İnsanlardan pek çoğu yaşı ilerledikçe aynalara daha seyrek bakar. Yüzlerinde ki kırışıklıkları, kahverengi lekeleri, şişmiş sarkmış, etrafı kararmış göz kapaklarını, sararmış solmuş bakışları, beyazlamış, dökülmüş saçları pek görmek istemezler.

Halbuki aynadaki görüntümüz; yaşam ve beslenme tarzımızda yaptığımız hatalar sonucu iç organlarımızın geldiği nokta ve genel sağlık durumunuzun bir yansımasıdır. Çünkü vücudumuzun içinde gelişen her türlü problem, dışında da açıkça kendisini belli eder.

Örneğin bir insanın cildindeki kırışıklıklar çoğalıp derinleşme eğilimine girmiş, saçları beyazlaşıp seyrekleşmeye, kellik belirginleşmeye başlamışsa; vücudunda toksinler çoğalmış, A- C- K- D- E vitaminleri gibi vitaminler ya da demir, kalsiyum, magnezyum, çinko, selenyum gibi mineraller eksilmiş, cilt de hücre bozulması ve ölümü hızlanmaya başlamış demektir.

Göz kapakları şişmiş, göz altlarındaki torbalar iyice belirginleşmiş, vücudunun değişik yerlerinde ödem oluşmaya başlamış ya da tansiyonu her fırsatta aşağı yukarı fırlar hale gelmişse; kalp ve dolaşım sisteminde, böbreklerinde veya idrar yollarında ki problemler ciddileşmeye başlamış, karaciğer toksinlerle dolmuş demektir. (Tansiyon kesinlikle bir hastalık değil hastalık göstergesidir.)

Midesinde hazımsızlık, yanma, ekşime, ağrı veya bağırsaklarda gaz fazlalaşmış, sırtı kamburlaşmaya başlamışsa; beslenme şekli yanlış, sindirim sisteminde (özellikle) bağırsak florası bozulmuş, midesinde veya bağırsaklarında gastrit ülser gibi şikayetler başlamış demektir.

Yüzleri solmuş, göz kapaklarının içinin rengi iyice pembeleşmiş, etrafında kahverengi gölgeler oluşmuş, dudaklarının rengi solmuş, genel olarak enerjisi azalmış, baş ağrıları ve halsizliği artmışsa; vücudunda toksinler çoğalmış, mikro gıda yetersizliği ve kansızlık başlamış demektir.

Göz akı sararmaya, ciltte kahverengi lekeler yavaş çoğalmaya, çeşitli alerjiler, kurdeşen, sedef, egzama, vitiligo ve benzeri şikayetler artmaya, sık sık grip olmaya başlanmışsa; karaciğer toksinlerle dolmuş, vücut da inflamasyon gelişmeye başlamış, bağışıklık sistemi zayıflamış, muntazam çalışmakta zorlanır hale gelmiş demektir.

Yani yüzünüzdeki hasarı görmemek için aynalardan kaçmak yerine, özellikle cildinizdeki, genelde vücudunuzdaki değişikliklerin neler ifade etmeye çalıştığını öğrenerek, her türlü değişikliğin erken uyarı sisteminin bir ikazı olduğunu bilip gereken tedbirleri almak, hem genel sağlığımız açısından hem de ülke ekonomisi açısından çok daha faydalı olacaktır.                                         

Eğer insanların bir kısmı ya da en azından sağlık bilimi ile uğraşanlar tarafından bu göstergeler bilinip dikkate alınsaydı emar, tomografi, ultrason gibi genel sağlığımız için zararlı, ekonomimiz için büyük yük olduğu kesin olan işlemlerin (zaruri olanların dışında) pek çoğunun yapılmasına gerek kalmazdı.

Evet ihtiyarlama süremizi uzatmak ve sağlıklı yaşlanarak İhtiyarlığı geciktirmek, hastalıkları en az seviyeye indirmek, daha kaliteli, daha konforlu, daha enerjik, daha üretken, daha verimli bir yaşlılık geçirmek, yani nasıl yaşlanacağımızı yönetmek kesinlikle elimizdedir.

Temel olarak hücresel fonksiyon bozukluğu şeklinde tarif edebileceğimiz tek bir hastalık ve ihtiyarlık sebebi vardır. Hücrelerimizin yapısını bozacak, yenilenmesini engelleyecek sebepler ortadan kaldırıldığı vakit yaşlansak da ihtiyarlığımız gecikecektir.

Çünkü insan vücudu 80-90 yıllık bir ömürde (normal şartlarda) kendisini en az 20-25 defa bütünüyle yenileme kabiliyetine sahip muazzam sistemlerle donatılmıştır. Bize düşen yaşam ve beslenme tarzımızda ki yanlışları düzeltip, doğru usulleri öğrenerek geriye dönüş için mücadeleye başlamamızdır.

Kurban bayramının, sağlık bilincimizin artırılmasına vesile olabilmesi dileğiyle…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.