BURSA ARENA / Haber Merkezi
Nilüfer Belediyesi’nin, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında düzenlediği “Kadın Hareketi ve Toplumsal Mücadeleler” söyleşisine konuk olan Dr. Sedef Erkmen ve Dr. Özgün Akduran, kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve cinsiyet eşitliğine ilişkin yapılması gerekenleri ele aldılar.
Nilüfer Belediyesi’nin, Tarih Vakfı iş birliğiyle farklı alanlarda düzenlediği ve büyük ilgi gören “Tarih Buluşmaları” söyleşi dizisi bu kez, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında gerçekleştirildi. “Kadın Hareketi ve Toplumsal Mücadeleler” başlıklı söyleşiye, Karabük Üniversitesi Araştırma Görevlisi Dr. Sedef Erkmen ile İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Özgün Akduran konuşmacı olarak katıldı. Çevrimiçi gerçekleştirilen söyleşide Dr. Sedef Erkmen İstanbul Sözleşmesi tartışmaları, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda uygulanan yanlış politikalar, temel sorunlar, yapılması gerekenler ile kadın cinayetleri sorununa değindi. Dr. Özgün Akduran da, yerel yönetimlerin toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması noktasında hayata geçirebileceği uygulamalardan örnekler paylaştı.
İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasına yönelik tartışmaların başlamasıyla birlikte 6284 sayılı Kanunun, gerektiği gibi uygulanmadığının gün yüzüne çıktığını söyleyen Dr. Sedef Erkmen, iktidarın, göreve geldiğinden bu yana yasal çerçevede yaptıklarıyla, uygulama ve söyleminde yürüttüğü politikalar arasında gerilimler olduğunu savundu. Erkmen, “Şiddetin tırmanmasına neden olan çok önemli dinamikler, politikalar, söylemler söz konusu. Öncelikle bunlardan vazgeçilmeli” dedi.
Erkmen: Esas sorun toplumsal cinsiyet anlayışının benimsenmemesi
Türkiye’de yürütülen devlet destekli şiddetle mücadele planını değerlendiren Dr. Sedef Erkmen, esas sorunun, toplumsal cinsiyet anlayışının benimsenmemesi olduğunu ve bu sorunun ortadan kaldırılması için önerilen “Pembe otobüs”, “Kadın üniversitesi” gibi uygulamaların, kadınları daha da ayrıştıracağını ifade etti.
Kadına yönelik şiddetle mücadelede, şiddet gören kadınların yardımına en çok sivil toplum kuruluşlarının koştuğunu belirten Erkmen, hükümetin, üzerine düşen yükümlülükleri sivil topluma devrettiğini ancak karar alma süreçlerine, sivil toplumu dâhil etmediğini dile getirdi.
Uygulamadaki temel sorunlardan diğerinin de kadına yönelik şiddetle mücadele eğitimleri olduğunun altını çizen Dr. Sedef Erkmen, “Şiddetin önlenebilmesi için toplumsal cinsiyet eşitliğinin ilkokullardan başlatılarak her eğitim düzeyinde ve üniversitelerde, hem ders kitaplarına girmesi hem ayrı ders olarak verilmesi gerekiyor. Şiddetle mücadele bir günde çözülebilecek bir sorun değil. Bu yüzden etkin bir şekilde hemen uygulamaya konulması önem arz ediyor” diye konuştu.
Akduran: Belediye hizmetleri kadınların da hayatını kolaylaştırıcı olmalı
Belediyelerin hizmet alanlarının, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayabilecek potansiyelde olduğunu belirten Dr. Özgün Akduran da, insanların hayatını kolaylaştırmayı hedefleyen belediye hizmetlerinin, insan nüfusunun yarısını oluşturan kadınların da hayatını kolaylaştırması gerektiğini ifade etti. Akduran, “Ama bunun yerine biz, belediyelerin birçok hizmet alanında toplumsal cinsiyet eşitsizliğini sürdüren, belirli toplumsal cinsiyet rollerini devam ettiren, kadınların hayatındaki engelleri ve zorlamaları çoğaltan etkilerin olabildiğini görüyoruz. Kadınların yaşam deneyimlerini bütünsel olarak ele almayan, ev içi yeniden üretim ve bakım emeğinin, ekonomiye olan katkısını görmeyen bir belediyede, boş spor salonları, kültür merkezleri, karanlık sokaklar, boş parklar bizim hayatımızı çevreleyen gerçekler oluyor” dedi.