Terör örgütü IŞİD’ın Suriye’den temizlenmesinden sonra iki süper Amerika ve Rusya’nın Suriye’deki bilek güreşi ön plana çıkıyor. Hiç kuşkusuz Suriye’yi parselleyen bu iki güç, aynı zamanda bölgeyi de tam kontrol edebilmenin mücadelesini verecek. Kısaca “Bilek güreşini kim kazanacak?” sorusu gündemin tepesine oturmuş bulunuyor.
Şimdi hem Amerika’dan, hem de Rusya’dan ard arda açıklamalar geliyor. Biz, bu açıklamaları güreşten önce peşrev çekme olarak değerlendiriyoruz.
ABD, terör örgütü PKK'nın Suriye'deki kolu PYD/YPG'nin kontrol ettiği Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) bağlı gruplarla çalışmaktan vazgeçmeyeceğini bir kez daha açıkladı. (SGD) adı altında terör örgütlerine silah ve destek veren Amerika’nın Suriye’de kalıcı olacağı da bu şekilde ortaya çıkmış bulunuyor.
ABD Başkanı Donald Trump'ın DEAŞ'la Mücadele Koalisyonu Özel Temsilcisi Brett McGurk, Suriye'de yerel güçlere verdikleri desteğin düzeyinde ayarlamalar yapılacağını söyledi. Dışişleri Bakanlığı’nda gazetecilere brifing veren McGurk’e bir gazeteci, Başkan Trump’ın telefonda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “YPG’yle ilişkilerde ayarlamalar yapılacağını söylediği” şeklindeki haberleri sordu.
Amerika’nın Suriye’de kalıcı olup olmayacağının tartışıldığı bu günlerde McGurk’un açıklamaları damgayı vurdu. Dilerseniz özel temsilcinin bu konudaki açıklamalaşmalarına kısaca göz atalım:
“Şimdi operasyonların büyük aşamasının tamamlanmasıyla birlikte, askeri desteğin düzeyinde ayarlamalar olacak. Suriye’de kalmaya ve yerel güçlerle birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Ancak yıllar geçtikçe, desteğin türünde de ayarlamalar olacak. Operasyonların ilerleme şekline bakıldığında bu çok doğal. Bu her zaman planın bir parçasıydı. Biz Suriye’de kaldıkça yerel aktörlerle çalışmaya devam edeceğiz. Yerel halkın, ellerindeki bölgelerin yönetiminden sorumlu olmalarını istiyoruz ve Türkiye’yle tam şeffaflık politikamızı da muhafaza edeceğiz.”
Şimdi bütün sorun Suriye’de Amerika ile Rusya arasındaki bilek güreşinin kimin kazanacağı yönündedir. Rusya da ülkedeki üslerini güçlendirerek bölgede kalıcı olacağını daha önce duyurmuştu. Esad’ın en büyük destekçisi Putin,her açıklamasında Esad’ın da kalıcı olduğuna vurgu yaparak Suriye’de bundan sonraki sürecin nasıl işleyeceğinin de sınırlarını çizmişti.
Şimdi yüzümüzü yine McGurk’a çevirelim.
ABD’nin Suriye’de DEAŞ'a karşı savaşta 2018 boyunca da Rusya’yla temas halinde kalmayı sürdüreceğini belirten McGurk, ABD olarak Suriye’deki savaşa BM denetimindeki seçimlere uzanan bir anayasal süreç üzerinden çözüm bulmak istediklerini söylüyor. McGurk, DEAŞ'ın Suriye’de elindeki bölgelerin yüzde 98’ini kaybettiğini, BM raporuna göre her ay 1000 Suriyeli mültecinin evlerine döndüğünü de belirtiyor.
Şimdi şu konuya dikkat:
24 Kasım’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesinde “YPG’ye bundan sonra silah gitmeyecek” diyen ABD Başkanı Donald Trump, Suriye'ye 2018'de gönderilecek silahları için Pentagon’un bütçesini 12 Aralık’ta imzaladı.
ABD'nin önümüzdeki yıl terör örgütü PKK'nın suriye'deki kolu olan PYD/YPG'ye vereceği silahlar şöyle: 12 bin Kalaşnikof, 6 bin PKM Makineli tüfek, 3 bin 500 Doçka ağır makineli tüfek, 3 bin RPG-7 Roketatar, bin Tanksavar, 100 keskin nişancı tüfeği, 235 havan topu sistemi.
Özetle, Başkan Trump’a artık hiçbir şekilde güvenilemeyeceği de bütün bu gelişmelerden sonra ortaya çıkmış bulunuyor.
Bugüne kadar özellikle PKK/ PYD terör örgütleri ile mücadele konusunda Amerika Türkiye’yi hep yanıltmıştır. Birçok konuda da yalan söylenmiştir. Bu saatten sonra Amerika’nın Suriye’de halen terör örgütleri ile olan sıkı işbirliğinin Türkiye aleyhine işleyeceğini de görüyoruz.
İsim değişikliğine giderek yeni terör örgütleri ortaya çıkaran Amerika’nın bölgedeki hedefleri içinde Türkiye başta geliyor. Bu konuda bastığımız her yere dikkat edip, dış politikada yeni stratejiler de oluşturmak durumundayız. Özellikle Amerika konusunda çok dikkatli olmalıyız.
Bu arada şunu da vurgulamadan geçmeyelim:
Hiçbir ülke bizim dostumuz ve müttefikimiz değildir. Her ülke bölgede çıkarlarını ön planda tutuyor. Konuyu bu açıdan değerlendirdiğimizde Rusya ve İran ile olan ilişkilere de pek güven duymamak gerektiğinin altını kalınca çizmekte yarar görmekteyiz.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz