MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin Anayasa değişikliğine destek vermesi ve referandumda da oyunun “evet” olacağını söylemesi MHP tabanında ve ülkücüler arasında çok büyük sıkıntı yaratmıştı. Sandığın görünmesi ile bu sıkıntının şimdi su yüzüne çıktığını görüyoruz.
MHP’de bir ayrışım yaşanıyor. Genel Merkez ve Bahçeli’nin yanında yer alan milletvekilleri referandum boyunca “evet” oyu için çalışacak. Bunu da söylüyorlar. Ancak tabandan gelen tepkiler nedeni ile bazı milletvekillerinin bölgelerinde rahat çalışmayacağına da dikkat çekiliyor.
MHP tabanındaki sıkıntıları dile getiren ülkücülerin sorduğu şu:
“Devlet Bey daha önce Başkanlık sistemine en şiddetli şekilde karşı çıkan bir liderdi. Bunun ortaya getireceği sıkıntıları da anlatmıştı. Açıklamaları ve konuşmaları ortada duruyor. Şimdi birden bire ne oldu da Bahçeli bir anda dün söylediğinin tam tersini söylemeye ve yapmaya başladı? Bizim bilmediğimiz bir şey varsa bunu açıklasın bizi tatmin etsin eğrisini doğrusunu biz de bilelim. Denetlenemeyen ve mukadderatı tek adamın iki dudağı arasında olan bir Türkiye’de yarın neler yaşayabileceğimizi bilemiyoruz. Bunun toplumsal gerilimi daha da artıracağı şimdiden görülüyor. Cumhurbaşkanın hem parti rozeti takıp, hem de yargı, yürütme ve güvenlik bürokrasisi üzerinde sınırsız bir yetkiye sahip olması demokrasinin fiilen ortadan kaldırılması anlamına geliyor. Önümüzü göremiyoruz. Üstelik böyle bir durum partimizi tabela partisi konumuna da sokacaktır.”
Ortadaki durumu şu şekilde özetleyebiliriz:
MHP’de taban üçe ayrılmış durumda.
Bir kısmı Devlet Bahçeli ve Genel Merkeze bağlı ve oylarını “evet” olarak vereceklerini söylüyor. Bir kısmı “sandığa gitmeyeceğiz” diyor. Diğer kısmı ise “Oyumuzun rengi hayır” şeklinde açıklama yapıyor.
Referandum sürecinde MHP Lideri Bahçeli “evet” oyu için sahaya çıkacak. Ne mesaj verecek, tabanı ve ülkücüleri nasıl ikna edecek bunu o zaman göreceğiz.
Bugün tabanın beklediği sorulara Bahçeli doyurucu yanıtlar verebilirse “evet” oylarını çoğaltabilir. Bu, MHP Genel Başkanı’nın açıklamalarına ve tabanı ikna etmesine bağlı. O nedenle referandum boyunca sahada olacak olan Bahçeli’nin açıklamaları çok büyük önem taşıyor.
Geçenlerde ülkücü camiada çok önemli görevler yapmış olan Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanları Atila Kaya, İrfan Özcan, Müsavat Dervişoğlu, Suat Başaran, Alişan Satılmış, Azmi Karamahmutoğlu, Ulvi Batu, Mustafa Hakan Ünser , Servet Avcı ve Hakan Öztürk ortak bir açıklama yaptı.
Yapılan bu açıklamada MHP’li milletvekillerine çağırıda bulunan isimler “Başkanlık dayatmasının karşısındayız ve buna hayır diyeceğiz. Referandumda da tabandan hayır oyu için çalışacağız” mesajı verdi.
Sinan Oğan, tasarının Meclis’ten geçmesinden sonra yaptığı açıklamada “MHP’nin kapısına kilit vurdunuz, kına yakın” dedi. Oğan, açıklamasında daha sonra şunları söyledi:
" Eğer 10 MHP milletvekili daha Hayır oyu verseydi bu tasarı geçmeyecekti. MHP'nin kapısına kilidi vurmak sizin elinizle oldu. Başbuğumuzun ve ülkücü şehitlerimizin kemiklerini sızlattınız. Pul toplayanlar kına yaksınlar. Ülkücüler bu vebalin hesabını elbet size soracaktır... Ancak ondan önce bizler referandum için sahalarda ülkücüler olarak soracağız. Siz yapamadınız ama sandıkta ülkücüler sizin yapamadığınızı yapacak ve MHP'nin kapısına kilit vuracak bu garabet yasaya HAYIR diyecektir"
Anayasa değişikliğindeki AK Parti-MHP birlikteliğine de şiddetle karşı çıkan MHP Kayseri Milletvekili Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, “Bu rejimin adı tek adam yönetimi tarzıdır” dedi. Halaçoğlu, açıklamasında daha sonra şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanı’na kararname çıkarma yetkisi verdiğinizde, yasama organı ile eşdeğer ortak payları olan yeni bir kutup meydana getiriyorsunuz. Dolayısıyla bu Anayasa’nın 7. Maddesine aykırıdır. Kaldı ki şu anda da Parlamenter sistemde aksaklıklar var. Yani, 14 yıldır Başbakan veya ardından Cumhurbaşkanı olan Erdoğan, partisinin ileri gelenleriyle görüşerek TBMM’den istediğini kanunları çıkarabilmektedir. Dolayısıyla Anayasa’ya aykırı bir tutum sergilemektedir. Tarafsız olma üzerine ettiği namus ve şeref sözünü yerine getirmemektedir. Dolayısıyla bir aksaklık söz konusudur. Ama, şu an hala çekinceler içerisinde bunu yapmaktadır. Yarın bunun hesabının sorulacağını bilerek yapmaktadır ve sorulacaktır. Ama siz Anayasa’ya bununla ilgili meşru bir zemin oluşturan madde koyacak olursanız o takdirde buradan da sorgulama şansınız olmayacaktır. Bunun adı rejim falan değil bu adam tek adam yönetim tarzıdır. Padişahlarda bile olmayan bir yönetim imkanı vermektedir. Padişahlar en azından yargı organına müdahale edemezdi. Atamayı padişah yapmazdı Şeyhülislam yapardı. Ama şurasını da özellikle belirtmek istiyorum: Milletvekilliği mesele değil arkadaşlar. Türkiye meselesi önemli, hiçbirimiz önemli değiliz burada. Dolayısıyla Türkiye’nin geleceğini herhangi bir şekilde karartmaya yönelik bir hareketin önünde, hele hele ‘milliyetçiyim’ diyen milletvekillerinin karşı durması gerekmektedir. Onun için MHP’li milletvekilleri arkadaşlarıma sesleniyorum; en azından mecburlarsa boş zarf atsınlar yine götürüp pullarını teslim etsinler. Ama yarın tarih, bunlarla ilgili hiçbir zaman iyi şey yazmayacaktır. Tarih nasıl Damat Ferit’le ilgili ‘hain’ damgasını vurduysa, yine aynı damgayı vuracaktır. MHP’li vekillere birilerinin kulu kölesi olmak yerine, sadece Allah’ın kulu kölesi olmalarını tavsiye ediyorum. Dolayısıyla Allah’tan başka kimsenin önünde eğilmemelerini söylüyorum.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz