26 Ağustos 1922 sabahı; her zamankinden daha sessiz bir sabah… Yunan karargâhı derin uykuda… Buna karşın Türk taarruz birlikleri gece savaş düzeni almış, bekliyor… Topçular tetikte…
Saat 04.00'te Başkomutan Mustafa Kemal, Fevzi Paşa ve İsmet Paşa, atlarına biniyorlar. Karanlıkta birkaç fenerle aydınlatılan patika yoldan Afyon Kocatepe'ye yöneliyorlar. Şafak sökerken, Kocatepe'deki gözetleme yerine varıyorlar. Fevzi Paşa Kur'an okuyor… Atatürk, eli şakağında, kafasında, savaş planlarını son kez gözden geçiriyor.
Başkomutanın emriyle sabah 05.30'da topçu ateşiyle Büyük Taarruz başlıyor.
Önce süvari kolordusu coşkun bir sel gibi Yunan cephesine akıyor. Yunan ordusu kelimenin tam anlamıyla gafil avlanıyor.
Başkomutan bizzat cephededir. 20 Ağustos 1922'de Akşehir'e, 24 Ağustos'ta Şuhut'a, 26 Ağustos sabahı Kocatepe'ye, 27 Ağustos'ta Afyonkarahisar'a ve 30 Ağustos'ta da Zafertepe'ye giderek savaşı fiilen sevk ve idare ediyor.
Orgeneral Ali Fuat Erden şöyle diyor:
“Alparslan, Cengiz Han, Fatih, Yavuz, Kanuni, parlak zaferlerini devletlerinin yükselme devrinde kazandılar. Atatürk ise yenilmiş, yıkılmış bir devlette, mahvolmuş bir orduyu mahrumiyetler, yoksulluklar içinde yeniden kurarak kesin zafere ulaştırdı."
Üstelik Atatürk, Büyük Zaferi kazanırken sadece dış düşmana karşı değil, saraya/sultana, yerli işbirlikçilere karşı da mücadele etmek zorunda kalıyor.
Büyük Zafer, gerçekleştiği koşullar, kazanılma biçimi ve sonuçları itibarıyla Sakarya ile birlikte tarihimizin en önemli zaferidir. Başka zaferlere benzemez.
Büyük Taarruz yerine başka zaferleri kutlayıp Büyük Zaferi gölgelemeye çalışanlara da hatırlatalım, hiçbir zafer, Büyük Zaferi gölgelemeye yetmez. Büyük Zaferi gölgede bırakacak bir zafer henüz kazanılmadı. (Tarihçi Sinan Meydan)
(26 Ağustos 2021 Bİitlis-Ahlat’ta Malazgirt Zaferi'nin 950'nci yıl dönümünü kutlama töreni)
İKİ AYRI, İKİ AYNI ZAFER
Aslında her iki savaşta da:
Düşman aynı düşmandır, Bizans'tır..
Yurt aynı Yurttur, Anadolu'dur..
Millet aynı millettir, Türk Milleti'dir..
Gün aynı gündür, 26 Ağustos’tur...
Savaş aynı savaştır, Anadolu'nun kader savaşıdır.
Malazgirt, Anadolu'nun doğusundaki cephesi; Büyük Taarruz, Anadolu'nun batısındaki cephesidir..
SON SÖZ: 26 Ağustos 1071 Malazgirt ile 26 Ağustos 1922'de Büyük Taarruz bir tek savaşın iki ayrı zamanlı iki ayrı cepheleri olup birbirlerinin tamamlayıcısıdır.
Onları ayrı görme, tutma, gösterme çabaları masum kabul edilemez.. (Alıntıdır)
---
ZAFER BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN