8 Aralık'ta Şam'ın düşmesiyle Esad'ın devrilmesinin ardından yaşanan sevinç çığlıkları, 48 saat geçmeden kendisini soru işaretlerine bıraktı. Türk medyası, Esad'ın düşmesinin ardından İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırılarına yeni uyandı.
Suriye'nin güneyindeki Dera'da bir grup öğrencinin 15 Mart 2011'de okul duvarına "Ey doktor (Beşşar Esad) şimdi sıra sana geldi" yazmasıyla başlayan iç savaşta, 8 Aralık 2024 sabahı muhaliflerin Şam'ın kontrolünü ele geçirmesiyle Baas Partisinin 61 yıllık iktidarı sona erdi.
Suriye'de son günlerde yaşananlar tarihe geçerken Türkiye'de yaşanan sevinç, adım adım sönümlenmeye başladı.
Bu durum, Türk medyasında da kendisini göstermeye başladı. Tartışma programlarında bu konu ele alınırken köşe yazarları da yaşanan muammaya dikkati çekiyor.
Odatv'nin gündeme getirdiği, Heyet Tahrir Şam (HTŞ) lideri Ebu Muhammed el-Colani'nin (Cevlani) açıkladığı kabinenin sadece İdlib'de HTŞ'nin kurduğu Suriye Kurtuluş Hükümeti üyelerinden oluşması ve İsrail'in Şam'ın dibine kadar gelmesi, bu durumun başat faktörleri arasında gösterilebilir.
Hürriyet, Esad'ın düşmesinin ardından İsrail'in saldırganlığını öne çıkardı. İsrail'in Suriye'ye 48 saatte 480 saldırı düzenlediğini öne çıkardı.
SELVİ'DEN "MÜCADELE ESAD GİTSİN COLANİ GELSİN DİYE VERİLMEDİ" ÇIKIŞI
Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, "Suriye’de ne oluyor, Esed’in kaçarken İsrail’e verdiği liste" başlıklı yazısında, "Suriye’de mücadele Esed’in gitmesi onun yerine Colani’nin gelmesi için verilmedi" dedi.
Çatışmaların yeniden başlayabileceğinin altını çizen Selvi, "Geçici hükümet HTŞ’den oluşursa bu yanlış olur. Suriye altın tepsi içinde Colani’ye sunulmuş olur. Ama 13 yıllık mücadele Colani, Suriye’yi yönetsin diye verilmedi. Dışlanan gruplar Irak örneğinde olduğu gibi örgütlenir, silahların, yeniden iç çatışmaların kapısı aralanmış olur" satırlarını yazdı.
ERGİN, ABD-COLANİ İLİŞKİSİNİ YAZDI
Hürriyet yazarı Sedat Ergin, Colani'nin başında olduğu HTŞ'nin Birleşmiş Milletlere (BM) göre, terör örgütleri listesine alındığını öne çıkardı.
"2018 sonrası dönemde El Colani, bu listeden çıkmak için büyük bir mücadele vermiş, özellikle ABD başta olmak üzere Batı dünyasını bu yönde ikna etmeye çalışmıştır. El Colani’nin bütün bu çabası durumu değiştirmemiştir" diyen Ergin, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in 21 Şubat 2020 tarihli HTŞ raporunu aktardı:
"Guterres, örgütün getirdiği bu kuralların insan hakları hukukunu, yaşam hakkını, özgürlük ve güvenlik hakkını, ayrıca hareket serbestisi, ifade, barışçıl amaçla toplanma ve dernek kurma özgürlüklerini temelden ihlal ettiğini vurguluyor. BM Genel Sekreteri, şunları söylüyor: 'HTŞ’nin kendi atadığı mahkemeler üzerinden, örgüt mensupları bu kuralları eleştirdiği düşünülen ya da grubun ideolojisine muhalefet etmekle suçlanan kişileri sert cezalara çarptırmış ve infaz etmiştir. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’ne gelen raporlara göre, tutuklanan kişilerin akıbetleri, nerede bulundukları hakkında yakınlarına bilgi verilmemektedir."
YENİ ŞAFAK YAZARI: "TÜRKİYE HEMEN GİRMELİ"
İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırganlığından duyduğu tedirginliği dile getiren Yeni Şafak yazarı Bülent Orakoğlu, "İsrail zıvanadan çıkarsa, Suriye’nin kuzeyindeki vekâlet kantonlarına (Türkiye tarafından) hemen girilmeli diye düşünüyorum" dedi.
Colani'nin IŞİD geçmişine dikkat çeken Orakoğlu, şunları yazdı:
"Suriye’ye yeni bir gelecek vaat eden Suriye’nin yeni lideri Colani IŞİD’in Suriye Emiri olarak ortaya çıkmıştı. Kısa bir zaman sonra İŞİD ile yollarını ayırıp EL Kaide’ye biat etmişti. Ardından Nusra cephesini HTŞ’ye dönüştürüp El Kaide’den ayrıldığını ilan etmişti. Gömlek değiştirerek ılımlı İslamcı kisvesine bürünmüştü."
MCGURK SESSİZ
Milliyet yazarı Özay Şendir ise başka bir noktaya temas etti. ABD Orta Doğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü Brett McGurk'un sessizliğine...
Şendir, şunları yazdı:
Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bizzat adını vererek tepki gösterdiği bu terör yönetmeninin X hesabı her zaman ilgimi çekmiştir. (...) Her devirde karşımıza çıkan bu ABD bürokratı, eskiden konuşmayı çok severdi, terör örgütü Tel Rıfat ve Münbiç’i kaybetmesine rağmen hiç sesi çıkmıyor, hatta Suriye’de olup bitene dair de tek bir cümle kurmuyor. Tek yaptığı Başkan Biden ve CENTCOM’un paylaşımlarını tekrar paylaşmak olmuş. Brett McGurk bu haliyle dut yemiş bülbüle benziyor."
"DUGIN, ERDOĞAN'A PARMAK SALLADI"
Sabah yazarı Salih Tuna ise "Suriye Erdoğan için bir tuzaktı. Stratejik hata yaptı. Rusya’ya ihanet etti. İran’a ihanet etmişti. Mahvoldu. Şimdi Mustafa Kemal’in Türkiye’sinin sonu başladı, sizi destekledik. Şimdiye kadar. Bundan sonra tövbe edeceksiniz" diyen Rus siyaset bilimci Aleksandr Dugin'e tepki gösterdi.
"Esad'ın devrilmesinin ardından trolleri çağrıştıran bir üslupsuzlukla Türkiye'ye ve Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a adeta parmak salladı" diyen Tuna, şunları kaydetti:
"Dugin çapında bir entelektüele mezkûr paylaşımları hiç yakıştıramadım. Tamam, Esad'ın devrilmesinin ardından İsrail ve ABD'nin yaptığı açıklamalardan ve İsrail işgal ordusunun Suriye'ye hareketlenmesinden endişe duymamak mümkün değil. Fakat bunun çözümü, halk desteğinden mahrum zalim Esad'ı sürgit iktidarda tutmak mı olmalıydı? (...) Sayın Dugin, İsrail'in MOSSAD ile Suriye Baas rejiminin gizli servisi Muhaberat arasındaki İran aleyhine yapılan görüşmeleri görsün de ondan sonra ihanetten söz etsin."
KİMLER ARKASINDA: "TÜRKİYE'YE ÇOK ÖNEMLİ BİR ALAN AÇIYOR"
Yeni Şafak yazarı Yasin Aktay ise umudunu koruyanlardan. Aktay, "Devrim’in rüzgârları nereden esti, nereyi vuruyor?" başlıklı yazısında şunları dedi:
"Suriye’deki durum herkesin hesaplarını yeniden gözden geçirmesini gerektirecek bir durumdur. Suriye artık denklemde önemli ve atmosferi değiştirici bir aktör olarak var olacaktır ve bu aktörün varlığı her şeyden önce Türkiye’ye çok önemli bir alan açmaktadır. Hatırlayalım, 12 gün öncesine kadar Türkiye’nin gerek terör sorunu gerek göç sorunu ve gerek Ortadoğu’daki etkinlik açısından karşı karşıya olduğu zorluklar ve sıkıntılar bir Devrim eliyle sonucunda sadece haklıların, Suriye ve Türkiye’nin halklarının kazandığı bir durum ortaya çıkarmıştır. Kaderin üstündeki kader, hesapların üstündeki hesap bu değilse nedir?"
"HTŞ VE İSRAİL’İ MÜTTEFİK YAPMAZ"
Karar yazarı Yıldıray Oğur da "Ya beklenmedik olan olduysa?" başlıklı yazısında HTŞ'nin sadece bir fırsatı kullandığını yazdı:
"Muhtemelen bundan iki yıl önce de kimsenin aklına HTŞ adlı El Kaide’den ayrılmış silahlı selefi gruba ABD ve İsrail’in destek verdiğini söylemek gelmezdi. Ama ne olduğunu anlamayanlar için örüntüyü kurmak zor olmadı. 10 yıldır Suriye’de karşılarında Esad ordusunu değil, Devrim Muhafızları aklını, dünyanın her yerinden kutsi savaş için taşınmış Şii milisleri ve Hizbullah’ı gören Suriyeli muhalifler için, 7 Ekim sonrası İsrail’in Suriye’de ve Lübnan’da Şii milisler ve Hizbullah’a verdirdiği kayıplar, İran’ın tırnaklarının sökülmesi bir fırsattı. Ama bu fırsatı İsrail, Suriyeli muhalifler için yaratmadı, kendisi için yaptı. Ama bunun beklenmedik bir sonucu olarak Suriye sahasında HTŞ ve muhalif gruplar, 10 yıldır savaştıkları İran milisleri be Hizbullah’ın güç kaybettiğini gördüler ve bu imkandan yararlandılar.
Bu ikisinin peş peşe olması HTŞ ve İsrail’i müttefik yapmaz. Esas bir örüntü kurulacaksa HTŞ ve Suriyeli muhaliflerin arkasında İsrail değil, Ukrayna var denebilir. Çünkü Ukrayna iki yıldır direnerek Rusya’nın ilgisini ve askeri teçhizatını Suriye cephesinden çekmesine neden oldu ve 2015’ten sonra Suriye sahasında hava gücüyle muhalifleri gerileten esas olarak Rusya’ydı. Ama gönlü böyle isteyen, İsrail ve Ukrayna’nın her şeyi HTŞ için yaptığını da düşünebilir. Halbuki Suriyeli muhaliflerin ve HTŞ’nin yaptığı sadece fırsatı görmek ve kullanmaktı. Tam tersini iddia edenler aslında galiba bunu etik, ahlaki bulmuyor."
ANADOLU AJANSI SONUNDA GÖRDÜ
Öte yandan, Suriye’de Esad’ın devrilmesi sonrası başlayan İsrail işgaline karşı iktidar medyası ve Anadolu Ajansı adeta sessizliğe büründü. Odatv’nin konu hakkında eleştirisinin ardından bugün Anadolu Ajansı, Suriye’de ilerleyen İsrail askeri kuvvetlerini görüntüledi.
Suriye’de Beşar Esad’ın devrilmesinin ardından iktidar medyasındaki ağız değişiklikleri dikkat çeken bir boyuta ulaştı. Daha önce terör örgütü olarak bahsedilen Heyet Tahrir Şam (HTŞ), ‘Suriye muhalefeti’ olarak adlandırılmaya başladı. HTŞ lideri Colani de “İslamcı devrimci” olarak servis edildi.
Bunların yanı sıra Suriye’de İsrail’in işgal girişimi de hem iktidar medyasında hem de Anadolu Ajansı’nda adeta görmezden gelindi. İsrail’in Gazze saldırılarını manşetlerinden indirmeyenler, dünden beri Suriye’yi ateşe veren saldırıları geçiştirdi. Yeni Şafak, Akşam, Diriliş Postası yalnızca Türk Dışişleri’nin kınamasına yer verdi. Anadolu Ajansı da tek bir haber yapmakla yetindi, fotoğraf geçmedi.
ODATV YAZDI ANADOLU AJANSI GÖRÜNTÜLEDİ
Odatv’nin dün (10 Aralık 2024) yayımladığı "İktidar medyasında ölü taklidi" başlıklı haberinin ardından bugün Anadolu Ajansı, Suriye’deki İsrail işgaline karşı ilk kez görüntüleri servis etti.
Anadolu Ajansı’nda ‘AA', İsrail'in Suriye topraklarında ilerleyen işgalini görüntüledi’ başlığı ile servis edilen haberde “Anadolu Ajansı (AA), Baas rejiminin devrilmesinin ardından hava saldırılarını artırarak Suriye'nin güneybatısındaki Kuneytra kentini işgal eden İsrail'in buradaki tanklarını görüntüledi” ifadeleri kullanıldı.
Anadolu Ajansı’nın yer alan haber şöyle:
“İsrail, Baas rejiminin devrilmesinin ardından hava saldırılarını artırdığı Suriye'de, dün Golan Tepeleri'nin de ilerisine girerek Lübnan-Suriye hattındaki toprakları işgal ederken Şam'ın 25 kilometre yakınlarına kadar sokuldu.
Sahadaki AA ekiplerinin kaydettiği çekimlerde, Kuneytra sokaklarında mevzilenen İsrail tankları görülüyor.
İsrail ordusundan dün yapılan açıklamada, Baas rejiminin devrilmesinden bu yana 320 "stratejik hedefe" hava saldırısı düzenlendiği belirtilmişti.
Vurulan hedefler arasında Suriye'nin hava savunma sistemleri, füze depoları, askeri uçak ve helikopterlerin yanı sıra savaş gemilerinin de olduğu belirtilen açıklamada, bu saldırılarda Baas rejiminden geriye kalan Suriye'nin askeri kapasitesinin "yüzde 70'ten fazlasının ortadan kaldırıldığı" iddia edilmişti.”
Odatv