Azerbaycan Milli Meclisi Milletvekili Ganire Paşayeva tarafından Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Mavera Kongre ve Sanat Merkezi’nde “Türk Dünyası Türkiye- Azerbaycan İlişkileri ve Karabağ Meselesi” konferansı verildi. Bugüne kadar Türkiye-Azerbaycan ilişkilerindeki yükselişe damga vuran Paşayeva’nın, “Büyük güçlerin karşısında durabilmemiz için öncelikle Ruh, duygu ve düşünce birliğine ihtiyacımız var” sözleri de büyük alkış aldı.
GAÜN Yurtdışındaki Türkler ve Akraba Toplulukları Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü tarafından düzenlenen konferans öncesi; tarda Prof. Dr. Ilgar İmamverdiyev piyanoda Doç. Dr. Efkan Zeki Saleh katılımcılara Türk ve Azerbaycan şarkılarını seslendirerek, mini bir müzik dinletisi sundu.
Konferansın açılışında konuşan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, dünyada artık normların değiştiğini, Batı medeniyetinin sürekli bize ilkeler dayatırken demokrasi, insan hakları, eşitlik derken aslında bu güç algısı içerisinde sadece kendileri için geçerli olduğunu son yüzyılımız ve bugünlerin çok net gösterdiğini vurguladı. Prof. Dr. Gür’ün sözlerinden bir demet;
“Filistin’deki yapılan katliamlara karşı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 14 reddine rağmen, 15 ülke var 14’ü reddediyor ama bir devlet gücüne dayanarak reddedebiliyor. Hani demokrasi, ilke, ahlak vardı? O yüzden artık maskeler düşüyor ve yeni bir sistem oluşturma zamanı. Bir taraftan Asya’nın kapısında diğer taraftan Avrupa’nın girişinde ve en önemlisi de orta dünyanın geçiş merkezinde olan Türkiye, Anadolu ve Azerbaycan. Bunlar başta olmak üzere eğer İslam ülkeleri ve beraberinde Turan ülkeleri, en önemlisi de mağdur ve mazlum olan tüm milletlerin yer aldığı gönül coğrafyaları eğer bir araya gelebilirse o zaman artık sömürgenin değil mağdur ve mazlumların bu dünyada söz hakkı olacak. “Uzun yıllar Azerbaycan’ın ana toprağı olan bir oldu bittiye getirilerek istila ve aynı zamanda ilhak edilmeye kalkılan Karabağ var. Bütün dünyanın gözü önünde katliam yapıldı. Aynı zamanda Hocalı katliamı yapıldı. Bosna’da, Suriye’de, Filistin’de katliam yapıldı. Bu kadar güçlü ve kural koyucular hiç kımıldamadılar, ölümleri seyrettiler. Sadece bizi suçladılar. Bizim suçumuz yok mu, var, gücümüzü kullanamadık, birlik ve beraberliğimizi koruyamadık. O yüzden artık dışarıda suç bulmak değil yeniden kendi gücümüzü keşfedeceğiz birlik beraberlik ruhuyla sorunları kendi içimizde çözmeyi öğreneceğiz. ”
Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Meclisi Milletvekili Ganire Paşayeva, “Büyük güçlerin karşısında durabilmemiz için ilk önce Çanakkale’deki gibi ruh, duygu ve düşünce birliğine ihtiyacımız var” dedi.
Azerbaycan Milli Meclisi Milletvekili Paşayeva’yı dinleyelim mi ?
“Biz bu coğrafyada yeniden bir Çanakkale’den geçiyoruz. Gençlere tarihi sadece geçmiş gibi anlatmayın. Tarih sadece geçmiş değil tarih bugün ve yarında aynı zamanda. Çünkü tarih bilinci size bugün doğru ayaklarınız üzerinde durmayı, her şeyin farkında olmayı, kendimizi doğru şekilde koruyabilmeyi ve geleceğe sağlam yürümemiz için en önemli anahtardır, kilit noktasıdır. Bu coğrafyada evet yeni bir Çanakkale’den geçiyoruz ve bu coğrafyada ihtiyacımız olan şey; oradaki ruhtur, bilinçtir oradaki birlik ve dayanışmaydı. Biz ne zaman birlik olduysak kazandık demekti. Çanakkale bize bunu söylüyor. Artık o Sovyetlerin aciz zulmü içerisinde aydınlarının çoğunu kaybetmiş, hiçbir askeri, ordusu olmayan Azerbaycan değil. Bugün Azerbaycancımız kalkınan Azerbaycan’dır ve Güney Kafkasya’nın en büyük gücüdür, en güçlü devletidir. Karabağ konusu bizim için ölüm kalım konusudur. Çünkü 20 binden fazla şehidimizin kanı var. O yüzden de Karabağ konusunda Azerbaycan ne olursa olsun biz topraklarımızı işgalden azat edeceğiz. İnşallah bir gün sizinle birlik beraberlik içerisinde işgalden azat edeceğimiz güzel Karabağımız’da da görüşeceğiz. Oradaki vatanınıza sizleri bekliyoruz. İnanıyoruz ki, siz bizden daha iyi olacaksınız ve biz birlikte bu coğrafyanın kaderini değiştireceğiz. Karabağ’da da bayraklarımız dalgalanacak. Diğer kardeşlerimizde daha huzurlu vatan coğrafyasında oturacak. Bu yolda hepinize başarılar diliyorum. Allah Azerbaycan'ımızı ve Türkiye’mizi, bütün Türk Müslüman dünyasını korusun.”