Sürekli geliştirilen modern cihazlara, son teknolojilerin kullanıldığı araştırma laboratuvarlarına, biteviye çeşitlendirilen ilaçlara yüz milyarlarca dolar harcanmasına, teşhis amaçlı olarak insan vücudunun hücrelerine, molekül yapılarına kadar inilmesine ve gazetelerde, televizyonlarda her gün modern tıbbın yeni bir mucizesinin duyurulmasına, “erken teşhis erken tedavi” sloganıyla insanların (çok ucuz ücretlerle) check up merkezlerine veya (sanki belirli yaşa gelen her insan, ölümcül bir çok hastalığa yakalanmak zorundaymış gibi) rutin kontrollere yönlendirilmelerine  rağmen; “insan sağlığı dünya genelinde alarm veren bir ivmeyle sürekli bozulmaya devam ediyor.”

Halbuki “hastalık nedenleri ve çözümleri korktuğumuz veya bize öğretildiği kadar anlaşılmaz, karmaşık ya da gizemli değiller.” Hastalığın adı ne olursa olsun, tamamının sebebi de (genellikle) “kendi yanlışlarımız sonucudışardan aldığımız toksinler, vücudumuzda oluşan inflamasyon, mikro gıda yetersizliği, içimizde biriktirdiğimiz olumsuz düşünceler ve yoğun stres gibi” nedenlerin herhangi biriyle bağışıklık sistemimizin zayıflaması sonucu ortaya çıkan “Hücresel fonksiyon bozukluğu” ve buna bağlı olarak organ, doku ya da sistemlerimizin görevini yapamayacak hale gelmesinden” başka bir şey değildir.

Vücudumuz hiçbir zaman ve hiçbir şekilde tesadüfen, sebepsiz ya da habersiz bir şekilde hasta olmaz.” Eğer vücudumuz hasta ya da herhangi bir yerinden ciddi şekilde şikayet edilecek hale gelmiş ise, “öncesinde alerji, ağrı, ateş, çarpıntı, tansiyon, ödem, ciltte lekeler, yaralar ve benzeri belirtilerle defalarca ikaz edilmişiz” demektir.

Bu ikazlar dikkate alınarak “şikayet nedenlerinin tespit edilip ortadan kaldırılması yerine, sadece belirtilerin (semptomların) çeşitli şekillerde yok edilmesi sonucu hasta olduğumuz” bilinmelidir.

Adı ne olursa olsun “hasta oluşumuzun çok net ve belirli sebepleri vardır.” Eğer en basit şekliyle bile olsa, “hastalık nedenleri öğrenilir ve bu yanlışlar ortadan kaldırılırsa,” birçok hastalığın daha en başından hem çok kolay hem de çok ucuz bir şekilde önlenmesi mümkündür.

Maalesef corona bahanesiyle son iki yıllık uygulamalarda göstermiş tir ki; mevcut sağlık sisteminin asıl hedefi “hastalıklara çözümler üreterek, insanların sağlık kalitesini artırmaktan ziyade, “daha fazla para kazanmanın yollarını açmaktır.”

Özellikle batılı bir kısım sermayedar ailelerin, Modern Sağlık Sisteminin kurucusu olmaları, araştırma laboratuvarlarının belki de tamamının sahibi ya da finansörü olmaları, sağlık sektöründe kullanılan temel cihazların, “tedavi amaçlı verilen ancak zararı faydasından daha fazla olan ilaçların” ve “hastalık nedeni olarak kabul edilen tüm kimyasalların,” bu ailelerin sahibi oldukları firmalar tarafından üretilip, yine bunların sahibi oldukları medya kuruluşları tarafından pazarlanıyor olmaları, benim başka türlü düşünmeme en büyük engeldir.

Bu ailelerin sahibi olduğu çok gelişmiş laboratuvarlar da araştırma yapan dünyanın en zeki bilim insanlarının ( bu insanların gayet iyi niyetli olarak insanlığa hizmet için uğraştıklarından emin olmama rağmen) “patronlarına daha fazla para kazandırmaktan başka bir hedef için istihdam edildiklerini sanmıyorum.

Aslında her şey ortada; sağlık sisteminin kurucusu onlar, dünyanın en ünlü ve saygın bilinen eğitim kurumlarının sahibi ya da finansörü onlar, araştırma yapan bilim insanları onların kontrolünde, “sonucu değerlendirip yayınlayacak olan bilim kurulları onların denetiminde,” istedikleri insanı göklere çıkaracak istemediklerini yerin dibine geçirecek, toplumlar üzerinde her türlü algı operasyonu yapabilecek medya kuruluşları onların.

Ve neticesi ortada. “Tedavi edilemeyen binlerce hastalık ve ülkelerin sağlık harcamaları trilyonlarca dolar”. Bilmem kafanızda bazı soru işaretleri oluşması için bu kadar ip ucu yeter mi? Dikkate alıp almamak tamamen sizin bileceğiniz bir şey. Ancak İnsanlar genelde sağlıklarını kaybedip, ölümle burun buruna geldikleri vakit, “sağlıktan daha değerli hiçbir şeyleri olmadığını fark ediyor.”

Bu nedenle sağlığımız bozulmadan elimizde fırsat varken; “sık sık kontrollere gidip kendimizde hastalık aramak yerine” biraz gayret edip, emek verip, zaman harcayarak, vücudumuz ve hasta oluş nedenlerimiz hakkında, yeteri kadar bilgi sahibi olup, vücudumuzun kendini yenileme kabiliyetini sekteye uğratacak yanlışlardan uzak durarak, hücre yenilenmesi için vücudumuza gerekli olan mikro gıdaları temin edebilirsek, (eğitimli ve profesyonel sağlık personellerinin ilgilenmesi gereken) “acil durumlar, ameliyatlar ve özel durumlar dışındasağlığımızı korumak tamamen kendi inisiyatifimiz de olabilir.”

Sağlık bilincimizin gelişmesine katkı sağlaması umuduyla sağlıklı ve mutlu Pazarlar…                         

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.