Bozgunculukta sınır tanımayan siyonist kabalacı yahudiler günümüzde de insanlığın en büyük düşmanı durumunda.
Doğru sözlü olmamaları, ticari ahlak yoksulu olmaları, iftiracı, yalancı, isyancı, bozguncu, fitne ve tefrikacı gibi özelliklere sahipler.
Son derece tehlikeli ve sürekli ‘güncel’ özelliklerini öğrenmeye ihtiyacımız var. İsrailoğullarının karakterlerini en net biçimde ve en güvenilir kaynak kutsal kitabımız Kur’an’dan tanımlayalım istedik. Küçük bir araştırma ile kısa kısa ilgili bölümleri hep birlikte bir tekrar edelim.
Kurân-ı Kerim, çeşitli ayetlerle Yahudilerin karakterlerini ortaya koyar.
Böylelikle ahlâkî bozukluklarını tüm insanlığa ilan edilmiş. Allah, onlara vermiş olduğu nimetlerini saymış ve bu nimetlere karşı onların nankörlüklerini kutsal kitabımızda şöyle beyan etmiştir:
‘Andolsun biz, İsrailoğullarına kitap, hükümranlık ve peygamberlik verdik, onları güzel ve temiz yiyeceklerle rızıklandırdık ve onları (o dönemde) alemlere üstün kıldık.’ (Câsiye, 45/16)
Bu ve muhtelif ayetlerde zikredilen ‘âlemlere üstünlük’ vasfı, alimlerin ittifakıyla kıyamete kadar devam edecek olan bir özellik olmayıp, sadece eskiden kendilerine peygamberler gönderildiği zamanlarına münhasırdır. Zira onlar, kendilerine verilen bu ve diğer birçok büyük nimetin kadrini bilemediler.
Allah’a ve peygamberlerine isyan etmek, hatta hoşlarına gitmeyenleri öldürmek suretiyle Allah’ın gazabına ve lanetine uğradılar. Cumartesi avlananları maymun ve domuz suretlerine çevrildi ve alemlere üstün olma vasfını kaybettiler.
Bu vasfı kaybetmekle kalmayıp, zillet ve düşkünlük vasıflarına büründüler.
İşte bahsettiğimiz ayet:
‘De ki: Allah katında cezası bundan daha kötü olanları size haber vereyim mi? Onlar, Allah’ın lanetlediği ve gazabına uğrattığı, içlerinden maymunlar ve domuzlar çıkardığı kimseler ile şeytanlara tapan kimselerdir. İşte, bunların yeri daha kötüdür ve onlar doğru yoldan daha çok sapmışlardır.’(Mâide, 5/60)
Yahudilerin, Kur’an-ı Kerim’de zikredilen kötü ahlâklarını ve bu ahlâklara delalet karakteristik özelliklerini anlatan diğer bazı ayetlerden seçtiklerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum:
Allah’a yalancı diyerek iftira etmeleri ve söyledikleri yalanlar:
‘…Onlar, bile bile Allah'a karşı yalan söylerler.’(Âl-i İmrân, 3/75)
Allah, ‘Şüphesiz Allah fakirdir, biz zenginiz.’ diyenlerin sözünü elbette duydu…’ (Âl-i İmrân, 3/181)
‘(Bir de) Yahudiler ve Hristiyanlar, ‘Biz Allah’ın oğulları ve sevgili kullarıyız’ dediler. De ki, ‘Öyleyse (Allah) size neden günahlarınız sebebiyle azap ediyor? Hayır, siz de O’nun yarattıklarından bir beşersiniz.’…’ (Mâide, 5/18)
‘Bir de Yahudiler, ‘Allah’ın eli bağlıdır (cimridir)’ dediler. Hay kendi elleri bağlanası ve söylediklerinden ötürü lanete uğrayasıcalar! Hayır, onun iki eli de açıktır, dilediği gibi verir…’ (Mâide, 5/64)
Yalan sözleri ve konuşmaları dinlemeyi sevmeleri hakkında da örnek vermek istiyorum:
‘Ey Peygamber; Kalpten inanmadıkları halde ağızlarıyla “İnandık” diyenler (münafıklar) ile Yahudilerden, küfürde yarışanlar seni üzmesin. Onlar, (Yahudiler) yalan uydurmak için (seni) dinlerler, sana gelmeyen bir topluluk hesabına dinlerler…’ (Mâide, 5/41)
‘Onlar, yalanı çok dinleyen, haramı çok yiyenlerdir…’ (Mâide, 5/42)
Aynı zamanda Allah’a karşı isyanları var, inatla haddi aşmada da pek önde gidiyorlar:
‘İşte, verdikleri sözlerini bozmaları sebebiyledir ki onları lanetledik, kalplerini de kaskatı kıldık. Kelimeleri yerlerinden kaydırarak (tahrif edip) değiştiriyorlar. Akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını da unuttular. (Ey Muhammed!) İçlerinden pek azı hariç, onların daima bir hainliğini görüyorsun. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Çünkü Allah iyilik yapanları sever.’ (Mâide, 5/13)
Seçtiğimiz ayetler oldukça anlaşılır sanırım. Şayet öncesi ve sonrası ayetlere de göz atmak isteyenler resmi daha net görebilirler.
Biz çeşitli özelliklerini ortaya koymaya devam edeceğiz!...