Peşmergebaşı Barzani ile, Irak’ın işgalinden sonra Irak Cumhurbaşkanlığına getirilen eski Başkan Talabani şimdi kafa kafaya verdiler ve yıllardır bekledikleri Bağımsız Kürt Devleti’nin temellerini atmaya hazırlanıyorlar.
Kuzey Irak’ta en büyük engel olarak görülen Kerkük’ü oldu-bitti ile Kürtleştirmeye yönelik adımları hızlandıran ikili, bilindiği gibi Kerkük’e Kürt bayrakları astırarak bu hedeflerini açıklamışlardı. Bunun çok büyük tartışmalara neden olduğunu da gördük.
Irak Merkezi Hükümet, bayrak krizinin önlenmesi için alınan kararda “Derhal o bayrak indirilmelidir” diyor ama, bunu dinleyen yok.
Arap parlamenterlerden oluşan 171 parlamenterin kabul oyuyla, Kerkük Eyalet Meclisi'nin Kerkük'te Irak bayrağının yanında Kürdistan bölgesi bayrağının asılması kararı reddedildi. Görüşmeler sürerken Parlamento Başkanı Selim Cuburi tarafından söz hakkı verilmeyen Kürt parlamenterler, Meclis'i terk etti. Karar için 167 kabul oyuna ihtiyaç duyuluyordu.
Parlamento kararı Şii-Sünni Araplar ile Türkmenler arasında olumlu yankı bulurken Kürt parlamenterler arasında tepki ile karşılandı. Kerkük İl Meclis Başkan Vekili Talabani, kararı tanımayacaklarını belirterek, "Kürdistan bayrağının inmesi imkânsız" dedi. Talabani, şöyle devam etti:
"Irak parlamentosunun kararı Kerkük'te uygulanmaz. Federal mahkemenin aldığı kararlar çerçevesinde, il meclislerinde verilen bir karardan sonra Temsilciler Meclisi'nden çıkan karar uygulanmaz. Bu yüzden Kerkük'teki etnik gruplara buradan güzel haberi iletiyorum; parlamentonun söz konusu kararı uygulanmaz. Ayrıca anayasanın 140'ıncı maddesinde Kerkük sorunlu bölge olarak tanıtılmış. Bu maddeye göre hem Kürdistan bölgesinin hem de Irak'ın bayrağı bulunabilir. Yasadışı hiçbir şey yapmadık”
Irak parlamentosunun Kerkük'teki bayrak kararını reddetmesini değerlendirmek amacıyla Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani başkanlığında kritik önemde bir toplantı yapıldı. Toplantıya Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) politbürosu katıldı. Toplantı sonrası yapılan açıklamada, "Kürdistan halkının, kendi yönetim şekline karar verme, referandum ve bağımsızlık konularında hakkı olduğu" ifade edilerek, iki partinin, bu konuyu ulusal bir mesele olarak ele aldığı vurgulandı. Açıklamada, ortak bir komisyon kurulması, komisyonun bölgedeki gruplarla görüşerek referandumun nasıl yapılacağı konusunu ele almasının kararlaştırıldığı aktarıldı.
Barzani tarafından uzun süredir üzerinde çalışılan ve diğer Kürt oluşumlarının da desteğini almayı amaçlayan bölgede bağımsız bir Kürt devleti kurmaya yönelik referanduma gidilmesi Kerkük'e bayrak çekilmesi kararı ile hızlandırıldı. Kürt devleti kurulmasına yönelik ABD, Rusya ve Çin dahil temaslarını arttıran Barzani, son olarak Erbil'i ziyaret eden BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile yaptığı görüşmede, “Kürdistan bağımsızlık referandumunun kısa sürede gerçekleşeceğini” söyledi. Eski Irak Dışişleri Bakanı ve KDP Politbüro Üyesi Hoşyar Zebari ise kısa süre önce yaptığı açıklamada, Kürdistan Bölgesi’nin bu yıl içerisinde bağımsızlık referandumunu gerçekleştireceğini, KDP Politbüro Danışmanı Arif Ruşdi ise referandumun BM'nin gözetiminde gerçekleşeceğini belirtmişti.
Irak parlamentosunda Kerkük'te Kürt bayrağının asılmasına yönelik kararın reddedilmesi ardından Kürt yönetimi çok sayıda Peşmergeyi Kerkük'e sevk etti. Resmi binalara asılan Kürt bayrağının indirilmesi girişimine karşı Kerkük'e sevk edilen ağır silahlı peşmergeler önemli noktalarda önlem aldı.
Bayrak kararının mimarı olan Kerkük Valisi Necmeddin Kerim, "Kürdistan bayrağı Kerkük’te inmeyecek. Anayasal açıdan Kürdistan bayrağının, İl Meclisi’nin kararıyla dalgalandırılmasında sakınca yok. Bu yüzden adil bir mahkeme konuyla ilgili karar verirse bize hak verir" şeklinde meydan okumayı sürdürüyor.
Burada şunu söylemek istiyoruz:
Barzani, böyle bir adımı arkasına dış güçlerin desteğini almadan atamaz. Böyle açıklamalarda bulunamaz. Zaten, uzun zamandır Barzani’nin bu çalışmalarına Amerika, Rusya, İsrail ve Çin’in destek verdiğini biliyoruz.
Suriye’de de PYD’nin güçlendirilmesi ile bölgede kurulması düşünülen Bağımsız Kürdistan’ın ayaklarının tamamlanmasına çalışılıyor.
Her zaman söylediğimiz gibi bölgede enerji savaşlarına yeni bir boyut getirilmek isteniliyor. Zengin petrol ve doğalgaz yatakları ve bu zenginlikleri Avrupa’ya taşıyacak enerji kanallarının korunması için böyle yapay bir devletin kurulması ve bunlara bekçilik yapmasının adımları atılıyor.
İşin düşündürücü tarafı, Kerkük’teki bu gelişmelere, Türkmenlerin çığlıklarına bizi yönetenlerin sessizliğidir. Yapılan cılız açıklamalar da bir şey ifade etmiyor. Kaldı ki yanı başımızda kurulmasına çalışılan Kürdistan Devleti projesi Türkiye’nin güvenliğini tehdit edebilecek boyutlara taşınıyor.