PYD ve Menbiç konusunda daha önce yazdığımız yazılarda hep şu vurguyu yaptık, anımsayalım:
“PKK’nın Suriye uzantısı PYD’nin Menbiç’ten yok edilmesi sağlanmadıkça PKK terörünün bitmesini beklemeyelim. Özellikle Amerika tarafından korunan, kolanan ve ağır silahlarla donatılan PYD/YPG’nin elindeki her silah PKK’lıların da eline geçiyor. Bu da dolaylı olarak terör örgütü PKK’nın silahla güçlenmesine neden oluyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Yıldırım ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Menbiç ve PYD ile ilgili yaptıkları açıklamalarda kararlılık sergiliyor. Ortak açıklamalarında “Bizim güvenliğimiz için PYD Menbiç’ten çekilmezse biz gerekeni yapacağız” diyorlar.
Ankara, ABD’nin desteklediği YPG’lilerin Fırat Nehri’nin doğusuna çekilmesini istiyor. Washington’dan daha önce birçok kez yapılan “çekilecekler” açıklamasına rağmen, son olarak ABD özel kuvvetler askerlerinin YPG’lilere Menbic’te eğitim verdiği ortaya çıktı. Ayrıca, ABD’lilerin zırhlı araçları bölgede fotoğraflandı.
Bakan Çavuşoğlu, “Operasyon henüz başlamadı. ABD askerilerinin, özel kuvvetlerinin o bölgede olduğunu biliyoruz” dedi.
İşin sıkıntılı tarafı şu:
Amerika, özel kuvvetlerini de bölgede konuşlandırdı. Sınırdaki PYD’lilerin arasında Amerikalılar da var. Buradaki güçler Amerikan bayrağı taşıyor. Müttefikimiz “Buraya gelmeyin, çatışma çıkarsa karşınızda bizi bulursunuz” mesajı vermek istiyor.
Daha açıkça şunu söyleyebiliriz:
Amerika, PYD ve onun silahlı gücü YPG’den vaz geçmiyor. Bugünkü tablodan bunu görebiliyoruz. Bölgede ve Suriye’deki hesaplarının alt-üst olmasını istemeyen Amerika’nın hala bildiğini okuduğu da bir gerçek. Bu durum karşısında nalsı bir karar alacağız ve ne yapacağız önümüzdeki günlerde bu sorulara daha net yanıtlar görebiliriz.
Söylemek istediğimiz de şudur:
PYD, bizim için PKK neyse aynısıdır. Yanı başımızda tehdittir. Kaldı ki, kurulması düşünülen Bağımsız Kürdistan’ın Suriye’deki yapılanmasında da temel taş olarak görülüyor.
PYD’yi Rusya’nın da desteklediğini unutmamak gerekiyor. Bu konuda Rusya’ya da güvenilmesin.
Geçenlerde Türkiye’ye gelen Kuzey Irak Peşmergebaşı Barzani için “Müttefikimiz” denildi. Bu konuda bir siyasi kriz de yaşandı.
Bölgede oyun içinde oyun oynanıyor. Türkiye bu oyunun içine girmemeli ve bataklığa çekilmekten kendisini koruyabilmelidir. Çünkü bugün işbirliği yaptıklarımızın hiçbiri verdiği sözün arkasında durmuyor.
Açık söylemek gerekirse biz baştan bu yana her tarafı oynayan Barzani’ye güvenmedik ve bugün de güvenmiyoruz. Bu Barzani daha önce yaptığı açıklamalarda “Bağımsız Kürdistan için gün sayıyoruz” demedi mi? Aynı Barzani terör örgütü PYD için “Biz, PYD’yi terör örgütü olarak görmüyoruz” açıklamalarında bulunmadı mı?
Irak’ın işgalinden sonra Kuzey Irak’taki Kerkük’ün yapısını değiştirmek için oyun içinde oyun oynayan, yüzlerce kardeşimizin kanını akıtan Barzani değil miydi? Kerkük’ün bir Kürt kenti olduğunu söyleyip, meydan okuyan bir başkası mıydı?
Kuzey Irak’ta yuvalanan PKK’lılara bugüne kadar yardım ve destek olan, onların barınmasını sağlayan, gerektiğinde Türkiye’ye bile meydan okumaktan çekinmeyen bu Türk ve Türkiye düşmanı ile yola çıkılabileceğini düşünemiyoruz.
Bu nasıl bir müttefikliktir?
Barzani her an döneklik yapabilir, her an bizi yarı yolda bırakabilir, dikkat.
Barzani çıkarı neyi gerektiriyorsa yüzünü o yana dönen, bir anda yanında olanları satmaktan çekinmeyen birdir. Barzani’nin sicili de ortada dururken hala bu adama nasıl güven duyuluyor bir anlam veremiyoruz?
Böyle bir durum karşısında yapacağımız tek şey hiç kimseye güvenmemek, kendi göbeğimizi kendimiz kesmek olacaktır. Eğer, PYD bizim için tehdit ise, PKK’nın devamı olan bir terör örgütü ise ve de bir devlet yapılanması içine girmişse ne pahasına olursa olsun buna izin vermememiz gerekiyor.
Siyasi ve iletişim araçlarını hiç kuşkusuz sonuna kadar kullanmamız gerekiyor. Bunlardan sonuç almadığımız takdirde de yapılması gerekenler konusunda kararlılıkla atılacak her adım doğru adımdır.
Biz, bu nedenle Menbic kararlılığını destekliyoruz.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz