Bir beldede yaşayan Tahir ve Zahir varmış.
Tahir’in inekleri varmış.
Sütçülük yapar, elde ettiği sütleri satarmış.
Zahir de o beldenin en büyük tüccarıymış. Bir gün Tahir’e ;
- Şu sütlerinden gönder de bir bakalım, nasıl yoğurt olacak mı.. demiş.
Tahir sütleri göndermiş.
Zahir sütleri yoğurda çevirmiş ama istenilen kıvamı bulamamış. Bu nedenle Tahir’e ;
- Sütün gerektiği kadar temiz değilmiş, bir bozukluk var Tahir ağa.
Tahir ağa da haber göndermiş.
- Ben babamdan, o da babasından, daha ötesinden aynı sütü kullanırız. Bizim sütümüzde bozukluk yok. Olsa olsa senin mayanda bozukluk vardır. Sen mayana bir bak.
Eskiler onun için bozuk bir insanı gördükleri zaman “İnsan çiğ süt emmiştir" der.
Bu söz insanın nankörlüğünü belirtmek için kullanılan bir deyimdir.
Kur’an bu insanlar için “nankör“ deyimini kullanır.
İbrahim Suresi, 34. ayet: “Gerçek şu ki, insan pek zalimdir, pek nankördür. “
İsra Suresi, 67. ayet: . “İnsan pek nankördür.”
Hac Suresi, 66. ayet: “Gerçekten insan pek nankördür.”
..
Eskiler nankör olmayanlar için de “Helal Süt Emmiş” sözünü kullanırlar.
Varsa bir ölçü sadece budur. Onun dışında başka bir ölçü de yok.
Peygamber Efendimiz bu hususta
“Birinin namazı orucu sizi aldatmasın. Siz onun Muamelesine bakınız ” buyuruyor.
..
İnsanlar kavun değil ki koklayasın.
Ancak insan, beşeri tarafını mahareti kadarıyla örter, saklar.
İnsanın saklanamayacağı, kendini ele vereceği 3 yer vardır:
- Yemek
- Alış Veriş
- Yolculuk.
Bu durumlarda insanlar en doğal hallerini kullanırlar.
İyi bir gözlemle ne olduklarını çok rahat çözebilirsiniz.
Anadolu insanı bu hususta hep Allah’ı vekil tutar.
Onun içindir ki Anadolu insanının dilinde hep şu dua vardır ;
“Allah insanı insaf ve merhametten ayırmasın! Allah her zaman iyilerle karşılaştırsın. İyilere yoldaş eylesin. “
Bizler de bu duaya en samimi kalp ile hep amin deriz.
Demek ki insanın ihanet edebilmesi için bir tarafının bozuk olması gerekir.
Şimdi ülkeye ihanet eden insanlara bir bakın;
Sütü mü bozuk mayası mı ?