Bende beni alacak boş bir alan kalmadı, dışında kaldım kendimin, kapı üstüme kapandı içeriden. İç dış aynı olamıyor içeride aynıyken, dışardakine. Şimdi uzaktan bakıyorum bir tren gibi, durmaksızın akan nehir gibi, uçurumdan düşen taş gibi, yaşamda bensiz kapılıp giden halime.
Eskinin yeniye terki değil, yeniye feda etmek benimkisi kendimi. Eski benin yeni bene yer açması, yerini bırakması yaşamayı yeniye. Bu yüzden yok şikâyetim, mecburiyeti kabulleniş şikâyeti bitiriyormuş anladım. Yersiz olanı zorlamak kendine işkence ve ben zaten çok acı çektim yeniyi doğurmadan önce.
O kadar doldum ki, sükûn kaldı bana yer kalmadı, taştım kendimden. Sustum, kalbim acırken, zihnim çığlıklar atarken. Üzerime kilitli bakışlar deldi isteklerimi, öldüler. Sızdım deliklerden öylece, bensiz kaldı istenilen ben.
Eski ve yeni, olamayınca aynı anda aynı kapta, birine gitmek diğerine kalmak gerek. Kaldım yeni giderken ileriye, hayatın içine. Sözlerim ait değil şimdiye. Eski özgürce yeni ne olması gerekiyorsa öyle. Seçim, aldanmayı baskılayıp gizlemektir aslında seçemiyorken seçtiğin tek seçenekse. Yeniyi seçtim kendimden çıkarak kabullenişin gölgesinde. Yok şikâyetim, olmadı hiç şikâyet ettiğim, hep tektim.
Bazen tek cümleye sığar bir şekilde geçen koca yıllar ya da tek bir soruya sıkışırsın, cevabın içinde kaybolup. Bense sadece tek kelimedeyim tüm kendiliğimle uzaklaşırken ben benden, "Kaldım!" Yaşanılacak yıllar ise bir temenniye katılıp hediye edilir gidene. Bu kendine yapılan veda, "İyi yaşa!" ben buradayım dışında, ardında.
Tek renk kaldım bu hayatta, silindim. Tek renk baştan ayağa, iç dış, zaman mekân hep aynı. Güneşin sarısı yok, artık doğmuyor gözlerime. Puslu hava, çaresizim, ağacın yeşilinden de yoksun. Denizin mavisi göçmüş, beyaz çekip gitmiş umuda takılıp. Ateşle sönmüş kırmızı üşümeme sebep.
Tek renk kaldım, silindim. Kendimi görmediğim halde ne günde ne gecedeyim. Bana kalan siyahlığımla karalar bağlamış haldeyim.
Sarının hayat verişi, yeşilin cana gelişi, mavinin derinliği, beyazın neşesi, kırmızının cezbesi yok artık. Hayat doğmuyor, can açmıyor, derinler sığlaşmış, neşe küs bana cezbeden yoksunum.
Kara sürdüm yaralarıma yaralandıkça, kendime küstüm. İçime çöktüm sessizce, kimsesizliğe büründüm. Kapattım gözlerimi kaldığım tek renge döndüm. Uzaklığım kendim kadar gökkuşağından. Sadelik değil benimkisi, mecburiyet ve yaşam tek renk, o da solgun..
Tel: 0536 380 79 54