Eskiden, kar yağardı.

Henüz ayrılmamıştık, henüz bölünmemiştik.

Aynı mahallede idik zengini, fakiri, esnafı bir arada birliktik.

Omuz omuza sımsıcak yaşardık ve kar yağardı bembeyaz.

Lapa lapa henüz bölünmemiştik, henüz ayrılmamıştık.

Henüz icat olmamıştı, kooperatifler, siteler, dubleksler, tripleskler, olmaz olası kartonpiyerler.

Gariban sıkıştığında kime gideceğini bilir.

Zengin kimi gözeteceğini bilirdi.

Esnafla memur gül gibi geçinir giderdi.

Ve kar yağardı bembeyaz lapa lapa.

Henüz ayrılmamıştık henüz bölünmemiştik...

Fakir zengini hırsızlıkla, zengin fakiri tembellikle suçlamazdı.

Çünkü kar yağardı lapa lapa.

Çünkü karın temizliği yüreklerimize vurmuştu.

Kar rahmetti, bereketti çünkü, adam boyu.

Adamlar da adamdı o zaman.

Ne Cumhuriyet Caddesinde, onun bunun namusuna kötü gözle bakar, ne de laf atarlardı.

Çünkü senin namusun benim, benim namusum senindi.

Bir idik biz idik.

Ve kar yağardı, adam boyu.

Ve adamlar adamdılar o zamanlar.

Kar sendin, kar bendim, kar biz dik.

Eridik, eridik, eridik, eridik...

..

Erzurumlu Murat BALKUŞ’un bu şiirini, ‘iklimsel, sosyal ve siyasal’ açıdan günümüze uygun düştüğü için paylaşmak istedim.

NEREDEN NEREYE GELDİK

27 Aralık Pazar günü, milli mücadelemizin büyük önderi ve Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Başkentimiz Ankara’ya gelişinin (27 Aralık 1919) 101’inci Yıl Dönümünü kutluyoruz.

19 Mayıs 1919’da Samsun’dan başlattığı kurtuluş mücadelesi yolculuğunda, Erzurum ve Sivas Kongrelerini gerçekleştirdikten sonra geldiği Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisini topladı (23 Nisan 1920), düşmanı ülke topraklarından kovdu ve Türkiye Cumhuriyeti’ni (29 Ekim 1923) kurdu.

Peki, Cumhuriyet'in ilan edildiği gün Türkiye’nin neyi vardı, neyi yoktu?

-Nüfusu 13 milyon.

-40 bin köy var, 37 bin’inde okul yok, postane yok, dükkan yok.

-30 bin köyde cami yok.

-Traktör sayısı 0 (sıfır)

-Biçerdöver sayısı 0 (sıfır)

-Pirinç ithal.

-5 bin köyde sığır vebası var.

-1 milyon kişi frengi.

-2 milyon kişi sıtma.

-Verem, tifo, tifüs salgını var.

-Bitle başa çıkılamıyor.

-Dünyaya gelen her iki bebekten biri ölüyor.

-Her 5 anneden 1’i doğumda ölüyor.

-Ortalama ömür 40 yaş.

-Memlekette sadece 337 doktor var.

-60 eczacı var, sadece 8’i Türk.

-Memlekette sadece 4 hemşire var.

-40 bin köyde sadece 136 ebe var.

-Limanlar, madenler yabancılara ait.

-Demir yollarının bir metresi bile bize ait değil.

-Osmanlı’dan ayakta kala kala 4 fabrika kalmış.

-10’dan fazla işçi çalıştıran sadece 280 işyeri var, Bunların 250’si yabancıların.

-Kişi başı milli gelir 45 dolar.

-Elektrik sadece İstanbul, İzmir ve Tarsus’ta var.

-Kara yolu yok. Otomobil sayısı sadece 1490.

-Mübadeleyle 400 bin insan da geliyor ki, ceplerinde para yok, iş yok, başlarını sokacak ev yok, sığınacakları akraba yok.

-Kadın insan değil, Cumhuriyet’ten önce, eşit eğitim hakkı yok, meslek hakkı yok, velayet hakkı yok, miras hakkı yok. Kadınlar kendisine miras kalan mallar üzerinde tasarruf hakkına sahip değil.

-Memlekette tiyatro, müzik, spor, heykel yok.

-Padişahların hediye olarak verdiği arkeolojik eserler Avrupa'ya kaçırılmış.

-Kimi alaturka saat kullanıyor, Güneşin battığı anı 12 kabul ediyor, kimisi zevali saati kullanıyor, kimisi güneşin tamamen battığı ezani saati esas alıyor. ‘Saat kaç birader?’ diyorsun, herkes başka bir şey diyor. Kimisi hicri, kimisi Rumi takvim kullanıyor.

-600 yıl Türkçe horlanmış, Arapça ve Farsça kelimeler harmanlanıp Osmanlıca ortaya çıkmış. Fransızca ve İtalyanca kelimeler dilimizi işgal etmiş.

-‘Harf devrimi yapıldı,1 gecede cahilleştik’ diyor bunlar, halbuki İbrahim Müteferrika’dan itibaren basılan kitap sayısı 417.

-Erkeklerin sadece yüzde 7’si, kadınların sadece binde 4’ü okuma yazma biliyor.

-Okul yaşına gelen her 4 çocuktan 3’ü okula gitmiyor.

-Türkiye’nin tüm liselerinde sadece 230 kız öğrenci kayıtlı.

-Öğretmenlerin 3’te 1’inin öğretmenlik kaydı yok.

-Sadece 1 üniversite var. Medreselerde Türkçe yasak.”

(Alıntıdır)

Cumhuriyetin ilan edilmesinin ardından gerçekleştirilen devrimler ve yürütülen kalkınma hamlesi sonucunda meydana getirilen kurum ve kuruluşları son 18 yılda satarak devleti zayıf düşürenlere bir kez daha hatırlatmalıyız ki: BUGÜN SAHİP OLDUĞUNUZ HER ŞEYİN ASIL SAHİBİ CUMHURİYET VE ONUN KURUCULARIDIR.

---

İYİ HAFTALAR

remzidilan_48@hotmail.com

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Seyhan Balkus 4 yıl önce

Bu şiir Sabahattin Alının değil-dir araştırarak paylaşırsanız seviniriz

Avatar
Seyhan Balkus 4 yıl önce

Anlayışınız için teşekkür ederiz

Avatar
Haluk Dadaş 4 yıl önce

Remzi bey Sabahattin Ali 1948 de vefat etmiş önemli bir şairimizdir.size şunu sorayım o tarihte kooperatif dubleks tripleks mi vardı.bu şiir Erzurumlu murat balkuşa aittir bilginize

Avatar
REMZİ DİLAN 4 yıl önce

HAKLISINIZ.
UYARINIZ ÜZERİNE YAZIDA GEREKLİ DÜZELTME YAPILMIŞTIR.
Teşekkür ederim.