24 Haziran’da sandıklara gideceğiz. Bir Cumhurbaşkanını, bir de milletvekillerini seçeceğiz. AK Parti cephesi, hem Cumhurbaşkanının Erdoğan olmasını, hem de parlamento çoğunluğunun AK Parti-MHP Cumhur İttifakı’nın elde etmesini istiyor.
Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilir, parlamento çoğunluğu muhalefete geçerse “topal ördek” misali bir tablonun noktaya çıkabileceğine dikkat çekiliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Baş Danışmanı Mehmet Uçum, konu hakkında açıklamalarda bulundu. Cumhuriyet Gazetesi’ndeki habere göre Uçum, "24 Haziran seçimlerinde muhalefetin parlamento çoğunluğunu kazanması durumunda seçimin tekrarlanabileceği"ni söylediği iddia edildi.
Böyle bir endişe var. Yapılan hesaplamalarda da ortaya çıkan tablo şöyle:
24 Haziran’da yapılacak seçimlerde barajın sıfırlanması amacıyla CHP, İYİ Parti, SP ve DP’nin ittifak yapması ve HDP’nin de barajı geçmesi durumunda AKP-MHP ittifakının parlamentoda çoğunluğu kaybedeceği hesaplanıyordu. 1 Kasım sonuçlarına göre yapılan similasyon çalışmalarına göre muhalefetin yeni dönemde 600 sandalyeden oluşacak parlamentoda 310-320 milletvekili kazanabileceği hesaplanıyor.
Uçum, “Eğer muhalefet parlamentoyu alır ve Erdoğan yeniden seçilirse siyasetçiler vatandaşların ‘birbirlerini denetleme ve işbirliği yapmalarını’ istediğini anlamalı. Eğer başaramazlarsa parlamento ya da cumhurbaşkanı yeni seçime gitme kararı alabilir” görüşünü yansıtıyor.
(Önemli not: Uçum, demecine gelen tepkilerin ardından Twitter hesabından açıklama yaptı. Uçum, seçimleri muhalefet kazanırsa yeniden seçime gidilir gibi bir ifade kullanmadığını, cumhurbaşkanı sisteminin imkânlarından bahsettiğini iddia etti.)
Uçum’un gündeme getirdiği senaryonun Erdoğan tarafından hayata geçirilmesi yeni anayasa hükümleri kapsamında bazı yaptırımları da beraberinde getiriyor. Buna göre 24 Haziran’da yapılacak seçimle yürürlüğe girecek yeni anayasa hükümleri Cumhurbaşkanının parlamentoyu seçime götürme kararı alması durumunda Cumhurbaşkanı seçiminin de tekrarlanmasına hükmediyor.
Bu kapsamda yeni sistemde iki dönem Cumhurbaşkanı olarak görev yapma hakkı olan Erdoğan’ın seçimleri yenileme kararı alması durumunda bir döneminden vazgeçmesi de gerekecek.
Uçum’un 24 Haziran’a 17 gün gibi kısa bir süre kala gündeme getirdiği muhalefetin parlamento çoğunluğunu kazanması durumunda yeniden seçim olacağı çıkışı akıllara 7 Haziran seçimlerinin ardından yaşananları getirdi. 7 Haziran 2015 tarihinden sonra AKP parlamentoda tek başına iktidar olma çoğunluğunu kaybetmişti.
7 Haziran’dan sonra Türkiye’de art arda yaşanan terör olaylarının ardından hükümet kurulamayınca 1 Kasım 2015 tarihinde erken seçim kararı alınmış, 1 Kasım’da AKP yine tek başına iktidar olma çoğunluğunu ele geçirmişti.
AKP ve MHP’nin TBMM’den ortaklaşa geçirdiği ve tartışmalı 16 Nisan referandumunda kabul edilen anayasa değişikliğiyle birlikte parlamenter sistem yerine gelecek başkanlık sisteminin Türkiye’de istikrar sağlayacağı, krizlere sona erdireceği gibi söylemleri dile getirilmişti.
Seçim olmadan yeni bir seçimin gündeme gelmesi istikrarsızlıkların son bulacağı söylemiyle parlamenter sistem yerine getirilen başkanlık sisteminin söz konusu istikrar vaadinin havada kaldığını göstermesi açısından da önem kazanmış bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz haftalarda kendisinin cumhurbaşkanlığını kazandığı, ancak parlamentoda “karışık bir tablonun ortaya çıkması” durumunda ne yapacağıyla ilgili bir soruya “Önce seçim sonuçlarını bir görelim. Sizin dediğiniz anlamdaki bir neticeye göre hazırlıklarımız şüphesiz olacaktır. A, B, C planlarımız var” açıklaması yapmıştı.
Burada hemen şunu da ekleyelim:
Son yapılan kamuoyu araştırması çalışmalarında deneklerin çok sık yapılan seçimlerden bıkkınlık duydukları bu kadar sık seçimlerin Türkiye’ye mali açıdan da büyük yük getirdiğini söylediklerini sizlerle paylaşalım.
Seçimler daha bitmeden yeni bir seçimin ayak seslerinin gelmeye başlaması seçmende nasıl bir tepki yaratır bilemiyoruz?
Ancak, 24 Haziran seçim sonuçlarının neleri getirip, neleri götüreceğini de bilemiyoruz. Önce seçimlerin yapılması ve önümüzü görmemiz gerekmiyor mu? Şimdiden doğmamış çocuğa don biçmek ne kadar doğru olur tartışılması gereken bir konudur.