Türk Devletleri Teşkilatı ve İslam Dünyası Birliğine Doğru Kızılelma Yolculuğumuz ve Çin..
Çin Kasırgası!
Türkiye ve Çin ilişkilerinin olmazsa olmaz şartı; Çin'in Doğu Türkistan'da kardeşlerimize yaptığı ve halen devam eden soykırım ve zulmü durdurması olmalıdır.
ABD ve Avrupa ülkelerinin telaşından da anlaşılacağı gibi dünyanın başı beladadır. Çin, bir buçuk milyarlık nüfusu ve ekonomik gelişimi ile önce ekonomik sonra fiili olarak dünyayı işgale doğru gitmektedir. Gelişmelere bakınca Yecüc Mecüç bunlar mı diye sormadan geçemiyoruz!
Türk Devletleri Teşkilatı'nın kurulması Türkiye'ye yeni hedef ve sorumluluklar yüklemektedir.
Şu anda dünyada en önemli aktör olma yolunda Çin’e gelince
Çin konusu hiç de yabana atılacak bir vakıa değildir.
Dünya Çin kasırgasına hazırlıklı olmalıdır.
Çin’i bundan böyle ABD gibi daha yoğun emperyal hesaplar ve yayılmalar içinde göreceğiz ve diğer emperyalistler gibi dünyanın “kara belalısı“, “başının belası” olanların arasına hatta önüne katılmış olacaktır.
Çin devleti içinde bulunan başta ABD ve diğer ülkelerin yatırımları ve fabrikalarını parayı basıp alacaktır, almaya başladığı haberleri de gelmektedir.
Avrupa ülkeleri ve ABD, Çin tehlikesini farketmişlerdir. Ancak geç kaldıkları görülmektedir.
Afrika devletlerinin hemen hepsinin, Asya ülkelerinin de bazılarını milli hasılaları ÇİN’in kontrolü altındadır ve Afrika ülkelerinde Çin kredisi ile yapılan fabrikalar ödeme güçlüğü sebebi ile veya satın alma yoluyla Çinlilerin eline geçmiş olduğu, ÇİNLİLERE AİT FABRİKALARDA zor şartlarda köle düzeni ile çalıştırılmakta oldukları ifade edilmektedir.
Çin Kasırgası ve…
Çin'in de diğerlerinden farkının olmadığını, zalimlikte sınır tanımamakta olan bir millet olduğunu salgın öncesi ÖZERK DOĞU TÜRKİSTAN UYGUR MÜSLÜMAN halkına yapmakta oldukları zulümlerden, SOYKIRIMdan anlaşılmış ve bunu kimseden çekinmeden yapmaya devam etmektedirler.
Türk Devletleri Teşkilatı olarak, Uygur Türklerine yapılan soykırım ve akıl almaz zulümlere dur denilmelidir.
Çin devleti ile bu konuda gerekli etkin diplomatik girişimler yanında, uluslararası kuruluşlar da harekete geçirilmelidir.
Bu hususta sadece hükümetlerden görev beklemek çözüm için yeterli değildir.
İçinden geçtiğimiz sürecin özellikle Türkiye’nin yeni cephe açmaması ve cepheyi genişletmemek gibi bir nazik durumu vardır.
Onun için mücadele sadece devletimizden beklenmemeli, sivil toplum kuruluşlarımız ve aydınlarımız ayrıca basınımız durumdan vazife çıkarmalı, bilgi kirliliğinin önüne geçmelidir.
Yalanlarla gerçeği karartmak, hakikatin düşmanıdır.
Dolayısı ile doğru bilgilerle dünya kamuoyunun bilgilendirilmesi ve aktif bir şekilde zulmü durdurmak için elden gelen gayretin gösterilmesi ihtiyari değil, vicdani zorunluluktur.
ABD ve diğer batılı ülkelerden farkı ise; “Zalimlikte birbirlerinden farkları yoktur.”
Ancak Çin diğerleri gibi acımasız bir şekilde almak istediklerini alıp gitmez HEM ALACAĞINI ALIR HEM DE YERLEŞİR BİR DAHA ÇIKMAZ!
Çin konusunda İDEOLOJİK yaklaşımla olumlu düşünenlere de hatırlatmak isterim ki, maalesef tarih “İdeolojik hayalleri sadece nostalji olarak hatırlar.”
Çin bizleri “Cengiz Han’ın Müslüman Türk Torunları” olarak hatırlamaktadır. Çin'e karşı sempati besleyenlerin kendilerini KOMÜNİST tanımlaması da onlar için farketmez. Sizler onlar için sadece Müslüman Türksünüz.
Onun için önemle ifade ediyorum:
ÇİN Devleti ve Çinlilerle iş yaparken, boçlanırken çok dikkatli olunmalıdır. Afrika ülkelerindeki uygulamalarından ders çıkarmalıyız.
Çin Tarihi İpekyolu'nu KUŞAK YOL PROJESİ OLARAK hayata geçirmek üzeredir. Kuşak yolun en önemli ayağı ise Türkiye'dir. Türkiye Çin'in emellerini ve hedeflerini göz ardı edemez. Şayet Çini ve hedeflerini göz ardı eder meseleyi hafife alırsa Allah korusun bunun bedelini Türkiye çok pahalı ödemek durumunda kalır!
Türkiye'nin önünde TARİHİ BAHARAT YOLU olarak bilinen ticaret yolu ve ilgili devletlerle yapılacak ticarette D 8 ülkeleri tam da bunu yapmanın en önemli ayağı olacaktır. D 8 ülkeleri çoğaltılmalıdır. Merhum Erbakan'ın D 8'in kuruluşu sırasında D 60 ve D 160'ı hedef göstererek insanlığı Siyonizmin sömürüsünden kurtarmayı hedeflemiştir.
Kardeşlerimiz Müslüman ve Türk devletleri ilişkileri dışındaki devletlerle ilişkilerimizde ne dost ne de düşman olarak değil, devletler arası ilişkiler ötesine geçilmemelidir.
Yabancılara, özellikle Arz-ı Mev’ud hedefi olanlara ve emperyal hedefi olanlara vatandaşlık verilmemeli ve toprak satışı yapılmamalıdır.
Bu konu BEKA meselesidir.
Vesselam..