senin damarlarındaki kan öyle kudretli bir kandır ki, her zorluğun üstesinden kolaylıkla gelebilirsin!, Bunu sadece senin istemen lazımdır.
Karabağ’ı sen özgürleştireceksin! Azerbaycan’ı sen birleştireceksin! Ben buna eminim ve çok da inanıyorum! Azerbaycan’da öyle bir genç bulunmaz ki, Karabağ’ın özgürlüğünü, Azerbaycan’ın bütünlüğünü istemesin. Milletin bu arzusunu yerine getireceksiniz. Size uğurlar-şans diliyorum.
Tanrı yardımcınız olsun!”
Bizde bugün burada Türk milletinin bu Büyük Devlet adamını anmak için bir araya geldik. Hep birlikte şunu ifade ediyoruz ki, dün kendisi hayatta iken nasıl fikirlerini/harekâtını destekliyor idiysek bugün ve yarında Elçibey’in düşüncelerini savunacak ve düşüncelerinin hayat bulması için çalışacağız.
Ey Türkün Elçisi, Ruhun Şad, Mekânın Cennet Olsun.

Elçibey’in vefatının 20. yıl dönümünü anmak üzere biraraya gelen Türk dünyasından vatandaşlar, üzerlerinde Elçibey’in fotoğrafının basılı olduğu tişörtlerle ve ellerinde Azerbaycan ve Türk bayraklarıyla programa katılım gösterdi.

Anma programı koronavirüs salgını nedeniyle koronavirüs tedbir ve kurallarına dikkat ve uyarınca gerçekleştirildi.