ODTÜ İşletme Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Muhan Soysal (1935-2006) "Strateji Yönetimi" dersinde tepegöz ile aşağıdaki resmi perdeye yansıtıyor ve soruyor.
"Bu resme bakınca ne görüyorsunuz?"
Las Meninas, Pablo Picasso, 1957 (Nedimeler)
Öğrenciler gördükleri nesneleri söylüyorlar. Resmin sanat yönünden irdelenmesi ressam ve sanat tarihcilerine ait. Burada sıradan insanlara sadece nesneler soruluyor. Bir müddet sonra hoca aşağıdaki resmi perdeye yansıtıyor.
Las Meninas, Diego Rodríguez de Silva y Velázquez (d. 6 Haziran 1599 – ö. 26 Haziran 1660), İspanyol ressam, yapım tarihi : 1656
Şimdi ne görüyorsunuz? diye soruyor. Öğrenciler yukardaki tablo ile kıyaslayınca insanları, giyim kuşamlarını ve bulundukları mekanı görüp iinceleme şansını elde ediyorlar.
Hoca sınıfa dönerek : " Günümüz yaşamında her şey bu kadar net ve açık değil.Hayatta hiçbir şey Velázquez'ın resmi kadar belirgin ve net değildir. İş hayatı; gerçekleri size Picasso’nun resmindeki gibi şekil değiştirmiş olarak gösterir. Picasso’nun resmine bakıp, Velázquez’ın resmini görebilenleriniz başarılı olacak, diğerleri kubik şekillere bakıp yanlış anlamlar çıkarmaktan gerçekleri hiç göremeyecek.”
Picasso, Velazquez'in "Las Meninas" tablosunu modern resim olarak yaptığında sanatçıyı toplumun en üst kademesine sanal anlamda yerleştirdi. Bir cisme bakarken ordaki varlıkları düzgün geometrik şekillerdeki kutuların içine koymuş gibi sadece gördüğü yüzlerin resmini yaptı. Mesala kendisinin resmini bir piramtin iki yüzündeki ayna üzerine yaparak sanal olduğunu yani erişilemez olduğunu gelecekte insanların sanal alemin nimetlerinden yararlanacağını ifade etti. Kübik sanatın esası bir varlığı her cepheden görmüş gibi ifade etmek yerine sadece baktığın ve gördüğün cepheden bir kübün kaç yüzünü görüyorsan onu ifade etmek. Bilimde zaten dallara ayrılarak kendi penceresinden gördüklerini anlatıyor.
Salvador Dali de bazen baktığın nesneleri farklı nesneler gibi algılayıp görebilirsin anlamında göldeki kuğuların ağaç altındaki suya yansımalarını fil şeklinde ifade etmiştir. Burada pazarlamacıların yanı sıra toplum önderlerinin ve yönlendiricilerinin insanları bu şekilde nasıl manipüle ettiklerini de anlamamıza yardımcı olmaktadır. Kuğuların suda yansımasını file dönüştürmek gibi insanı hayali bir ortama taşıyarak gördüklerini başkalaştırıp kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirme yöntemlerini strateji olarak nitelemekte sakınca yok. Sanırım.
Salvador Dalí, Filleri Yansıtan Kuğular, 1937
ETABEY KARATOPRAK