MEB’in eğitimdeki sıkıntılarla ilgili öğretmenlerden istenilen tekliflere ve tavsiyelere 6 projemi göndermiştim. Bakan Ziya Selçuk’un görevden ayrılmasıyla bu projeler sanırım sümen altına kaldırıldı. Şu an, hükümetin 9. ME Bakanı olan Mahmut Özer’in bu projelerden haberinin olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü o dönemde Bakan Yardımcısıydı. Hatta, Ziya Selçuk başarısız bulunduysa bu başarısızlığın sorumlularından birisi olan Mahmut Özer’in ME Bakanı olmasını eleştirmiştim. Haklı çıktım.
Şöyle ki, 1) ME Bakanının, göreve geldiğinden bugüne kadar Milli Eğitimde REFORM denilebilecek bir yeniliğini, sorunlara ve sıkıntılara çözüm ürettiği bir çalışmasını, çürümüş sistemde bir değişikliğe gitmediğini görüyoruz. 2) Kolay olanı herkes yapar diyerek zoru başarmadaki etkisizliğini deprem krizini yönetememesindeki çaresizliğinde görmüş olduk.
“Nereden çıktı bu” diyeceksiniz. Büyük bir deprem felaketi yaşadık. Başta, çok fazla can kaybımızla birlikte eğitim, sağlık, ekonomik, gibi pek çok konuda sorunlarımız ve sıkıntılarımız oluştu. TEK YÜREK, el ve gönül olarak BİRLİKTEYİZ diyerek paylaşmamız ve sahiplenmemiz gerekmektedir. Ayrıca, deprem kuşağında olduğumuzu bilerek “DERS ALMA” konusunda işi ciddiye alma bilinci ve tedbir bilgisi içerisinde olmalıyız. Yeri gelmişken, “Her işin temeli eğitimdir” gerçeğinden hareketle eğitimde “HAYAT BİLGİSİ” dersinin önemi konusundaki Bakanlığa gönderdiğim projemi sizlerle de paylaşmak istiyorum.
HAYAT BİLGİSİ DERSİ PROJESİ:
İlkokullarda "Hayat Bilgisi" dersi bulunmaktadır. EĞİTİM, öğrenciyi, öncelikle, mutlu ve başarılı olacağı HAYATA hazırlamalıdır. HAYAT BİLGİSİ dersinin, ilkokullarda haftada 4 saat, ortaokulların ve liselerin bütün sınıflarında, haftada, en az 2 saat olarak düzenlenmesi çok faydalı olacaktır.
Hayat Bilgisi dersinin müfredatı, yaş gruplarının sosyal ve psikolojik durumlarına göre "her ay bir konu" şeklinde düzenlenmelidir. Bu ders, konulara hakim olan uygun branş öğretmenleri ve meslek sahibi akademisyenler tarafından verilmelidir. (Mesela sağlık doktorlar tarafından, hukuk hakim, avukat ile, trafik, emniyet müdürlüğünce..vs. gibi)
Hayat Bilgisi dersinde, (1. sınıftan 12. sınıfa kadar) şu konular bulunmalıdır: "Okulun anlamı, önemi ve amacı, okul kuralları, eğitimin - öğretimin gerekliliği ve önemi, toplum bilgisi, çevre bilinci, tabiat ve hayvan sevgisi, temizlik, sağlık, cinsiyet bilgileri, evlilik, aile, akrabalık, saygı ve sevgi kavramları, arkadaşlık, dostluk, komşuluk ilişkileri, vatandaşlık bilgisi, seçimler, yönetim biçimleri, demokrasi, insan hakları, trafik, sel, deprem gibi doğal afetler, vergi, ekonomi, israf, ahlâk, hak, hukuk, adalet, törenler, bayramlar, görgü, gelenekler, kültür, sanat, spor, teknoloji, zararlı alışkanlıklardan korunma... vs." gibi hayatta yaşayacağı ve karşılaşacağı konular olmalıdır.
"Bunlar okullarda öğretilmiyor mu?" diyeceksiniz. Elbette öğretiliyor. MEB'in kanunlarında ve yönetmeliklerinde vardır. Milli Eğitim'in amaçlarında da belirtilmektedir. Ancak, "öncelik, önemseme, ciddiyet" konularında sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu konuları, "Yeri geldiği zaman" anlayışından çıkarmak ve dağınıklıktan kurtarmak için, bir bütünlük içerisinde ders olarak düşünmek, eğitim açısından çok isabetli, etkili ve faydalı olacaktır.
Günümüzde, "madde bağımlılığı, kadına şiddet, çanta gasbı, hırsızlık, öğretmen ve doktor dövme, töre cinayetleri, taciz ve tecavüz olayları, hayvanlara eziyet, çevre katliamı, yere çöp atmak, tükürmek, yaşlılara yer vermemek, internette zaman israfı, sporda şiddet, moda adına kültür yozlaşması, trafik facialarının yaşanması, deprem konusunda bilinçlendirme... vs" gibi bazı örnekler versem ve hâlâ, "vay, seni yetiştiren hocanın..." denildiğini söylesem beni anlamış, hak vermiş ve Hayat Bilgisi dersinin önemine, gerekliliğine inanmış olursunuz diye düşünüyorum.
SÖZÜN ÖZÜ: Deprem öldürmedi. Eğitemediğimiz, dürüst vatandaş olarak yetiştiremediğimiz mühendisler, müteahhitler, nemelazımcı bürokratlar, göz yuman memurlar, rüşvet alan aracılar, rant düşünen belediye başkanları, malzemeden çalan caniler, kaçak yapıya kontrol etmeden elektrik, su, doğalgaz bağlayanlar ve en önemlisi “imar affı” diyenlerin sorumlu olduklarını hepimiz biliyoruz. EĞİTİM, EĞİTİM, EĞİTİM diyelim…