Türk dostu, Azerbaycan Parlamentosu Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) üyesi Ganire Paşayeva ile ilgili bu köşede çok yazdık. Paşayeva, “Türkiye karşıtı harekette bulunan bizi de karşısında bulur. Yıllardır Türkiye üzerinde bölmeye yönelik oynanmak istenilen oyunları üzüntü ile izliyoruz. Şurası unutulmasın, Türkiye bölünürse İslam dünyası da bölünür” diyerek hep Türkiye-Azerbaycan dostluğu ve güçlerin bütünlüğü için yıllardır çaba gösterdiğni bir kez daha ortaya koydu. Paşayeva, zamanının büyük bir bölümünü de Türkiye’deki çalışmalarına ayırıyor.
Paşayeva’yı Türkiye’de hemen hemen tanımayan kalmadı.
Birçok etkinlikte birlikte olduğumuz zamanlar da Ganire Paşayeva ile genelde Türkiye-Azerbaycan ilişkileri konusunda görüşmelerimiz oldu. “Türkiye’yi doğup büyüdüğüm ata toprağım olarak görüyorum” diyerek Türkiye sevgisini de her daim ortaya koydu. Türkiye hayranlığını, Türk sevgisini ülkesinin dışına da başarı ile taşıyor.
Açıkça ifade edelim, biz Ganire Paşayeva ile ilgili bir şey yazdığımızda müthiş bir keyif almaktayız. Kendisi, nasıl ki Türkiye’yi ata toprağı olarak görüyor, bu topraklarda yaşayan her Türk’ü kan bağı olan kardeşi olarak görüyorsa biz de kendisini içimizden biri olarak görüyoruz.
Paşayeva, geçenlerde yine Türkiye’deydi ve katıldığı bir toplantıda konuşmacı olarak bulundu. Azerbaycan-Türkiye ilişkileri ve bölgedeki gelişmeleri değerlendiren Paşayeva “Ben de her zaman şunu söylerim; Türkiye'nin parmağına atılan taş bizim başımıza değer. Dolayısıyla ister içeride ister dışarıda kim Türkiye karşıtı bir harekette bulunursa bizi karşısında bulur" diyerek her zamanki duruşunu sergiledi.
Paşayeva,değerlendirme konuşmasında bakınız neler diyor,kendisini dinleyelim:
"Maalesef bugünlerde Türkiye'nin güçlenmesini istemeyen, Türkiye'yi zayıflatmaya çalışan bir takım dış güçler Türkiye'nin kalkınıp büyümesi yerine bölünüp parçalanmasını arzu ediyorlar. Avrupa ve Amerika'da bulunan bu dış güçlerin yüzde 90'ı Türkiye'nin güçlenmesini istemiyor. Çünkü yönetebildikleri bir Türkiye istiyorlar. Bunu başaramadıkları için şimdi bu güçler birlik olmuş hep beraber bölmeye, parçalamaya çalışıyorlar. Türk devletleri olarak dışarıdaki Türk toplumlarını yani Türk diasporasını da içine alan bir birlik oluşturmak zorundayız. Eğer bir takım güçler hedefe Türkiye'yi koymuşsa biz dünyanın her tarafındaki Türk toplulukları olarak Türkiye'nin yanında durmak, Türkiye’yi desteklemek ve korumak zorundayız ve Türk birliğini bozmaya, parçalamaya çalışan bu güçlere gücümüzü göstermek zorundayız. Nasıl İstiklal Savaşı'nda Çanakkale'de birlik olduk ve bizi yenemediyseler, yine aynı ruhla birlik olacağız ve yine yenemeyecekler. Şunu çok açık bir şekilde gittiğim her yerde söylüyorum. Türkiye bölünürse İslam dünyası da bölünür. Türkiye'nin gücü İslam dünyasının da gücüdür. İslam dünyasındaki ülkeler de artık bunu anlamak ve ona göre bu dış güçlere karşı durmak ve Türkiye'yi korumak zorundadır."
Uçak krizinden sonra Türkiye ile Rusya Arasındaki ilişkileri değerlendiren Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeve, bu konuda da şunları söylüyor:
“Türkiye - Rusya ilişkilerinin yolunda gitmesi bölgenin yararınadır. İki ülke arasındaki gerginlik hem bölge için hem de her iki ülkenin çıkarları açısından da çok tehlikeli. Ayrıca Türkiye-Rusya ilişkilerinin yolunda gitmesi Kafkasya için de çok önemli. Özellikle Türkiye ile Rusya ilişkilerinin yeniden normalleşmesi Suriye açısından oldukça önemli bir adım oldu. Çünkü iki ülke, Suriye’deki krizi çözmek için önemli karar vericiler. Biz biliyoruz ki Suriye’de çok sayıda oyuncu ve bu oyuncuların bu ülkede yapmak istedikleri projeler var ama umuyorum ki Türkiye - Rusya arasındaki bu normalleşme bir an önce Suriye’de barışın gelmesini sağlar."