Kâğıt fiyatlarındaki aşırı artış nedeniyle kitap basımı neredeyse durdu. TÜİK’e göre yıllık artışı yüzde 256’yı bulan kâğıdın tonu geçen yıl Mart ayında 5 bin lira iken bu yılın ilk yarısında 25 bin liraya ulaştı. Buna boya, kalıp gibi maliyetler de eklenince kitaplar yüzde 50-100 arasında zamlandı.
Gazetemizin imtiyaz sahibi Hüsamettin TAŞDEMİR de, sosyal medya hesabındaki mesajında şöyle diyor:
‘Z KUŞAĞINA MEKTUPLAR-1- adlı ilk ve devamındaki 4 kitabımı yayınlamaya cesaretim kalmadı artık..
280 sayfa bir kitap için sadece kağıt parası 13 bin TL.
Hey Devlet Baba!.
Sen neredesin Allah aşkına..
Şaka gibisin..’
...
YAYINCILIK ZORDA
Türkiye, 2005’te kamuya ait kâğıt fabrikalarının özelleştirilmesi nedeniyle kâğıtta yüzde 90 dışa bağımlı hale geldi. Dünyada yaşanan arz kriziyle dolar bazlı fiyatlar artarken, döviz kurlarındaki yükselme de iç piyasada fiyatları alabildiğine yükseltti.
Matbaaların dolar endeksli fiyat vermeye başladıklarını belirten yayıncılar, şunları kaydediyor:
‘Hammadde fiyatları haftalık zamlanıyor. Eskiden bir ay sonraki fiyatı bilemiyorduk, şimdi bir hafta sonraki fiyat değişiyor. Kâğıt yüklü gemi Türkiye’ye gelene kadar fiyatı yüzde 25 zamlanıyor. Vadeli ödeme kalktı, peşin ödeseniz bile fiyat garantisi yok, limana gelince son fiyatı kabul etmeniz gerekiyor. Bu nedenle fiyat veremez duruma geldik. Maliyet belli olmayan bir sektörde kimse üretim yapamaz. ‘
Yayıncılar, AB ülkeleri dışından yapılan kâğıt ihracatına uygulanan yüzde 10’luk fon ile KDV’nin kaldırılmasını ve yerli kâğıt endüstrisinin yeniden canlandırılmasını istiyor.
SEKA’NIN KAPATILMASI
Kapatılan SEKA fabrikasını kuran Mehmet Ali Kâğıtçı ise, Türkiye’deki kağıt üretimi ve tüketimi konusunda şu bilgileri veriyor:
‘SEKA 1998 yılında özelleştirme kapsamına alınıp anonim şirkete dönüştürülmüş. 2005 yılında da Sümer Holding ile birleştirilerek kapatılmış. Şimdi kime sorsanız, “Türkiye’de kâğıt fabrikası yok!” der. SEKA varken de kapandıktan sonra da Türkiye’de özel teşebbüsün kâğıt fabrikaları vardı, hâlâ da var. Ama kitap kâğıdı denilen 3. Hamur kâğıdı üretmiyorlar. Sanırım SEKA’nın subvanse edilen kâğıt fiyatlarıyla da ithal kâğıtla da rekabet edebilmeleri mümkün değildi. Üretim maliyetleri bile SEKA’nın satış fiyatından fazlaydı. Ama Toprak Kâğıt ve Mopak’tan kitap için 1. Hamur kâğıt almak mümkündü.
Kime sorsanız yok diyecek ama bugün de Türkiye’de kâğıt üretiliyor. 2018 yılında İstanbul Ticaret Odası, “Türkiye Kâğıt Sektörü ve Rekabet Gücünün Değerlendirilmesi” başlığı ile bir araştırma yaptırmış. Araştırmaya göre, Dünyada kâğıt tüketiminin 400 milyon ton civarında olduğu hesaplanmakta. Türkiye kâğıt tüketiminde dünya ölçeğinde 16’ncı sırada yer almakta. Türkiye’de yaklaşık 6 milyon ton civarında kâğıt tüketilmekte. Kâğıt Sektörünün üretim kapasitesi ise 3,8 milyon tona ulaşmış durumda. Türkiye’de kâğıt ihtiyacını sağlamak için yurt dışına ödenen rakam yıllık 3 milyar dolar civarında. Ülkemizde 48 adet kâğıt fabrikası bulunmakta. Kâğıt imalatında yaklaşık 2400 firma faaliyet göstermekte. Üretilen kâğıtlarla ilgili sadece bir fabrikamız kendi selülozunu üretebilmekte. Diğer üretim alanlarında gerekli olan selüloz ise tamamıyla yurt dışından ithal edilmekte. Yılda yaklaşık 1,5 milyon ton selüloz ithal edilmekte. Karton ve oluklu mukavvanın imalatında girdi olarak önemli yer tutan atık kâğıtta geri kazanım oranı gelişmiş ülkelerde %70 -75 iken Türkiye’de bu oran yaklaşık % 40-45 seviyelerinde. Sorun kitap kâğıdı denilen 3. Hamur kâğıdın Türkiye’de üretilemiyor oluşu. ‘
E-ticaretin büyümesi kâğıt tüketimini daha da artıracak. 2001’den 2019’a kadar, küresel olarak toplam 386 milyon hektar orman kaybedildi. Bu kayıp, 2000 yılından bu yana Dünya ağaç örtüsünde %10’luk bir azalmayı temsil ediyor. Kâğıt üretimi için yitirilen su kaynaklarının hesabı yapılmamış.
Kâğıt tüketirken dünyayı da tüketiyoruz. O nedenle yayıncılık artık dijitale geçmeli, e-kitaba yoğunlaşmalı ve ille de kâğıda basılmış kitap, dergi isterim diyene de özel olarak üretim yapmalı. Bu teknolojiye sahibiz, kullanmıyoruz.’
KAĞIT VE KAĞIT ATIKLARI HAKKINDA GERÇEKLER
Siz bu cümleyi okumayı bitirene kadar yaklaşık 199 tondan fazla kağıt üretildi (15 saniyedeki kağıt üretimi).
1 kilogram kağıt yapmak için 324 litre su kullanılır.
Bir adet A4 kağıt yapmak için 10 litre suya ihtiyaç vardır.
Kağıdın %93’ü ağaçlardan geliyor.
İşletmelerin atıklarının %50’si kâğıttan oluşmaktadır.
Bir derginin pazar baskısını basmak için 75.000 ağaç gerekir!
1 ton kağıdı geri dönüştürmek yaklaşık 682,5 galon yağ, 26,500 litre su ve 17 ağaç tasarrufu sağlar.
Paketleme, çöplerimizin 1/3’ünü veya daha fazlasını oluşturur.
Ofisler yılda 12,1 trilyon yaprak kağıt kullanıyor.
Kağıt, düzenli depolama atıklarının %25’ini ve belediye atıklarının %33’ünü oluşturmaktadır.
Elektronik devrim nedeniyle kağıt kullanımının azalması öngörülüyordu. Olmadı. Kağıt talebinin 2030’dan önce iki katına çıkması bekleniyor.
Her 1 ağaç 3 kişinin nefes alması için yeterli oksijeni üretir.
Küresel tuvalet kağıdı tüketimi kabaca 22 milyar kilometre (eğer varsa) veya 42 milyon tondur. Tüm bu kağıtlar ile dünya gezegeninin çevresini 50.000 defa dolaşabilirsiniz.
***
Yazımın başlığında ‘yayıncılık zorda, gözler dinozorda’ demiştim ya, zorluğu anlatıp dinozoru atladığımı sanmayın. O dinozor (uzun) kendini bilir. Ya Türkiye’nin bilim ve kültür hayatına tükürmeyi bırakır ya da gider… Zaten bunca yıldan sonra yapsa da yapmasa da gidecek, söylemeye ne gerek var.
----
İYİ HAFTALAR
remzidilan_48@hotmail.com