Dünya’da 3 şeyden para kazanılıyor. Gıda- İlaç ve Silah satışlarından. Pandemi başlayınca Gıda ve İlaç’ın ne kadar önemli olduğunu 2 seneden beri gördük.

1970 Yılında Dünya’yı yöneten ailelerinden birinin başında bulunan ve 2017 Mart ayında ölen David Rockefeller, Meksika’da GDO’lu üretim yapan çiftlikler kurdu. Amacını’da "Tarımdan daha fazla ürün almak ve insanlara sağlıklı gıdalar sunmak" şeklinde tarif etmişti. Sonuç ise onun dediği gibi olmadı.

İnsanların sağlıklarını bozan ürünler 50 yıl önce hayatımıza girdi. Bugün GDO’lu tohum üreten dev şirketler çalışmalarını sürdürüyorlar. Bunlardan en büyüğü olan Monsanto'yu Eylül 2016 tarihinde 66 Milyar Dolar ödeyerek satın alan Alman İlaç Firması Bayer oldu. Avrupa Birliği GDO’lu ürünlerin satışını kısıtlarken, Dünya pazarının yüzde 25’lik payına sahip olan Monsanto üretimini Dünyanın geri kalmış ülkelerine satıyor.

Anadolu toprakları binlerce yıldır tarımın yapıldığı yerlerden biri. Biz ise son 10 yılda bu üretimi geriletmekten başka bir şey yapmadık. Şekerbank diye bir bankamız var ama biz Şeker Fabrikalarını sattık. Pancar üreten 400 Binden fazla aileyi işsiz bıraktık. Başka şeyler üretmeye başladılar. Gerçekte şeker pancarından üretilen şeker her yerde sağlıklı olarak kullanılır.

Buğdayda ise açığımız var ve biz bunu Ukrayna ve Rusya’dan sağlıyoruz. Rakam 2 Milyar Dolar. Neden üretilmiyor. Hükümet ile Market Zincirleri arasında fiyatları yükselttikleri için tartışmalar sürerken, aslında gerçek sorunun tarım üretiminde olduğu unutuluyor.

Avrupa Birliği kendi ülkelerindeki çiftçilere istedikleri kadar devlet desteği sağlarken, neden Türkiye’de çiftçilere destekler azaltılıyor. 1970’lerin ünlü gıda uzmanı rahmetli Osman Nuri Koçtürk, Anadolu’nun 100 Milyon’dan fazla insanı besleyecek tarım gücüne sahip olduğunu yazmış ve söylemişti. Hayvancılık da dahil gıda konusunda ülkenin sıkıntı çekmeyeceğini ifade etmiştir.

Tarım için acilen ne yapılmalıdır:  

1-Çiftçilere destek planlı ve programlı bir şekilde yapılmalıdır. Mali desteklerin yanı sıra Mazot-Tohum ve Gübre de verilerek, bu tür desteklerle üretim arttırılmalıdır.

2-Çiftçinin ürettiği ürünlerin tüketicilere ulaştırılması için gerekli tedbirler alınmalıdır. Haller Kanunu konuşuluyor. Bu konu çözülmelidir.

3-Çiftçinin üretimine alım garantisi verilmelidir.

4-Market zincirlerine yasal zorunluluk getirilmelidir. Her market temel tüketim malları üreten çiftçilerle masaya oturarak, Et-Süt- Yumurta- Un-Tavuk- Patates-Soğan gibi üretim yapanları desteklemelidir. Marketler de satma garantisi vermeli, direkt üretim yapan çiftçilerden gelecek mallar marketlerde satılmalıdır.

5-Ziraat Mühendisleri Odaları ile yapılacak toplantılardan sonra onların sunacakları Tarım Projeleri hayata geçirilmelidir.

6-Tarım Alanları koruma altına alınmalı ve inşaat izinleri verilmemelidir. Taş ocakları gibi faaliyetlerde, her türlü izin önce Çevre ve Tarım Bakanlığı'ndan alınmalıdır.  

7-Zeytin ağaçları vb gibi alanların bulunduğu bölgelerde yapı izni olmamalı, bu bölgeler mutlaka koruma altına alınmalıdır.

Bu tedbirleri almazsak, gelecek yıllarda Dünyanın her ülkesinden tarım ürünleri ithal etmek zorunda kalabiliriz.

ABD Politikasının beyinlerinden olan ve 100 yaşına girecek olan Henry Kissinger ne diyordu 1970’lerde “Biz petrol ile ülkeleri, Gıda ile insanları kontrol edeceğiz” ... Bu sözün ne kadar doğru olduğunu, batının tüm dünyaya yaptıklarından görebiliyoruz.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.