ABD Başkanı Trump'ın Suudi Arabistan ziyaretiyle sarsıntı geçiren İslam dünyasında yeni bir kirli planın sahneye konulduğu görülüyor. Katar'ın abluka altına alınması ile başlatılan yeni plana göre Müslümanlar arasında mezhep savaşı çıkarılmak isteniyor.

Yıllardır terör örgütleri eliyle vekaleten yürütülen bu sinsi plan Katar hamlesiyle devletler seviyesine çıkarılmak isteniyor. Bölgenin Sünni Arap devletlerinin Şii İran ile yakınlaştığı gerekçesiyle Katar’ın ablukaya alınması bu planın bir parçası olarak değerlendiriliyor. Nitekim plan, Katar ablukası ile sınırlı kalmadı. eş zamanlı olarak İran hedef alındı.

Terör örgütü DEAŞ ilk kez İran'ı hedef alması ve kanlı saldırlarda bulunması uygulanmakta olan bu sinsi planın bir başka ayağı olarak değerlendiriliyor. Tahran çifte terör saldırıları sarsılmıştı. Hedef, Şii dünyasının ayağa kalkmasını sağlamaktı. Humeyni türbesine ve parlamentoya düzenlenen terör saldırılarında bilindiği gibi 13 kişi hayatını kaybetmiş, 40'dan fazla kişi de yaralanmıştı.

İran, Tahran'daki saldırıların arkasında Suudi Arabistan olduğunu iddia ediyor. İran Devrim Muhafızları, "Bu terörist saldırı, terörizmi destekleyen ABD Başkanı ve Suudi liderlerin görüşmesinden sadece bir hafta sonra meydana geldi. DEAŞ'ın bu saldırıyı üstlendiği gerçeği, onların da bu saldırıya katıldığını ispatlıyor. Şüphesiz ki, bugün Tahran'da olanlar için teröristlerden, onların bağlantılarından ve destekçilerinden intikam alacağız" açıklamasında bulundu.

Bu açıklama çok önemlidir. Bölgede bir mezhep çatışmasının fitilini de ateşleyebilir. Zaten dış güçlerin bölgede bir mezhep çatışması için uygun bir zaman beklediklerini yıllardır gözlemliyoruz.

Son saldırılar ve karşılıklı suçlamalar bölgedeki tansiyonun daha yükselmesine neden oluyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın Suud’a yaptığı ziyaret sırasında Suud Kralı Selman, "İran rejimi, Humeyni devriminden bu yana küresel terörizm bayrağını taşıyor" demişti.

İran'ın başkenti Tahran'da yaşanan terör saldırılarının Katar krizi ile İslam dünyasında çıkarılmak istenen yeni kaosun bir parçası olduğu ifade edilirken planın sahibi olan ABD Başkanı Donald Trump da İran'daki terör saldırısından "Terörizmi destekleyen ülkelerin, destekledikleri kötülüğün kurbanları olma riskini taşıdığını vurguluyoruz" açıklaması yapmıştı.

Bu açıklamanın İran’a bir göz dağı niteliği taşıdığını sanıyoruz.
İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, "İranlılar ABD'nin arka çıktığı müşterilerin terörüne karşı koyarken iğrenç Beyaz Saray açıklaması ve Senato yaptırımları. İranlılar ABD'nin bu dostluk iddialarını reddediyor" diyerek açıkça Amerika’yı hedef almıştı.

Katar krizinde Türkiye'nin durumu hep tartışıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı değerlendirmede “Katar’a uygulanan yaptırımları uygun bulmuyoruz” açıklamasını yapmış, daha sonra da Katar’a asker gönderilme kararı Meclis’ten çıkarılmıştı.

Gelişmelerin içeriğine de bakalım:
Öne çekilerek oylanan ve kabul edilen Kanun tasarısına göre, Türkiye Katar'da müşterek bir karargâh, koordinatör heyet, destek unsurları, kara ve deniz unsurları bulundurabilecek. Katar'da bulunacak birliğin asli görevinin; gerçekleştirilecek müşterek/birleşik tatbikatların ve eğitimlerin vasıtasıyla Katar'ın savunma imkânının ve kabiliyetlerinin geliştirilmesinin desteklenmesinin, her iki tarafın da diğer ülkelerin Silahlı Kuvvetleri ile eğitim/tatbikatlar icra edebilmesini, terörizmle mücadelenin uluslararası barışa katkı sağlamak olması amaçlanıyor.

Şimdi tartışılan bir başka konu da şu:
Türkiye’nin Katar’ın yanında olması Amerika, Suudi Arabistan ve diğer körfez ülkelerince nasıl karşılanacak? Türkiye’ye karşı da bir blok oluşturulabilir mi ?..

Türkiye’ye karşı da bazı rahatsızlıkların başlatılmış olduğunu görmekteyiz.
Suudileri destekleyen Araplar sosyal medyadan Türk mallarını boykot çağrısında bulundu. Birçok hesap tarafından paylaşılan çağrıda Türk medyasının tavrına da tepki gösterildi. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Mısır’ın Katar ile ilişkilerini kesmesini açıklamasının ardından başlayan kriz sürüyor.

Katar’la ilişkilerini kestiğini açıklayan ülke sayısı her geçen gün artıyor. Tüm dünyadan arka arkasına açıklamaların geldiği krizle ilgili yeni bir gelişme yaşandı. TBMM’de Katar’a asker gönderilmesinin kabul edilmesinin ardından Suudileri destekleyen Araplar, Türkiye’yi Katar’ın yanında yer almakla suçladı..



necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
İsmet YILDIRIM 8 yıl önce

...::: Türkiye'nin KATAR'daki varoluşu; "mezhebi savaşın önüne geçilebilecek bir projedir.." dahası "manevi değerlerin mücadeleye etkisi söz konusudur.." ve dahi "mezhebi kırılmayı engelleyen bir işbirliği çok önemlidir.."