Eylül ayının son haftasına giren Türkiye’yi içte ve dışta önemli gelişmeler bekliyor.

Uzayan yargılamaları ve cezaya dönüşen tutuklamaları önleyeceği söylenen Yargı Reformu Paketi Taslak Metni MHP’den sonra CHP’ye de teslim edildi. Diğer muhalefet partileri ve ilgili kuruluşlara da verilecek taslak, gelecek görüşler doğrultusunda olgunlaştırılarak Yasa Teklifine dönüştürülüp TBMM Başkanlığı’na sunulacak. Teklifin, 1 Ekim Salı günü Yeni Yasama Yılı çalışmalarına başlayacak Meclisin ilk gündem maddesi olacağı belirtiliyor.

Tartışılması devam eden bir konu da Tank Palet Fabrikasının devri. CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun ‘gizlendiğini’ söylediği, Erdoğan’ın ise “yalan söylüyor’ diye karşılık verdiği, Sakarya’daki Tank Palet Fabrikası’nın devrine ilişkin 1105 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararını Cumhuriyet Gazetesi ortaya çıkardı. 7 maddeden oluşan karar, fabrikanın, ASFAT A.Ş üzerinden 25 yıllığına Katar ordusu ortaklı BMC’ye devrinin önünü açıyor.

İşsizliğin alabildiğine arttığı bir ortamda İşsizlik Sigortası Fonu’nda biriken kaynağın başka alanlarda kullanılmasının yarattığı tartışma da giderek alevleniyor.

İyi Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, büyüklüğü 130 milyar lirayı aşan İşsizlik Sigortası Fonu’ndan 2018 yılında Halkbank, Vakıfbank ve Eximbank’a 2 gün içinde 10 milyardan (10,9 milyar TL) fazla tahvil satıldığını anımsatarak, devletin bu fondan para kullanıp kullanmadığını sordu. Hazine ve Ticaret Bakanı Berat Albayrak ‘fon kaynaklarının kamu bankalarında kullanıldığını’ doğruladı. Albayrak, 4749 sayılı kanunun 12 maddesinin buna imkan tanıdığını kaydetti.

İktidar sadece İşsizlik Sigortası Fonu’na mı dokundu? Müdahale ettiği başka kaynaklar var mı? Tabii ki var. Merkez Bankasının yedek akçesinden de yaklaşık 100 milyar lira Hazine’ye aktarılmadı mı?

Ya özelleştirme işlemleri? AKP İktidarı 2003 – 2017 yılları arasında 101 kuruluşta bulunan kamu paylarını, 10 limanı, 85 elektrik santralini, 40 işletmeyi, 11 otel ve sosyal tesisi, 3 bin 631 taşınmazı, 37 maden sahasını, 3 gemiyi, 6 bin 808 kalem makine ve techizatı, 155 adet isim hakkı ve marka ile araç muayene hizmetlerini özelleştirme adı altında sattı ve bu satışlardan toplam 60 milyar dolar gelir elde etti. Peki nereye gitti bu paralar? Yatırıma ve üretime harcansaydı herhalde bugünkü kriz ortamı oluşmazdı.

***

Ekonomi Profesörü Oğuz Oyan, AKP iktidarının devletin sermaye birikim süreçlerine çok yönlü ve çeşitli araçlarla müdahalelerde bulunurken, yandaşı kayıran bir tutum sergilediğini savunuyor ve şöyle diyor:

“Bu müdahaleler sermaye sınıfının bütününü hedeflemekten giderek belirli sektörlerdeki sermayeyi, özellikle kendisine yakın sermaye gruplarını özel olarak gözetmeye yöneliyor. Bunların zora düşmesi adeta iktidarın zora düşmesi olarak algılanıyor; kurtarılmaları için şirket özelinde teşvikler devreye sokulabiliyor. Müdahalenin sayısal boyutları da giderek büyüyor: Son olarak BDDK kararıyla 46 milyar TL’lik batık kredinin -ki yarısı inşaat ve enerji şirketlerini ilgilendiriyor- bankalara ve kamusal alana yıkılarak tasfiye edilmek istenmesi de bunu gösteriyor. Türkiye’nin en özelleştirmeci iktidarı olan AKP’nin sistemde tuttuğu kamu bankaları ise, görev zararları Hazine’ye (dolayısıyla vergi yükümlülerine) kalmak üzere bugünkü iktidarın finansal oyuncaklarına dönüştürülmüş durumda. Bunlardan üçünün (Vakıfbank, Halkbank, Eximbank) İşsizlik Sigortası Fonu’na (İSF) 10,9 milyar liralık tahvil satarak sermaye yeterlilik oranlarını iyileştirmeleri konusunu, Bakan Albayrak’ın 4749 sayılı Kanunun 12. Maddesine göre açıklamaya çalışması, İSF’yi nasıl da bakanlığının illegal bir 'cep harçlığı hazinesi' olarak gördüğünün itirafı gibidir.”

***

Merkezi hükümette ve yerel yönetimlerde 2 maaş üç maaş alanlar bulunduğu iddiaları da çok konuşulan konular arasında. Ancak, onlardan biri var ki, aldığı maaşlar değil de yaptığı ek işlerin etik kurallarına ve yasaya aykırı olup olmadığı tartışılıyor. Bu kişi RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin.

RTÜK üyesi Faruk Bildirici, TÜRKSAT Yönetim Kurulu’nda üye ve Basın İlan Kurumu Genel Kurulu’nda “Hükümet Temsilcisi” olarak bulunduğu ortaya çıkan RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin'i, etik ilkeleri ihlal ettiği gerekçesiyle Kamu Görevlileri Etik Kuruluna şikâyet etti.

Bağımsız, tarafsız ve özerk” bir kurul olan RTÜK’ün başkanının başka kurum ve kuruluşlarda bulunmasının kanunlarla yasaklandığına dikkat çeken Bildirici, RTÜK yasasında başka kurumlarda görev almama yasağına uymayanların görevden çekilmiş sayılmasıyla ilgili hüküm bulunduğunu vurguladı. Bildirici. Ebubekir Şahin’in RTÜK’teki görevlerinden çekilmiş sayılması için TBMM Başkanlığına da yazılı başvuru yaptı.

Başkentteki son 2 olayı da aktararak iç gelişmeleri tamamlayalım. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, ‘üst solunum yolu enfeksiyonu’na bağlı olarak ateşinin yükselmesi üzerine hastaneye kaldırılması heyecan yarattı. Tetkikleri tamamlanınca taburcu edilen Bahçeli’yi, New York’tan telefonla arayan Erdoğan, geçmiş olsun dileklerini iletti.

Uluslararası Para Fonu (IMF) heyetinin, kuruluş anlaşması çerçevesinde gözlem görevini yerini getirmek üzere geldiği Türkiye'de, resmi programda olmadığı halde CHP ve İYİ Parti yetkilileriyle görüşmesi, tartışmaları da beraberinde getirdi.

***

Dünyadaki gelişmelerin odağında ise Birleşmiş Milletler’in (BM) 74. Genel Kurul toplantıları var. Çalışmalarına 17 Eylül Salı günü başlayan BM Genel Kurulu’nun bu haftaki toplantılarına 193 üye ülkenin 143’ü Devlet Başkanı ya da başbakan düzeyinde katılıyor. Zirvedeİklim değişikliği’, ‘Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’, ‘Kalkınma için finansman’, ‘Evrensel sağlık’ ve ‘Küçük ada devletlerin geliştirilmesi’ konuları görüşülüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler’in Genel Kurul toplantıları nedeniyle New York’ta olunca, gözler ABD Başkanı Trump ile yapacağı görüşmeye çevrildi. Zira Erdoğan, 2 hafta içinde güvenli bölge ve Fırat’ın doğusu konusunda ABD ile anlaşma sağlayamazsak kendi planımızı uygulayacağız demişti. Erdoğan ile Trump, geçen Pazar günü akşam saatlerinde telefonla görüştü. Telefon konuşmasının içeriği ise, ‘ikili ilişkiler ve bölgesel konular ele alındı’ açıklamasıyla geçiştirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın New York’ta gerek Trump gerekse diğer ülkelerin liderleriyle yapacağı görüşmelerin sonuçları hafta sonunda ya da önümüzdeki hafta başında açıklığa kavuşacak.

Temennimiz, ‘dolar yükselir, borsa çöker, oyumuz düşer, seçimi kaybederiz’ endişesiyle hareket edilip, güney sınırımızda Trump’un oyunlar kurmasının görmezden gelinmemesi ve gerçekleşmediği halde ‘anlaştım’ görüntüsü verilmemesi. Bekleyip göreceğiz.

---

İYİ HAFTALAR

remzidilan_48@ Hotmail.com

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.