Geçim sıkıntısı yoksul sayısını artırıyor. Alınan önlemlere rağmen hayat pahalılığının önüne geçilemedi. Başta sebze-meyve fiyatları olmak üzere temel tüketim mallarındaki artışların devam ettiği gözleniyor. Bu yükselişler de enflasyon rakamlarını etkiliyor.
Yılın ilk üç ayında gıda fiyatlarındaki artış yüzde 3.76 oldu. Gıda enflasyonunda 12 ay itibarıyla artış yüzde 21.13 olarak hesaplandı.
Biz, genellikle ekonomi başta olmak üzere, hassas konularda resmi rakamlardan yola çıkarak yazılarımızı yazıyor ve daha sonra görüşlerimizi yansıtmaya çalışıyoruz.
Türk-İş'in verilerine göre, mart ayında 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 2 bin 14, yoksulluk sınırı 6 bin 561 TL olarak hesaplandı.
Türk-İş tarafından, çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla her ay yapılan 'Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması'nın sonuçları açıklandı.
Mart ayını kapsayan araştırmaya göre, 4 kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden 'açlık sınırı' 2 bin 14 TL olarak belirlendi. Gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen 'yoksulluk sınırı' ise 6 bin 561 lira oldu.
Başkent Ankara’da yaşayan 4 kişilik bir ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarı, bir önceki aya göre yüzde 0.73 oranında azaldı.
Araştırmada, süt ve yoğurt fiyatı ortalamada biraz geriledi. Daha önce indirimli satılan bazı ürünler indirimsiz olarak aynı fiyattan reyonlarda yer aldı. Peynirin kilogram fiyatında geçen ay tespit edilen artışın ardından bu ay indirimli satış yapıldığı görüldü.
Kıyma ve kuşbaşı et ile tavuk ve sakatat fiyatı bu ay yine değişmedi. Balık ortalama fiyatı biraz yükseldi. Yumurta fiyatı markette gerilerken pazarda aynı kaldı. Bakliyat ürünlerinde bu ay etiketlerde değişiklikler dikkati çekti ancak ortalamada önemli bir fiyat değişikliği olmadı.
Sebze-meyve fiyatları mutfak harcamasını olumsuz etkiledi. Özellikle sebze kilogram fiyatındaki artış bu ay da devam etti ve bir önceki aya göre artış oranı yüzde 6.28 oldu. Böylece yılın ilk üç ayı sonunda sadece sebzedeki ortalama artış yüzde 40.11 oranına ulaştı. Sebzenin geçen ay 7.33 lira olarak hesaplanan ortalama kilogram fiyatı bu ay yüzde 7.79 lira oldu.
Tereyağı ve margarin fiyatında ayarlama yapıldığı görüldü. Aynı şekilde zeytinyağı ile ayçiçeği yağı fiyatı da yeniden belirlendi ve fiyatı biraz geriledi. Zeytin fiyatı (yeşil ve siyah zeytin ortalaması olarak) bu ay yine biraz düşüş gösterdi.
Yağlı tohum ürünlerinden ceviz hariç diğerlerin fiyatı arttı. Baharat fiyatı bu ay yine değişmedi. Şeker, bal, reçel, pekmez fiyatı aynı kaldı, tuz ve salça fiyatı geriledi. Çay ve ıhlamur fiyatında bu ay yine değişiklik görülmedi.
Özetleyecek olursak:
Tüketici toplum olduk. Üretim konusunda halen aynı noktadayız. Üretim olmayınca hiçbir üründe ucuzluk bekleyemeyiz. İthalata dayalı ürünlerin de ne derece sağlıklı olduğu her zaman tartışılmıştır.
Ortaya çıkan tabloya baktığımızda yoksulluğun artmasını toplumsal huzuru da bozabileceğini görmekteyiz. Yapılan araştıralar hemen her ay geçinebilmenin daha da zorlaştığını gösteriyor.
Sıkıntının hemen her sektörde görüldüğünün de altını çzelm.
TÜM Sağlık-Sen Genel Başkanı Okay Erözgün, gün geçtikçe artan enflasyon oranlarının faturasının vatandaşa kesildiğini, bu şartlar altında geçinmenin giderek zorlaştığını söylüyor. Erözgün, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’nun 2013 Mart ayı için açıkladığı Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) ile son enflasyon rakamlarının sağlık çalışanlarına yansımasıyla ilgili yaptığı açıklamada şu görüşlerini yansıttı:
“Sağlık çalışanlarının da geçim sıkıntısından nasibini almıştır. Ağır çalışma şartlarıyla boğuşan sağlık personelinin, bir de ücret yetersizliği ve haklarının iade edilmemesi gibi sıkıntılarla dışlanarak geçim sıkıntısına sürüklendiği görülmelidir. Genel olarak yeme içme, barınma ve sosyal hayatı devam ettirme standartlarının düştüğü bir ortamda sağlık çalışanlarının refahından söz edilemeyeceğini herkes görmelidir. Personel eksikliği sebebiyle fazla çalışmaya maruz kalan ve ailesine yeterince zaman ayıramayan, yoksulluk sınırının altında, açlık sınırına yakın bir ücretle hayatını devam ettirme mücadelesi veren mutsuz sağlık personeli, bir de ücret yetersizliği nedeniyle iyice geçim sıkıntısına düşmüştür. Bu durumdaki bir sağlık çalışanının verimliliği tartışılır.”
.