Dünyayı kasıp kavuran koronavirüs ile küresel çapta yapılmakta olan mücadelede neredeyse sona gelindiğini görüyoruz. Birçok ülkede hayat normale dönemeye başladı. Bazıları da kademeli olarak yasakları kaldırıyor. Ancak, ikinci saldırının olabileceği hesapları ile kontrollerden de vaz geçilmediğini gözlemliyoruz.
Dünya koronavirüs ile çok büyük bir sınav verdi. Sağlık sistemleri iyi olan ülkeler bu savaşı az hasarla atlatmayı bildi. Türkiye de bu savaşta önemli mesafeler elde eden ülkelerden biri olarak öne çıkmayı başardı. Bazı süper güçlerin sağlık sistemlerindeki çöküşleri de izledik.
Açık olan ve görünen şu:
Artık hayat eskisi gibi olmayacak. Yaşam biçimimiz değişecek. Bazı alışkanlıklarımızdan da vaz geçmek zorunda kalacağız.
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, salgının ne zaman biteceğine yönelik sorulara cevap verdi. Özlü, "Mayıs ayı sonuna kadar muhtemelen, belki ondan da önce bu süreci büyük ölçüde tamamlarız" diyerek gelecek için umut dağıttı.
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü’nün açıklamaları şöyle:
“Salgın ne zaman biter, ne zaman normale döneriz diye soruluyor. En çok merak edilen hususlardan bir tanesi. Salgının bitmesine az kalmış gibi görünüyor. Çok uzamayan bir süreçte bence de normalleşme çalışmaları başlayacak ama tabi burada çok dikkatli olmamız gerekiyor. Çünkü salgının bitmesi demek, artık yeni vakaların ortaya çıkmaması demek. Mevcut hastalarımızın tedavi edilip taburcu edilmeleri, hasta yükümüzün azaltılması demek. Aynı zamanda toplumda bulaşmanın engellenmiş olması, temaslıların takip ve izolasyonda olanların bu sürelerin tamamlanması demek. Bu şekilde yangını söndürmüş olacağız. Bunun çok fazla zaman alacağını sanmıyorum. Mayıs ayı sonuna kadar muhtemelen belki ondan da önce bu süreci büyük ölçüde tamamlarız. İlla uzayan vakalar da olabilir ama bunlar tek tük kalacaktır. Mayıs sonu itibariyle bu yangın sönmüş olur diye düşünüyorum.”
Şimdi aklınızdan geçenleri düşünebilmekteyiz:
Sanki Mayıs sonundan itibaren hayatın normale döneceğini düşünüyorsunuz değil mi?
Böyle düşünmeyin ve acele etmeyin.
Nedenine gelince:
Koronavirüs aşısı şu ana kadar bulunamadı. Aşı çalışmaları sürüyor Bilim insanları “Bu çalışmalar bir yıl alacak” diyor.
Aşı bulunduktan sonra 7 milyarı aşan dünya nüfusunun aşılanması birkaç ay sürecek.
Bu ne anlama geliyor?
Aşılama bittikten sonra ancak normal hayata dönülebilecek.
Koronavirüsün başlama tarihi 10 Mart olarak göz önünde bulundurulduğunda 10 Mart tarihinden önceki günlere dönebilmemiz ancak bu sayede mümkün olabilecek. Bilim insanlarının bu konudaki ortak noktaları bu şekilde özetleniyor.
Aşılanma işine başlanacağı güne kadar hayat bilim insanlarında çizilen doğrultuda sürecek.
Kısıtlamalar olacak. Maske takılacak. Sosyal mesafeler korunacak. Toplu olarak gezilmeyecek. Kalabalık şekilde bulunulmayacak. Mekânların hizmet verme sistemleri baştan sona değişecek. Otellerin hizmet verme şekilleri kökten değişecek. Hatta her şey dahil sistemden dahi vaz geçilebileceği söyleniyor. İç ve dış seyahatlerde kısıtlamalara gidilebilecek. Tokalaşma, sarılma gibi aktiviteler sona erecek. Hijyen her yerde öne geçecek.
Bütün bunlara hazırlıklı olmamız gerekiyor. İşin özü bu.
Aşı bulunmadan koronavirüsün mutasyona uğrayarak ikinci, hatta üçüncü saldırıya geçebileceği vurgulanıyor. Bu konuda bilim insanlarınca endişe taşındığını biliyoruz.
Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda gevşememiz gerektiği öne çıkıyor. Alınan önleme sıkı sıkıya bağlı kalmamız gerekiyor. Zaten ilgililer de “Sakın gevşemeyin, kurallara uyun” diyor.
Sosyal medyada çeşitli paylaşımlar var. Televizyonlarda değişik açıklamalarda bulunuluyor. Bir yerde kafalar da karışıyor. Doğru olan neyse, bilim neyi diyorsa bizim ona uymamız gerekiyor.
Sağlıklı ve huzurlu yarınlar diliyoruz.
.