TÜFE'de 2019 yılı Mart ayında bir önceki aya göre %1,03, bir önceki yılın Aralık ayına göre %2,27, bir önceki yılın aynı ayına göre %19,71 ve on iki aylık ortalamalara göre %18,70 artış gerçekleşti.
Aylık en yüksek artış %3,48 ile sağlık, yıllık en fazla artış ise %29,77 ile gıda ve alkolsüz içecekler grubunda oldu. Bu kalemler halkın direk ihtiyaç duyduğu ve yaşamını olumlu veya olumsuz yönde etkileyen ürün ve hizmetlerden oluşuyor.
Geçen ay Şubat ayı enflasyon rakamları açıklandığında, günlerce bunun reklamı yapılmış enflasyonun beklentinin altında kalarak yüzde 0,16 artış gerçekleştiği duyurulmuştu.
Enflasyonun bu kadar düşük açıklanmasına rağmen halkın neden bundan daha fazla etkilendiğinin cevabı enflasyon sepeti olarak ifade edilen listeden kolayca anlaşılabilir. Dar gelirli ailelerin aslında hiç ihtiyacı olmayan, hatta uzun süredir almayı dahi unuttukları ürünler bu sepette yer almaktadır. Hal böyle olunca da tüketimi olmayan ancak bu sepette yer alan maddelerin fiyatı düşünce veya sabit kalınca, enflasyon oranın düşük çıkmasına neden olmaktadır.
Geçen aylarda seçim nedeniyle kurulan tanzim satış çadırları da enflasyon oranın düşük çıkmasının nedenlerinden biri olarak görülebilir. Ancak seçimin kaybedildiği bölgelerde ise tanzim satış çadırlarının kaldırılmasına ilişkin haberlerden, aslında bunun da bir seçim yatırımı olduğunu anlıyoruz.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’nun enflasyonun hesaplanmasında esas aldığı 418 maddeden oluşan bir sepet var. Bu sepetler belirlenen belli oranlarla ortalaması alınarak enflasyon rakamları hesaplanıyor. Enflasyonun hesabında nelerin kullanıldığını merak edenler TÜİK’nun resmi web adresindeki, www.tuik.gov.tr/PreIstatistikTablo.do?istab_id=1345 linkinden bu 418 maddeyi görebilirler.
Şubat 2019 enflasyon oranları düşük açıklanması ne kadar şüphe uyandırsa da, Mart 2019 enflasyon oranları da yüksek çıkmasına rağmen gerçek halkın çektiği gerçek geçim sıkıntısını yansıtmaktan yine de uzaktır. Gerçek enflasyon rakamları halkın temel ihtiyaç ürünlerinde ve hizmetlerde meydana gelen fiyat artışlarıyla hesaplanabilir. TÜİK tarafından açıklanan Mart ayı enflasyon rakamlarının gerçek durumu yansıtmadığını çarşı pazarda dolaşan halk rahatça söyleyebilir.
Gerçek yaşamı ifade etmekten uzak olan enflasyon oranları, ne açıklanırsa açıklansın, halkın çektiği gerçek sıkıntı, bana şu fıkrayı hatırlattı:
Soğuk bir kutup gecesinde yavru kutup ayısı annesine yaklaşır:
- Anneeeee, ben kutup ayısı mıyım?
- Evet oğlum
- Eeee peki anne sen de kutup ayısı mısın?
- Evet oğlum?!
- Eee peki anne babam da kutup ayısı mı?
- Tabii ki oğlum?!
- Eee peki anne dedem, dedemin dedeleri falan hepsi kutup ayısı mıydı?
- Evet oğlum hepsi kutup ayısıydı?!
- Eee peki anne, sülalemizde bi karışıklık falan yok değil mi?
- Yok tabi oğlum, hepimiz kutup ayısıydık, niye soruyorsun bunları?
- Yaa o zaman ben niye üşüyorum Anne?..
Enflasyon oranı eğer açıklanan gibiyse geçen sene pazarda ortalama 2-3 TL’ye aldığımız sebzeyi, bu sene neden 6-7 TL’ye aldığımız aklımıza geliyor. Seçim sonuçlarıyla uğraşan hükümet umarım bir an önce gerçek görevini hatırlar ve ekonomiye yönelir. Çünkü önümüzdeki dönemde ülkemizi ekonomi alanında zor günler bekliyor.
Ancak maalesef hükümet şu anda bunlarla değil, belediye başkanlığı seçim sonuçlarıyla ilgileniyor. Oysa milletin derdi geçim, hükümetin derdi ise seçim.