Sizinle yakın siyasi geçmişimizden iki örnek paylaşacağım.
54. Hükümet kurulmuş Refah Partisi iktidar ortağı olmuş, Necmettin Erbakan Hoca başbakan olmuştu.
O yıllarda İnegöl ilçemizde şöyle bir olay vuku bulmuş.
Yayalar yolda yürürken elektrik telleri kopmuş yayaların üzerine doğru yönelmişti. Allah’ın yardımıyla az bir zayiatla tehlike atlatılmıştı. Yerdeki inşaat tahtaları olayın ölümle neticelenmesine engel olmuştu.
Bir hafta boyunca olay İnegöl kamuoyunda konuşulmuş, zarar gören bir kardeşimize çevresi tarafından akıl verenler olmuştu.
Kardeşimiz, merhum Hikmet Şahin’in seçildiği İnegöl’e Milli Görüş Belediyeciliği geldiğinde emeği çok birisi.
‘Sen bu olaydan dolayı mahkemeye başvursan bir sürü tazminat alırsın, biz senin yerinde olsak hiç düşünmeden gereğini yapardık’ minvalinde akıl verenler olmuş. Ancak Milli Görüşçü kardeşimiz akıl verenlerle aynı düşünmüyor!
Kendi ağzından dökülen kelimelerle;
‘Ben mahkemeye başvursam iktidarda bizim partimiz yani Milli Görüş, Refah Partisi var. Enerji bakanımız da Recai Kutan! Şayet mahkemeye başvurduğumda mahkeme beni haklı bulur ve bana tazminat ödemek durumunda kalırsa milletimize hizmet için harcanacak bir miktar para bana ödenerek milletimize yapılacak bazı hizmetler aksayabilir. Ben milletimize hizmetin aksamasına vesile olmak istemem, bu vebal bana ağır gelir!’ şeklinde düşünüyor.
***
Ak Parti’nin ilk dönemi.
İktidarda ve yerel yönetimlerde bir Ak Parti fırtınası esiyor sorma gitsin.
Eskiden Milli Görüş partilerinde bulunmuş birçok isim yönetimlerde oldukça da etkililer.
Bursamızın bir ilçesinde Akçağlayan Mahallesi var. Orada toplu konut yapılacak. Arazilerin büyük kısmı hazineye ait. Bir kısmı ise arazileri önceden toparlayan Ak Parti ilçe başkanına. İlçe Belediyesi de Ak Parti’de!
Bölgeye yapılacak proje onaylanıyor. Belediye Meclisinden geçiyor.
İş başlayacak.
O da ne!
Ak Parti ilçe başkanı kendi ilçesinin belediyesini mahkemeye veriyor.
Mahkeme kararı sonrasında ilçe başkanlığını yaptığı ilçenin Belediyesi mahkeme kararıyla arsa sahibine (Ak Parti ilçe başkanına) daha yüksek ücret ödemek durumunda kalıyor.
***
Olmuş bitmiş olay.
Hangi ilçe, başkan kim, gibi polemiklere girmenin kimseye bir faydası olmaz. Bizim amacımız ise reel bir durumu sizlere aktarmaktan ötesi değil.
Şimdi diyeceksiniz ki ‘adamın arazisi kardeşim zarar mı etsin!’
Biz kimsenin zarar etmesini arzulamayız elbette.
Ancak canı pahasına yaşadığı olay sonrası ‘milletime edilecek hizmet parası cebime girerse vebalde mi olurum’ diye düşünen de; ikinci örnekteki şahsiyette ‘Ben Milli Görüşçüyüm’ diyor. Farkı analiz edebiliyorsunuz sanırım.
İki Milli Görüşçü arasındaki farkı bulmak ise size kaldı.
Bu yazının yazılmasında anısını bizimle paylaşan ismini yazmamızı pek arzu etmeyen Organik Milli Görüşçü kardeşim (Ü.K), sayılarınız artsın inşaallah..