Yunus bu sözleri çatar
Sanki balı yağa katar
Halka meddahların satar
Yükü gevherdir tuz değil…
Hikmetli dizelerini söylemiş YUNUS’ların en YUNUSU, EMRE’lerin en kocası..
Gönül Engin deniz gibidir, hatta deryaların en genişi..
Evreni içine sığdıranlar gibi..
Fındık kabuğundan dar olanları da var, incir çekirdeği gibi..
İçine kimseyi ve hiçbir nesneyi sığdıramayanlar..
Can evlattır, hasretine kolay dayanılamayan.,
Canlı ANA-BABA’lar da vardır, evlat mezarları üstünde yatan..
Yunus’un gönlüne sığdırdığı evreni kim sığdırabilmiştir günümüzde?
“Gevherdir yükü tuz değil” dese de sonsuzluğun efendisinin komşusu Yunus,
Biz tuzun turşuya, enfes yemeklere, Tirilye zeytinine kazandırdığı mükemmel tada da övgüler yağdıralım.. Tüm nimetlerin kıymetine duyduğumuz saygı açısından..
.
Hatta bir asilzade gibi selamlasak da yeridir doğallığı azalmaya, GDO'su da artmaya başlayan tüm nimetleri..
TUZ’a da katmamışlardır bu lanet kimyasalları diyen GDO karşıtları da var,
Organik tarımı, endüstriyel tarımdan daha sağlıklı görenler var..
Almanya’da yapılan bir araştırma ise organik tarımın % 40 oranında daha çok karbon ürettiği kanıtlansa da..
Öte yandan doğru ölçülerde uygulanması halinde GDO'lu ürünlerin doğal yöntemlerle üretilenlerden daha aykırı ve farklı nitelikler taşımadığını söyleyen uzmanlar, endüstriyel tarımı savunuyor..
Hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkileri kadar olumlu yanlarının üstünlüğü de bilindiği gibi..
Ama endüstriyel tarım daha sağlıklı, insan ilaçlarının yan tesirlerine göre deniliyor.
İşin Aslı bilime dayalı yeni buluşların insan neslinin sürdürülmesi ve delice artan dünya nüfusunun beslenme sorununun çözülmesi açısından çok büyük önemi var..
Temel sorunumuz, bilimsel alanlardaki buluşların doğru şekilde uygulanması alanındaki bilgi yetersizliğimizdir..
Konumuz tuz iken nerelere geldük Koca Yunus’un dedüğü gibi?..
Şükür bu deme geldük
dostları bunda bulduk
Tuz ekmek bile yidük
ışk (aşk) demin oynar iken..
.
Tuz ekmek hakkını hangi şair unutmuştur ki?
Pir Sultan Abdal:
Bir kardaşa meyil verip
Tuz ile ekmeğin yiyip
Azıcık noksanın görüp
Tez başına kakma gönül.
Ağzı küflü siyasetçi ve yurttaşlara söylenmiş sanki..
.
Dadaloğlu:
Yüce dağ başında kar var buzunan
Yaktın beni ağda ile nazınan
Yaremi doldurdun ince tuzunan
Üstüne de biber ektin öl deyi..
Ekmeğin tuzla, tuzun ekmekle bütünleştiğine vurgu yapılmıştır her zaman..
.
Bedenle ruh kadar olmasa da "aşk yolu köleleri"nin gıdasıdır, tuzla kucaklaşmış ekmek. İçine de ekilen pul ya da toz biber..
Sirkeci Babanın sirkesini aşağılamak ne haddimize..
Oruçlarını sirke ekmekle tutan Erenler vardır.. Durmadan et yiyip semirenlerin aksine.. Tarihte tuzla ödenmiştir maaşlar kimi zaman..
Söz söylemek kolaydır her ağız için.
"Tuz kötüdür, kalbe beladır" diyen de var, ölçülü olanı sağlıklı diyen de...
.
Bir de hepten kötü ağızlılar vardır.
Çıkaramadığınız, içinde yapışıp kalan pabucunuzu sizden alıp götüren, batak çamurlardan daha batak söz söyleyen. Eskilerin benzetmesi ile "Ne yenilir, ne yutulur".. Bırakın yenilip yutulmayı.. Öğürdükçe öğürülür..
Beri yanda dil asaleti taşıyanların sözleri için söylenmişleri vardır.
“Asil azmaz, bal kokmaz" diye..
.
Yine usta dilli, YARADAN’a ezelden gönüllü Pirimiz YUNUS;
“Söz ola kese başı, söz ola kestire savaşı, söz ola ağılı aşı, bal ile yağ ede”
dememiş mi kirli ve asil diller için?
Birbirlerini her gün ısıran ötekileştiren, diğer yandan “Kardeşim” diye kucaklayan bireyler için söylemiştir bu sözü büyük Yunus..
.
Biz dilimizle birbirimizi tırmalayıp dururken, geçmişin cehaletinden kurtulup uzayın derinliklerini fethetme şöyle dursun, uzayın diz kapak adalarında yüzme çabasına gelmiş insanoğlu, yeni geliştirdiği bilime dayalı yöntemlerle KUTUP YILDIZI rolünü üstlenmiş bulunuyor.. Ay ışığı kadar olmasa da..
Henüz beyinleri aydınlanma noktasına erişmemiş dünya bireyleri, kutup yıldızı bilim adamlarının ışığını izlemek zorunda.. Diyorlar da, uyan yok. Bilimle kucaklaşmış toplumların yükü ancak koca Yunus’un dediği gibi GEVHER olacak.. Eğer uyanmazsak, bizde de Çöp Dağları..