Türkiye ve özellikle İstanbul neden son yılların en kurak kışını geçiriyor? Kasım ve Aralık aylarında yeteri kadar yağmur yağmadı. Sıcaklıklar Kasım ayında sanki Eylül gibi çok yüksekti. Aralık ayında da ne hikmetse 12-14 arasında sabit olarak kaldı. Meteoroloji uzmanları hatta kahin diye hava basanları bile 'şu gün yağmur yağacak seller olacak' hatta 'şu günlerde şiddetli karlar gelecek' diyorlardı. Hiçbir tarihleri tutmadı. Söyledikleri tarihler çıkmayınca sessizliğe büründüler.
Kışların Trakya ve Marmara Bölgesinde kurak geçmesinin başlıca nedeni Doğa’yı tahrip etmemiz. Ormanları azaltmamız. Ondan sonra da devreye HAARP Silahı giriyor. Yani iklim silahı kullanan Amerika’dır. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması ile başlayan savaşta iki taraf da gizli silahlar kullanıyorlar. Bunların başında HAARP geliyor.
Nikola Tesla’nın 1920’lerde üzerinde çalıştığı iklim silahı 1958 yılında Alaska’daki Gakkona Üssünde başlatıldı. 1985 senesinde de Teksas’lı Fizikçi Bernard Eastlund tarafından geliştirildi.
ABD ve Rusya birbirlerine karşı bu silahı kullanırken, konu Rusya Genel Kurmayı tarafından takip ediliyor. Rus Basını da yazıyor.
BİLİM ADAMLARINDAN TEMİZ SU PROJESİ
Tatlı su, Dünya'daki su kaynaklarının sadece yüzde 3'ünü oluşturuyor ve bunların çoğu çok kirli veya kolayca erişilemez durumdadır. İnsan nüfusu 8 milyara ulaşırken, uzmanlar Dünya'da yeterince tatlı su kaynağı kalmadığını ve gelecekte susuzluk krizinin yaşanabileceğini söylüyor.
İnsanların artan talebini karşılamak için suyu geri dönüştürmek ve tasarruflu kullanmak önemli. Ancak çoğu uzmana göre bu yeterli olmayacak. Bilim insanları bu yüzden yeni tatlı su kaynakları arayışında.
ABD'li bilim insanları, bugün kullanılamayan ama neredeyse sınırsız bir kaynak vaat eden su buharına yöneldi. Çalışmada okyanusların üzerinde biriken su buharını toplamak ve içilebilir suya dönüştürmek için bir mekanizma tasarlandı.
Illinois Urbana-Champaign Üniversitesi'nden inşaat ve çevre mühendisi Praveen Kumar, "Mevcut kaynaklardan gelen veya geri dönüştürülmüş su insanların ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli olmayacağından, tatlı su arzını artırmanın bir yolunu bulmamız gerek" ifadelerini kullandı.
Hakemli bilimsel dergi Scientific Reports'ta yayımlanan çalışmanın ortak yazarı, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu sistem kullanıldığında her gün 500 bin kişinin su ihtiyacı karşılanacak..
Araştırmacılar bu konuda çalışma yaparak 210 metre genişliğinde ve 100 metre yüksekliğinde (büyük bir yolcu gemisi kadar) bir sistem tasarladı. Bir bölümü okyanusta, bir bölümü ise kıyıya yakın durması gereken bu sistem, suyu taşıması, yoğunlaştırması ve toplaması açısından doğal su döngüsünü oluşturacak. Tasarıma göre okyanus yüzeyinin hemen üzerindeki nemli hava kıyıdaki yapıya taşınacak. Burada yer alan soğutma sistemleri buharı yoğunlaştırarak sıvıya dönüştürecek. Ekip bu sistemin rüzgar veya güneş enerjisiyle çalışacağını söylüyor.
Projedeki Uzmanlar dünya genelinde bu tür sistemlerin kurulabileceği sahaları belirledi ve buralardaki toplanabilir nem miktarına ilişkin rakamları hesapladı. Buna göre sistemlerden sadece biri, dediğimiz gibi yaklaşık 500 bin kişinin günlük içme suyu ihtiyacını karşılayabiliyor.
Araştırma ekibinden, atmosfer bilimcisi Francina Dominguez, "Bu daha önce yapılmadı ve bence nedeni, araştırmacıların kara tabanlı çözümlere fazla odaklanması" dedi. Bu üzerinde çalışılacak başka bir seçenek olurken, bilimsel anlamda yapılır gibi görünüyor.
Su buharına odaklanmanın bir diğer avantajı da iklim krizi nedeniyle kaynağın giderek artacak olması. Projede yer alan bilim insanı Afife Rahman, "İklim projeksiyonları, okyanuslardaki buhar akışının zamanla artacağını ve daha da fazla tatlı su kaynağı sağlayacağını gösteriyor" diye konuştu.
"Önerdiğimiz fikir iklim değişikliği altında da uygulanabilir olacak" diyen Rahman, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu özellikle de kurak ve yarı kurak bölgelerinde yaşayan savunmasız nüfusların iklim değişikliğine uyum sağlaması için çok gerekli ve etkili bir yaklaşım sağlıyor.
Okyanus’a bakan Afrika ülkelerinde yaşayanların temiz suya kavuşmaları için bir başarılı proje olurken, Türkiye’nin de bu konuda çalışmasını tavsiye ederiz. Çevre Bakanlığı’nın acilen bir su programı oluşturması, tarımda da sulamanın önemi herkese anlatılmalıdır.
Bu proje Akdeniz ve Karadeniz Bölgeleri üzerinde uygulanır. O yüzden Çevre Bakanlığı’nı bu konuyu araştırmaya davet ediyorum.