Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanıp AKP’li Milletvekillerinin imzasıyla Yasa Teklifi olarak TBMM Başkanlığına sunulan 2021 yılı bütçesi komisyondan geçtikten sonra nihayet Meclis Genel Kurulu’nun önüne getirildi.
Tek adam sistemine geçilmeden önce Meclisteki bütçe görüşmeleri, özellikle ilk gün kürsüye çıkan liderlerin karşılıklı atışmaları kamuoyunda büyük ilgi görürdü.
Yeni sistemde ise görüşmeler sönük geçiyor. Görüşmeler sırasında olup bitenlerden kamuoyunun neredeyse hiç haberi olmuyor.
Ancak bu yıl öyle olmadı. Önümüzdeki günlerde de öyle olmayacağa benziyor. Bu konudaki ilk işareti CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis Genel Kurulu’nda bütçe görüşmelerinin başladığı 7 Aralık 2020 Pazartesi günü yaptığı konuşmayla verdi. Kılıçdaroğlu’nun, konuşması sırasında gösterdiği yüksek performans kamuoyunun dikkatini çekti.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının en çok ilgi çeken bölümü TBMM Tutanakları’na şöyle yansıdı:
‘……………..Buradan ifade edeyim; hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın değerli arkadaşlarım. Türkiye büyük ülkedir, Türkiye bütün sorunlarını aşabilecek kadrolara da sahiptir, yetkinliğe de sahiptir. (CHP sıralarından alkışlar) Hepimiz hep beraber alın terinden yana olacağız, emekten yana olacağız, işçiden yana olacağız, çiftçiden yana olacağız.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) – Kadınlardan yana olacak mısınız?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) – O pazar artıklarından beslenen ailelerin, çöp konteynerlerinden beslenen ailelerin ayıbını kaldırmak Allah’ın izniyle bize nasip olacak. (CHP sıralarından alkışlar)
İlk seçimlerde demokrasiyi getireceğiz, ilk seçimlerde adaleti getireceğiz, ilk seçimlerde liyakati getireceğiz, ilk seçimlerde alın terinin ne kadar değerli olduğunu bütün dünyaya anlatacağız, ilk seçimlerde Türkiye Cumhuriyeti devletini Londra’daki tefecilerden kurtaracağız; herkesin bunu bilmesi lazım. (CHP sıralarından alkışlar)
HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Aday olabilecek misin?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Aday ol, aday!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, hangi noktaya geldiniz? Benim aday olup olamayacağımı size kim söyledi? Kim söyledi? (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)
Ben ne istiyorum? Ben tek adam rejimi istemiyorum. Ben ülkesinde esnafın ensesinde boza pişiren bir yönetim istemiyorum. Ben parlamenter sistem istiyorum, demokratik, halkçı, parlamenter sistem istiyorum. Ben her kuruşun hesabını veren bir siyaset anlayışı istiyorum. Ben tehdit edildiğim zaman mal varlığımla “Aramazsanız, incelemezseniz, şerefsizsiniz.” diyen bir siyaset istiyorum. (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, ayakta alkışlar) Ben siyaseti zenginleşme aracı olarak gören bir kültürden gelmiyorum, ben siyaseti halka ve hakka hizmet eden bir anlayıştan geliyorum. Ben hiçbir zaman, hiçbir yerde haram lokmaya el uzatmadım, kimsenin hakkını, hukukunu çiğnemedim. Her zaman, her yerde adaletten yana oldum, adaleti her yerde savundum.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Aday ol o zaman!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) – Benim varlığımla beni tehdit edenlerin arkasında selam durmadım. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, bugün, borç öderken borç alıyorsunuz. Borç ödemek için borç alıyorsunuz, borcun faizini ödemek için de borç alıyorsunuz. Evet, bu gerçekleri bilin. Hayat acı ama bu gerçekleri bilin.
(AK PARTİ sıralarından “büyükşehirlere bak” sesi)
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) – Hiç endişeniz olmasın. Arı gibi çalıyor bütün belediyelerimiz, arı gibi çalışıyoruz. (CHP sıralarından alkışlar) Söyledim, hangi engeli çıkarırlarsa çıkarsınlar asla şikâyet etmeyeceksiniz, asla. Vatandaşlar arasında hiçbir ayrım yapmayacaksınız. Önce “Sizin ihmal ettiğiniz yoksul mahallelerden başlayacaksınız.” dedim, “Onlara hizmet götüreceksiniz.” dedim, “Engel yok ama halka hizmet sonuna kadar var.” dedim ve öyle yapıyorlar. (CHP sıralarından alkışlar) Şu Ankara’yı… Ya “Ankara’yı parsel parsel satan” diyen siz değil miydiniz? Siz değil miydiniz? (CHP sıralarından alkışlar) Parsel parsel satan adama hesap sordunuz mu? Arkasında duruyorsunuz ya! Ankara’yı parsel parsel satan adamın arkasında duruyorsunuz ya, nasıl olur ya bu? (CHP sıralarından alkışlar) Nasıl olur bu ya? Hangi ahlak, hangi din, hangi iman ya! Allah aşkına, söyler misiniz ya!
Değerli arkadaşlarım, daha ayıp var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Kılıçdaroğlu, buyurun.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) - Ya, arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyeti devleti Millî Kurtuluş Savaşı’nı veren bir devlettir. (AK PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)
Arkadaşlar, yok, hiç konuşmayın. Ne derlerse desinler, önemli değil, değil önemli.
Türkiye Cumhuriyeti devleti Millî Kurtuluş Savaşı’nı veren bir devlettir. Türkiye Cumhuriyeti devletine, rüşvet alan kişinin büyükelçi olarak atanması yakışır mı ya? (CHP sıralarından alkışlar) 2 kişi ya! Ya, rüşvet aldığı belli, rüşvet aldı çikolata kutularında. Öbürünün de rüşvet belgesini mahkemedeki dosyadan çıkarıp açıkladım. Büyükelçi atadınız ya! Arabasında Türk Bayrağı taşıyacak bu adam. Benim ağırıma gidiyor, sizin ağırınıza gitmiyor mu, sizin ağırınıza gitmiyor mu ya? (CHP sıralarından alkışlar) Onu da söyleyeyim: Sizin içinizde son derece değerli insanlar var; bakın, eleştiriyorum ama son derece değerli insanlar var, Türkiye’yi en iyi temsil edecek insanlar var. Ya, bu insanlar varken neden rüşvetçiler büyükelçi olarak atanıyor, neden? Benim aklım bunu almıyor ama sizin bir gerekçeniz varsa çıkıp bu kürsüden söylersiniz “Şunun için, biz, rüşvetçileri büyükelçi olarak atıyoruz.” biz de öğrenmiş oluruz. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) – Hepinize en içten selamlar, saygılar sunuyorum değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, ayakta alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
---
İYİ HAFTALAR
remzidilan_@hotmail.com
Kalemine sağlık.Keşke bu konuşmanın tamamı tüm görsel ve yazılı basında da yer alsaydı.