Son yirmi yılda adlarını unuttuğumuz çok kabine üyesi bakan ile karşılaştık. Fakat 4 tanesi var ki çeşitli nedenlerle kabineden uzaklaştırıldı. Ama benim gönlümde ve gelecekte bunların heykellerinin dikileceğine inanıyorum. Unvanlarını yazmadım. İsimleri ile yaşayacaklardır.
1-ERTUĞRUL YALÇINBAYIR: 1.Mart.2003'te TBMM tarafından 'ABD askerlerinin Türkiye de konuşlandırılması oylaması'nın reddinde, muhalefet partisi kadar mücadele vermiş ve kabul oylarının 264'te kalmasını sağlamıştır. 267 evet oyu çıksaydı 15 milyar dolar gibi bir bedelle ABD, İskenderun körfezi dâhil Güneydoğu Anadolu’ya yerleşmiş olacaktı.
Şu an Suriye'de yapılanlarını gördükçe parti genel sekreteri ve Başbakan Yardımcısı olarak aleyhte oy veren 48 AKP milletvekilini demokratik haklarını kullandılar diye savunması, Türkiye’yi büyük bir badireden kurtardığı kendi anlatımları ve o günkü gazete haberlerinde ifade edilmiştir.
2-VEYSEL EROĞLU: İstanbul kurulduğundan beri su fakiri olarak biliniyor ve sorunun çözümü için sarnıç ve kuyulardan başka çare bulunamıyordu. Mimar Sinan İstanbul dışındaki suları Kâğıthane'de toplayarak kanallar ile şehre getirdi ve 40 çeşme ile umumi meydanlarda akıttı. 1959 yılında İstanbul’a misafir gittiğimiz Üsküdar'daki ahşap köşkte 4'ten fazla aile oturuyordu. Kuyu suyu kullanılıyordu. Babam Heybeliada'da iskeleye çok yakın yol üzerinde, çok büyük bahçe içinde bir ahşap köşkü pazarlık yapmıştı. "Su yok" diye de satın almaktan vazgeçmişti. Erzurum’a döndüğümüzde köyden bir tarla satın aldı.
Sayın Eroğlu, gerek İSKİ Başkanlığı döneminde gerekse Bakanlığı döneminde İstanbul’un makus talihini yenerek su sorununu çözdü. Bu konu ilgili bir makale aşağıdaki linkten okunabilir. İ.T.Ü hocaları Kâbe'deki zemzem suyunun çıkarıldığı yerin bir kuyu değil bir yeraltı nehri olduğunu haritasını çıkararak buldular. Bu nehire kirli su karışmaması için alt yapı projeleri geliştirdiler. Bu suyu içen tüm insanlara birçok hastalığın bulaşmasına engel oldular.
%C5%9Fmalar%C4%B1n%C4%B1%20tamamlayarak%201885,%C4%B0stanbul
%20taraf%C4%B1na%20da%20su%20getirdi.
3- KÜRŞAT TÜZMEN: Hatırladığım kadarıyla EBRD (European Bank)'nin 1997- Londra Guvernörler toplantısına katılmıştım. (Tarih net olmayabilir). Toplantı salonlarında yapılan konferanslardan ilgi duyduklarıma katılıyordum. Kafede çay içerken biri bana bakıyordu. Ben girişken biri değildim. Fazla konuşmaz, soğuk tavırlı olmam herhalde etkilemiş olmalı ki yanıma geldi ve “Ben Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı Dış Ticaret Müsteşar Yardımcısı Kürşat Tüzmen” dedi. Ben de "memnun oldum" dedim. Yanında bir de arkadaşı vardı. ”Herkes yanımıza geliyor siz ise hiç oralı olmuyorsunuz. Ama göreceksiniz Müsteşar olacağım. 26 Milyar dolar olan Türkiye’nin ihracatını 10 yıl içinde 100 milyar Dolar’ın üzerine çıkaracağım.” dedi . Ben de onlara içecek ikram ettim. Horasan'da epey arazisi var diye düşündüm. Onun da ODTÜ mezunu olduğunu öğrendim. 'Ankara'ya geldiğimde muhakkak ziyaret edeceğimi' söyledim. Fakat nasip olmadı. O, dediğini başardı; 2002'te başlayıp 2007'de bıraktığı bakanlığı 107 milyar Dolar ihracat ile taçlandırdı.
4- NAZIM EKREN: 2007 Türkiye genel seçimlerinden sonra, Ekonominin Koordinasyonundan Sorumlu Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı görevine atandı. Bu görev sırasında G.A.P. (Güneydoğu Anadolu Projesi) ile ilgili çalışmaları tekrar gözden geçirip, 12 milyar dolarlık yatırıma ihtiyaç olduğunu tespit ederek, hükümetin bu konuyla ilgili çalışmasını da koordine etmekten sorumluydu. Sulama ile verim 3-7 kat arttı. Ürettiği ürünlerin bir kısmını sınır ticareti ile satarak gelirini artırdı. Fakat kullanılan kaynaklar işçi kıdem fonlarından olduğu için, dönemin iş adamları karşı çıkarak kaynağın sanayi için, yani kendilerine kullandırılması gerektiğini savundular. 1 Mayıs 2009 itibarıyla yapılan kabine değişikliği sonucu bakanlar kurulundan ayrıldı. Urfa bu dönemde terör örgütü ile arasına mesafe koymayı da başardı.