Terörle ilgili yazdığımız birçok yazıda özllikle ve de altını çizerek değindiğimiz konu “Terörün kökü dışarıda” görüşümüz olmuştur. 30 yıldır kan döken ve mücadele ettiğimiz PKK gibi bir terör örgütü bugün hala ayakta ve kan döküyorsa bunun başka bir izahı olabilir mi?

A&G Kamuoyu Araştırma Grubu’nun patronu Adil Gür, “Yaptığımız tüm kamuoyu araştırmalarında “terör örgütleri bu eylemleri tek başına mı yapıyor, yoksa arkasında başka güçler mi var” sorusuna kamuoyunun yüzde doksanı “arkasında başka güçler” var diyor. Kimdir bu güçler” diye sorulduğunda ise “ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri” yüksek oranda sayılıyor. Gerek 15 Temmuz sürecinde bu ülkelerin tavırları, gerekse Avrupa’dan gelen terör örgütlerini cesaretlendiren siyasi ve hukuki  kararlar, toplumda bu algıları güçlendiriyor”diyor.

Suriye’deki iç savaşta, Amerika’nın doğrudan desteklediği ve silahlandırdığı PYD/YPG yapılanmasının doğrudan PKK ile çalışması ve bu silahların PKK’nın da eline geçmesi terör konusunda kafalardaki soru işaretlerini çoğaltıyor.
Yapılan araştırmalar ve istihbarat çalışmaları, Türkiye’de eylem yapan teröristlerin kamplarını Suriye’deki PYD’nin kontrolündeki Kobani’de yaptıklarını gösteriyor. “Abdullah Öcalan” adı verilen canlı bombalar burada eğitiliyor. Canlı bombaların daha sonra Suriye üzerinden Lice’ye ulaştıkları, Kulp-Lice-Hazro üçgeninde bomba yüklü araçları hazırladıkları ve eylem için Kandil’den talimat bekledikleri de aynı istihbarat raporları arasında yer alıyor.

İşin sıkıntılı tarafı şurada:
Amerika olsun, Batı olsun PKK terörürün Suriye’de güçlendiğini bilmiyor mu?
Bal gibi biliyorlar.
Biz, yıllardır “PYD, terör örgütü PKK’nın uzantısıdr. PYD’ye verilen silahlar PKK’lılardan çıkıyor” diyoruz ama sözümüzü dinletemiyoruz.

Halen Almanya, Fransa, Hollanda gibi Batı ülkeleri PKK’lıları koruyup kollamaya devam ediyor. PKK’lılar adı geçen ülkelerde cirit atıyor. Toplantılara katılıp, konuşmalar bile yapıyorlar.

Amerika ve Batı, teröristlere bu kadar kuçak açınca “Terörün kökü dışarıda” görüşümüz de doğruluk kazanıyor.
Adil Gür, Milliyet’te yazdığı “Terörden medet umanlar” başlığı altındaki yazısında daha sonra şu görüşlere yer vermiş, paylaşalım:
“Her türlü olumsuzluğa kamuoyundaki yüksek orandaki karşıtlığa rağmen, yine de bu ülkelerle diyalog, iyi ilişkiler kurulması yönünde beklentiler hakim. Çünkü siyasi ve ekonomik işbirliğinin herkesin çıkarına olduğunun Anadolu'nun  en ücra köyünde yaşayan Mehmet amca dahi farkında. Mehmet amca farkında ama sözde koca koca devletlerin yöneticileri bunun neden farkında değil anlamak mümkün değil. Gerek stratejik konumu ile, gerek genç nüfusunun büyüklüğüyle güçlü bir Türkiye onların da yararına. Dünyanın teknoloji ile birlikte avuçların içerisine girdiği bir dönemde güçlü ve istikrarlı bir Türkiye sadece bölge için değil dünya için sigorta görevi görüyor. Dileriz bunun farkına varır, gaflet uykusundan uyanırlar, yoksa Türkiye kimseye ihtiyaç duymadan kendi göbeğini kesebilecek güçte.”

Geçen gün yazdığımız bir yazıda “Asker ve polisimizin sonuna kadar yanındayız” dedik. Millet olarak biz koruyan,kollayan içimizden çıkan çocuklara sahip çıkacağımızı haykırdık. Doğrusunu da yapıyoruz.

Ancak, devletin de yapması gerekenler vardır.
Terör belasının kökü dışarıdaysa bunun çözüm yolları olabilmeldir. Her ülke ile düşman olmakla, sürekli “intikam” çağrıları ile bunu çözemeyiz.
Bunca mücadeleye ve şehitlerimize ve can kaıyıplarına rağmen bu terörün sonu gelmiyorsa, getirenmiyorsak ortadaki başka gerçekleri de görmemiz gerekiyor. Amerika da, Batı da Türkiye’nin bölgedeki konumunu ve güçlülüğünü biliyor. Türkiye bölgede ne kadar güçlü olursa,ne kadar istikrarlı olursa bundan adı geçen ülkeler de faydalanacaklardır.

Bir başka neden de istihbarat zaafiyetidir.
Birçok eylemci, eyleme geçmeden ele geçiriliyor. Ancak, ele geçirilemeyen ve büyük facialara neden olan böylesine faciaları neden önleyemiyoruz? Burada istihbarat zaafiyetinden de söz etmek yerinde olur.
İstanbul’un göbeğine kadar 4 ton patlayıcı ile gelinebiliyor, onca polisin ve görevlinin ortası hedef alınabiliyor ve hain patlamalar gerçekleştirilebiliyorsa buna başka bir ad konulabilir mi?
Yıllardır aynı oyun oynanıyor. Artık bu konularda deneyim sahibi olduk. Terörün dış bağlantıları da biiliniyor. Eğitim alanları tespit edilmiş. Ancak, yine de çok önemli yerlerde kahpece patlamalar gerçekleştirilebiliyor. Canımız yanıyor, göz yaşlarımız durmuyor.
Hiç kimseye ihtiyaç duymadan kendi göbeğimizi kesebilecek güçte bulunuyorsak –ki bulunuyoruz- o halde bu seçeneği de değerlendirmek durumundayız. Bakınız, millet olarak terörün karşısında tek yumruk olduk. Güvenlik güçlerimize de bu konuda millet olarak görülmemiş bir destek veriliyor. Ne pahasına olursa olsun, bu savaşı mutlak şekilde kazanmak zorundayız.


necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.necdet.buluz
 
 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.