"Fakir Eğitimin Fikir Projeleri" başlıklı köşe yazımda eğitimimizin sorunlarına ve sıkıntılarına değinmiştim. "Bir Milyon Öğretmen, Bir Milyon Fikir" projesinin, öğretmene değer verilmesi ve öğretmenlik mesleğinin önemsenmesi yönüyle isabetli olmasını belirtmekle birlikte proje tespitlerinin ve uygulanmasının zor olacağını, zaman alacağını dile getirmiştim.
Projeye gerek duyulmadan çok acil çözüm bekleyen eğitim sorunlarımız vardır. Hemen halledilmesi gereken bu sorunlarımızla eğitimimiz nefes alacak ve daha sonra, "kaliteli eğitim" adına hayata geçirilecek uygulamalarla da eğitimimiz ayağa kalkacaktır. Beslenmesi, büyütülmesi, bakımı ve sahiplenilmesi neticesinde şaha kalkmasını, dünya kalite standartlarının yakalanmasını hedeflememiz gerekmektedir.
Eğitim konusunda dünya ile yarışmak, gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşmak için israf edilecek zamanımız yoktur. Sözle oyalanıp "günü kurtarmak" yerine, "köklü" ve "kalıcı" icraatla geleceğe yatırım yapmaya ihtiyacımız vardır.
Eğitimimizin, projeye ihtiyaç olmadan, çok acil çözüm bekleyen temel sorunlarını hatırlatmak amacıyla sıralamak ve bunları sizlerle de paylaşmak istiyorum.
*Eğitim sistemindeki belirsizliklerin ve uygulama eksikliklerinin giderilmesi: Yönetime gelen her siyasi partiye ve Milli Eğitim bakanlarına göre değişen bir eğitim sistemi olmamalıdır. "Ne?" ve "Nasıl?" olduğu bilinmelidir. Kalite, başarı ve verimlilik esasına dayalı, oturmuş bir eğitim sistemi, siyasilerin el atamayacağı bir şekilde düzenlenmeli ve ulaşamayacakları bir yerde olmalıdır.
*Altyapı eksikliklerinin ve fiziki yetersizliklerin çözümlenmesi: Modern eğitim tesisleri, eğitim kompleksleri, "sevimli-sıcak yuva" anlayışıyla yeniden yapılanma düşünülmelidir. İstatistiki veriler doğrultusunda planlamalar yapılarak okul ve eğitim araçları ihtiyacı karşılanmalıdır.
*Müfredatın güncelleştirilmesi, ihtiyaca cevap verecek şekilde düzenlenmesi: Müfredat, öncelikle okulu ve okumayı sevdirmelidir. Bilginin hamalı değil, yapanı, yaşayanı olması amaçlanmalıdır.
*Yönlendirme ve yerleştirme esaslarının belirlenmesi: Öğrencinin, "bana göre eğitim" diyebileceği "bilgisine" ve "ilgisine" (kapasitesine ve becerisine) göre düzenlenecek yönlendirmeli eğitim uygulanmalıdır. İlgi alanlarına göre, hayata ve mesleğe hazırlayacak şekilde düzenlenmelidir.
*İkili eğitim-öğretim (sabahçı-öğleci) durumuna son verilmesi: Medeni ve modern eğitim anlayışıyla eğitim süreci (zaman) ihtiyaca göre düzenlenmeli ve değerlendirilmelidir.
*Ders saatlerinin düzenlenmesi: Günde en fazla 6 saat olmalıdır. Eğitimin önemine istinaden, en az 200 iş günü olması ve cumartesi günleri öğleye kadar da sosyal etkinlik ağırlıklı eğitim yapılması düşünülmelidir.
*Yönetici ve öğretmen yetiştirilmesi: Öğretmen yetiştiren MÜSTAKİL yüksek eğitim-öğretim kurumları olmalıdır. Yüksek puanla öğretmen olmak ve öncelikle tercih edilir hale getirmek gerekmektedir. 5 yıllık müstakil bir eğitim fakültesinin son senesi, yöneticilik dersleri ve uygulama esasları ile ilgili olması, bilimsellik ve kalite açısından anlamlı olacağı ve ihtiyaca cevap vereceği düşünülmelidir.
*Ağırlıklı ve seçmeli dersler meselesi: Mutlaka, bütün sınıflarda "Hayat Bilgisi" dersi bulunmalıdır. Türkçe-dil-edebiyat-okuma-yazma ve yabancı dil dersleri ağırlıklı dersler olmalıdır. İlgi, bilgi ve beceriye göre alan oluşturma ve sevdiği, başaracağı dersleri seçme imkânı verilmelidir.
*Okul çeşitleri düzenlemesi: a) Okul öncesi ve İlkokul (2+5=7 yıl), b) Ortaokul (3 yıl), c) Liseler (4 yıl) olarak; 1- Bilim ve Teknoloji Liseleri, 2- Spor ve Sanat Liseleri, 3- Anadolu-Fen Liseleri, 4- Genel Liseler, 5- Meslek Liseleri (Geniş açıklamalarını daha önceki köşe yazılarımda yazmıştım)
*Eğitimde kalite amacının, verimlilik ve başarı esaslarının gerçekleştirilmesi: Her öğrencinin kavuşmak ve yaşamak istediği hayalleri, başarılı olacağı ilgi alanları vardır. Bütün mesele, öğrenciye bu imkânı, fırsatı, ortamı sağlayacak yapılanmayı mümkün hale getirmektir. Öğrenciler, çok çeşitli seçeneklerle yönlendirilmelidir. Bu bağlamda, "kime göre, nerede, nasıl?" sorularının, "bana göre, benim için, her yerde, her zaman, ideal, çağdaş, bilimsel eğitim olması" şeklinde cevap bulacağı bir eğitim sisteminin uygulanmasıyla mümkün olacaktır. Öğrenciye çeşitli öğretim metotlarıyla "öğrenmeyi öğretmiş olmak" gerekir.
Diğer sorunlarımıza da yarınki yazımda değineyim. Proje örneklerimle de teklif ve tavsiyelerde bulunmuş olayım.
SÖZÜN ÖZÜ: "En iyi yatırım, en hayırlı ve en faydalı miras eğitimdir. Büyük insanların idealleri, sıradan insanların küçük hesapları vardır" diyerek, İstiklalimiz ve istikbalimiz olan evlatlarımızın, ideal bir anlayışla en iyi imkân, ortam ve eğitim sistemi içerisinde yetiştirilmesi hepimizin ortak temennisidir. Bu, bir millet ve memleket meselesidir.