Et piyasasındaki dalgalanmalar ve kargaşa sürerken kafalardaki soru şu:
“İthal et daha ne kadar sürecek?”

İthal etin hayvan besicilerini zora soktuğunu biliyor ve görüyoruz. Son olarak Sırbistan'dan 5 bin ton et alacağını açıklayan Türkiye yılsonuna kadar 350 bin büyükbaş hayvan ve 66 bin ton karkas et ithalatı daha yapacak.

Özellikle son yıllarda canlı hayvan ve et ithalatında patlama yaşanıyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı; Et ve Süt Kurumu’nun gelecek 7 ayda yapacağı canlı hayvan ve karkas et ithalatını belirledi.

Buna göre, 2017 yılı sonuna kadar 350 bin büyükbaş hayvan ve 66 bin ton karkas et ithalatı yapılacak. 2018’in ilk 5 aylık döneminde ise 152 bin baş sığır ve 51 bin ton karkas et ithal edilmesi planlanıyor.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’nın Bakanlar Kurulu’na yapacağı ‘Hayvansal Üretim ve Vizyon’ başlıklı sunumda ‘et ithalatı’ başlığı altında Et ve Süt Kurumu'nun ithalat faaliyetine ilişkin şu bilgilere yer veriliyor, “ESK, 3 Temmuz 2016 ile 20 Temmuz 2017 tarihleri arasında 500 bin büyükbaş besilik hayvan ithalatı gerçekleştirdi. Aynı dönemde 41 bin ton karkas et ithalatı yapıldı.”

Üreticiler ile bir araya gelen Aksaray Ticaret Borsası Başkanı Hamit Özkök ve Kasaplar Odası Başkanı Kani Yerli, Türkiye’ye başka ülkelerden et getirilmesinin üreticilerin zararına olduğunu belirterek, bunun önlenmesi gerektiğini söylüyorlar. Bunu söylen sadece bunlar değil, sektörün her kesiminden aynı sesler yükseliyor.

Tüketiciler de “İthal et bizi göre değil” diyor. Daha çok yerli üretime ilgi gösteriyorlar.
Nitekim Ticaret Borsası Başkanı Hamit Özkök, en kaliteli etin yerel etler olduğunu belirterek,  şu görüşleri yansıtıyor:
“Son günlerde Türkiye’nin gündemine oturan et meselesi... Dünya değişiyor, bunun yanında Türkiye gelişiyor. Gelişen Türkiye’de İç Anadolu Bölgesi hayvancılığın merkezi olarak üretime devam ediyor. Fakat şu an itibariyle şu masada bulunan üretici kardeşlerimizin çiftlikleri yüzde 25-30 kapasitede çalışıyor. Bakanlığımızın son uygulamış olduğu et ithalatı ve etlerin markette satılması bizleri derinden üzmüştür. Çünkü biz İç Anadolu şehirlerinden Aksaray’da, yerel kasaplarımız ve marketlerimizden güvendiğimiz etleri alarak çocuklarımıza ve ailelerimize yediriyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki bunlar bizim ürettiğimiz ürünler. Bunlar yerel market ve mağazalarda, kasaplarda satışa sunuluyor. Sonra da soframıza kadar ulaşıyor. Hiçbir endişe duymuyoruz. Bizim birbirimize sahip çıkmamız lazım. Üreten tüketene saygılı olması lazım, tüketen de üretenin kıymetini bilmesi lazım.”

Çanakkale kasaplarının ortak görüşlerine de kulak verelim:
"Biga'da bizim mezbahalarda 200-250 tane hayvan kesiliyor. İstanbul'da 45, 60, 70 liraya et satan yerler var. Semt semt değişiyor. 40 liradan başlar 60 liraya kadar değişir. Çanakkale'de karkas fiyatının yükselmesi İstanbul'a bağlıdır. Kesinlikle market ve kasabın hiçbir alakası yoktur. Kasap şuanda ithal et almıyor. Bizim ithal et alma gibi bir şansımız yok. Ülkede şuanda yapılan haksız bir rekabet var. Etin gerçek fiyatlarından satıldığını söylüyorlar. Etin gerçek fiyatları bu değildir. Bizde bir kilo kıymanın fiyatı 46 lira. 1 kilo kuşbaşının fiyatı 50 lira. Bu şartlarda daha düşük satmak gibi bir şansımız yok. Fiyatlar bu şekilde seyrederken kuzu fiyatları 37- 38 liradan 32 liralara kadar geriledi. Aynı şekilde kilo başında 5-6 lira gibi bir indirime geçtik. Bu rakamlar büyükbaş hayvana da yansımış olsa 3-5-6 lira kadar indirimler yapabiliriz"

Yerli üretici ise ithalata tepkili... Her fırsatta eleştirilerini sıralayan besiciler yerli üretimin artırılması için girdi maliyetlerinin düşürülmesini talep ediyor.
Tarım Kooperatifleri Merkez Birliği (TARIM-KOOP) Genel Başkanı ve Çanakkale Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mehmet Özkurnaz, "İthalat sürekli olacak bir sistem değil. Hayvancılığın daha da gelişmesi hep temelinde yatan neden de süt fiyatlarının dengesizliğindedir. Süt fiyatları yükselirse, et fiyatlarının da düşeceğine inanıyoruz" diyor.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Özden Güngör’ün şu görüşlerini de yansıtalım:
“Sorunun ithalat yoluyla çözülmesinin mümkün olmadığı, ithalatın fiyatları düşürmediğinin yaşanarak görülmesine rağmen ithalat sarmalı halen devam etmektedir. Yaklaşık 10 yıldır 'et fiyatını düşürmek' üzerine kurgulanan hayvancılık politikası ile Türkiye dışa bağımlı hale getirilmiş, her geçen gün ithalat artarken, üretimden hızla uzaklaşılmıştır."

Özetleyelim:
Sorun görüldüğü gibi yerli üretimi artırarak çözülebilir. Bunun için de yetkililerin yapması gerekenler var ve bunlar da biliniyor. İthal et politikaları ile et sorunu çözülmüyor. Bu yanlışı sürdürmenin de bir faydası yoktur.


necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz


 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.