Uzun zamandır Cumhur İttifakı içinde derin görüş ayrılıklarının yaşandığı, özellikle de AK Parti tabanının MHP Lideri Bahçeli’den rahatsız olduğu söylentileri giderek artıyor. Bahçeli’nin “HDP kapatılsın” açıklamalarından sonra bu rahatsızlıkların daha da artabileceğine dikkat çekiliyor.
AK Parti tabanındaki rahatsızlık şu:
“Parti adeta MHP’ye hali ile Bahçeli’ye teslim edilmiş gibi. Bahçeli ne söylerse anında yerine getiriliyor. Bize oy verenlerin bu nedenle sıkıntıları artıyor.”
Yaşanan rahatsızlıklar konusunda her iki partiden da herhangi bir tepki ya da açıklama gelmiyor.
En son Bahçeli “HDP kapatılmalıdır” dedi.
AK Parti sözcülerinden buna destek gelmedi. Erdoğan ise hiç konuşmadı. Sözcülerini konuşturdu.
Özeti şu:
AK Parti, HDP’nin kapatılmasının karşısında.
Bahçeli bu konuda yalnız kaldı.
AK Parti masasında “HDP kapatılırsa ne olur?” sorularının yanıtı mı merak ediyorsunuz:
“Terör artabilir, yeni bir parti kurulur. Geçmişte her kapatılan partinin yerine yenisi kuruldu. Daha fazla oyları arttı. AKP’ye şimdi gelen Güneydoğu oyları da böyle bir kapatma sonrası gider.”
Her şey oy hesabına göre şekilleniyor. AK Parti zaten öteden beri parti kapatılmalarına da karşı çıkıyor. Şimdi böyle bir durumda köşeye sıkışmış olmaz mı?
Geçenlerde Mustafa Balbay da Cumhuriyet Gazetesi'ndeki köşesinde “Cumhur İttifakı’nda üç çatlak: HDP, İYİ Parti, sistem...” başlıklı bir yazıda ittifak ortakları arasındaki görüş ayrılıklarını okurları paylaştı. Bu yazıdan kısa bir alıntı:
“AKP ile MHP arasındaki derin görüş ayrılıkları ise hemen hiç söz konusu edilmiyor. Erdoğan’la Bahçeli’nin görüş ayrılıkları, geçmiş koalisyonlar döneminde “çatlak”, “patlak”, “yarılma”, “çatallaşma” başlıklarıyla manşet olurdu.
Erdoğan’la Bahçeli “yol arkadaşı” değil, “dava arkadaşı” da değil. Sadece iktidar birlikteliği. Zira “iktidar ortaklığı” da değil.
Üç temel ayrılık konusu olduğu dikkati çekiyor:
1- HDP’nin kapatılması.
2- İYİ Parti’nin yanaştırılması.
3- Sistem değişikliği. Bahçeli, HDP’nin kapatılması görüşünü kamuoyu ile de paylaştı. Erdoğan, buna karşı olduğunu çevresine söyletti. Erdoğan’a göre HDP kapatılırsa iktidarı yaralayacak olumsuzluklar artar.
Erdoğan ne yapıp edip İYİ Parti’yi Cumhur’a çekmekten yana. Bahçeli de Cumhur’un içine çekmekten çok MHP’nin içine çekmekten yana. Bahçeli, Meral Akşener’i “büyütecek” bir adımı istemiyor.
Erdoğan, İYİ Parti Cumhur’a gelmese bile Akşener’in parlamenter sistem hassasiyetlerine yanıt vererek Millet İttifakı’ndan çekmeyi seçimlik taktikler arasında değerlendiriyor.
Üçüncü şık ilk ikisiyle bağlantılı. Erdoğan, 50 artı 1’in formülünü bir türlü bulamıyor. Saadet Partisi’yle 20 yıllık kırgınlığın ardından son derece asil bir davranışla Oğuzhan Asiltürk’e gidişinin nedeni de bu. Temel Karamollaoğlu’nun bugün Erdoğan’ı mutlu etmeyecek bir açıklama yapması beklenebilir.
O zaman ne yapmalı?
Yüzde 50 artı 1’e ulaşamıyorsan, indir.
Bu kadar basit. Devlet sistemi dediğin nedir ki! Boyacı küpü gibi bir şey.
Bahçeli’nin sistem tartışmasına da kökten karşı olduğu anlaşılıyor. Düşünceleri şöyle formüle edilebilir:
Biz bu sistemi getirirken Türkiye’nin bütün sorunlarını çözecek, dünyada ilk 10’a sokacak, parlamenter sistemin bütün arızalarını giderecek bir yol diye sunduk. Halktan oyu böyle istedik. Aradan 4 yıl geçtikten sonra şurasını değiştiriyoruz, burasını kaldırıyoruz dersek, zafiyet olur”
Şunu da ekleyelim:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cepheyi genişletme atakları MHP’de dikkatle izleniyor. Yakın gelecekte bu konuda da büyük bir fırtınanın kopması bizim için sürpriz olmayacaktır.”