Artık ‘Eller Ay’a biz yaya’ demeyeceğiz yakında.
Çünkü, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı ‘Milli Uzay Programı’na göre, ‘İlk aşamada 2023 yılı sonunda kendi milli ve özgün hibrid roketimizle Ay'a sert iniş gerçekleştireceğiz. İkinci aşamada 2028'de de kendi milli roketlerimizle Ayın yüzeyine yumuşak iniş yapacağız.’
Bu işin hazırlıklarıyla ilgili ayrıntılar ise Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’tan geldi. Varank şöyle dedi:
‘Bu iş Uluslararası işbirliklerini gerektiriyor. Türkiye Uzay Ajansı'nın kurulmasıyla yabancı ülkelerden geri dönüşler aldık. 3 ülkeyle anlaşmaları imzaladık. Pakistan ve Azerbaycan'la imzalar atılmak üzere. ABD, Rusya, Japonya, Hindistan, Çin bu ülkelerle ve bu ülkelerdeki şirketlerle görüşmelerimiz devam ediyor.’
İSİM BULMA YARIŞI
Türkiye’nin uzay programının hedefinde uzaya bir Türk’ün gönderilmesi de var. Ancak, uzaya gönderilecek erkek ya da ‘bayan’a astronot, kozmonot, Taykonot yerine Türkçe bir isim bulmak gerektiği açıklandı.
Bu konuda ilk öneri MHP Lideri Devlet Bahçeli’den geldi. Bahçeli, Selçukluların son döneminde Kırşehir beyi olan, burada Cacabey Medresesini yaptıran ve 1301 yılında Bizanslılara karşı savaşırken ölen ‘Cacabey’ ismini önerdi.
Ardından sosyal medyada isim önerme konusunda bir yarış başladı. Aktronot,
Gökmen, Göktürk, Aytürk, Gökdoğan, Gökşen, Saldıray, Yılınay ve Gökmen ise önerilen diğer isimler oldu.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, yerli otomobil, yerli tank, yerli uçak, Karadeniz’deki doğalgaz rezervlerinin yeryüzüne çıkartılması projelerine bir de uzay yolculuğu eklendi.
GÖKTEN YERE İNELİM
Bütün bunlar iyi, hoş, inşallah gerçekleşir de, biz yine de göklerden yere inelim, gerçeklerimizle yüzleşelim.
Erdoğan’ın ortaya attığı ‘yeni anayasa’ önerisinin asıl amacını MHP’nin genel Başkanı Devlet Bahçeli “Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğu kuşkusuzdur ve yeni hükümet sistemiyle bu durum zorunlu bir hal almıştır. Parlamenter sistemin izlerini silmek, kalıntılarını temizlemek lazımdır’ diyerek açığa çıkardı.
Neymiş? ‘Parlamenter sistemin izlerini silmek, kalıntılarını temizlemek.’ Yani Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini daha da güçlendirmek.
‘Gelin birlikte yeni anayasayı hazırlayalım’ diye kime çağrı yapılıyor? ‘Tek adam sisitemine son verelim, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemine dönelim’ diyen muhalefete.
Bu gerçek karşısında iktidar ve muhalefetin bir masa etrafında toplanması mümkün mü? Kesinlikle hayır. Zaten muhalefet de yeni anayasa tartışmalarına son verdi, o defteri kapattı.
AYIPTIR, GÜNAHTIR, TERBİYELİ OL
İktidarın yanlış ya da eksik uygulamaları ve iktidar mensuplarının yaralayıcı söylemlerine gelince… Bence bunları en güzel şekilde İyi Parti Lideri Meral Akşener, Salı (9 şubat 2021) günkü grup konuşmasında değerlendirdi. İşte Akşener’in sözleri:
"SAYIN ERDOĞAN, MİNİK ORTAĞIN CİNPİNG PERİNÇEK'E UYDUN, UYGUR TÜRKLERİNE YAPILAN ZULMÜ GÖRMEZDEN GELDİN. ÇİN'E BU KADAR YARANMAYA ÇALIŞTIN AMA DAHA YETERLİ SAYIDA ÇİN AŞISI BİLE GETİREMEDİN. BioNTech aşısını Türk bilim insanları buldu. Türkiye'ye öncelik tanımak için ellerinden geleni yaptılar. Onu da getiremedin. 'Dostum, dostum' diyerek gezdiğin Putin'den Rus aşısı da alamadın. Başarıya bakar mısınız? Yunanistan kadar bile aşı satın alamayan bir iktidar, İsrail'in aşıladığı kadar vatandaşını bile aşılayamayan bir yönetim anlayışı, yazıklar olsun.
ESNAFIN SABRI TÜKENDİ. SİZİN BU ESNAFLA NE DERDİNİZ VAR? Esnaflarımız haklı olarak soruyor. AK Parti il kongreleri tıklım tıklım, ses sistemi de harika. AVM'ler de zaten açık. O zaman neden restoranları, kafeleri açmıyorsunuz? Restoranda, kafelerde üç-beş masaya müşteri alınca mı korona artıyor? Bu ciddiyetsiz anlayışı artık bırakın. Ya mağdur esnafın derdini çözecek doğru düzgün destek paketleri açıklayın ya da azaltılmış sayıda masayla HES kodu kontrolü olacak şekilde lokanta ve kafeleri artık açın.
HANİ DÜNYA LİDERİYDİN, NE OLDU SAYIN ERDOĞAN? Lafa gelince fırtınalar estirip icraata gelince ıslık çalıyorsun. Hariçten gazel okumaya gelince en mahir sensin, milletin derdine gelince, araziye uyum sağlıyorsun.
SAYIN ERDOĞAN, SEN, ‘TÜRKİYE'DE SOROS'UN ADETA OFİS TEMSİLCİSİ OLAN BİRİNİN (OSMAN KAVALA’NIN KARISI) DİYEREK HER ŞEYİN ÖTESİNDE, BİR KADINDAN, BİR BİLİM İNSANINDAN (PROFESÖR AYŞE BUĞRA) SÖZ EDİYORSUN. Terbiyeli olacaksın. Efendi olacaksın. Bu sözler, devletin başına yakışmaz. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Boğaziçi Üniversitesi’nin 36 yıllık şerefli bir hocasını, milletimizi gururlandıracak bilimsel çalışmalar yapmış bir kadını hedef tahtasına koyamaz. ayıptır, günahtır.
SEN ESKİDEN SİYASETİN RACONUNU BİLİRDİN. ÇÜNKÜ HAPSE DÜŞMÜŞTÜN. HAPİSTEKİ BİRİNİN AİLESİNE LAF EDİLMEYECEĞİNİ DE BİLİRDİN. SARAYA GİRDİĞİNDEN BERİ NE RACON KALDI NE NEZAKET KALDI NE DE İZAN KALDI. YAZIKLAR OLSUN."
SUÇSUZ İNSANLARI HEDEF GÖSTEREREK SİYASET YAPMAKTAN VAZGEÇİN. BİRİ ÇIKIP, SİZİN BU HEDEF GÖSTERDİKLERİNİZE BİR ŞEY YAPSA MUTLU MU OLACAKSINIZ? Anadolu'nun bir köyünden, Türkiye derecesi yaparak üniversiteye girmiş olan bir evladımıza, biri, 'bunlar zaten terörist' diyerek bir şey yapsa, bunun hesabını kim verecek? Bu tavırla toplumsal barışı riske atıyorsunuz. Böyle devlet yönetilmez. BU DİLİN SOKAKLARI NEREYE GÖTÜRECEĞİ BELLİ OLMAZ. Ayrıca gençlere, 'başları ezilmeli' diyen KÜÇÜK ORTAĞINI DA ŞİDDETLE, BAŞBUĞ ALPARSLAN TÜRKEŞ'İ ÖRNEK ALMAYA DAVET EDİYORUM.”
---
İYİ HAFTALAR