Ekonomik göstergeler şu gerçeği gösteriyor:

Yatırımlarda ve tüketimde yavaşlama var. Önümüzdeki dönemde de bu yavaşlama sürecek. Özellikle inşaat sektörünün bu yıl % 5,3 küçülmesi ile işsizlik sayısında da artma bekleniyor.

Sürekli açık veren ve bir türlü yama tutmayan cari açık da ekonomimizdeki tabloyu karartıyor. İhracata bağımlılığımız devam ettiği sürece cari açıkta kapanma ya da azalma beklenebilir mi?

İnşaat kesimi bu yıl yüzde 5.3 küçüldü. Oysa sektör geçen yıl yüzde 18,8 büyümüştü. Hizmet sektörü bu yıl yüzde 4.5 olarak büyüdü. Oysa geçen yıl yüzde 21,8 büyümüştü.

Hane halkı tüketim harcamalarında da azalma gözleniyor.

Milli gelirin en büyük bileşeni olan hane halkı tüketim harcamaları 3. çeyrekte yüzde 1.1 büyüdü. Oysa geçen yıl 3. çeyrekte bu rakam yüzde 10.3 idi. Yatırım harcamaları bu yıl 3. çeyrekte yüzde 3.8 daraldı. Bu oran geçen yıl yüzde 12.8 büyümüştü.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 3. çeyrek (Temmuz-Eylül dönemi) yüzde 1.6 arttı. Ekonomistler, Türkiye ekonomisinin yüzde 1,6’lık büyüme kaydetmesine en büyük katkının net dış talepten (ihracat) geldiğini kaydederek, "İç talep ile stoklardaki daralma ise büyümeyi sınırladı" ifadesini kullandı.

Büyüme verileri analiz edildiğinde 3. çeyrekte tüm üretim sektörlerinde gerileme yaşanması dikkat çekiyor.

Bu yıl Temmuz-Eylül döneminde tarım, ormancılık ve balıkçılık kesimi büyümeye yüzde 1 katkı sağladı. Oysa geçen yıl bu sektörlerin katkısı yüzde 3.6 idi. Bu yıl 3. çeyrekte sanayi kesiminin katkısı yüzde 0.3 olarak gerçekleşti, Oysa geçen yıl bu oran yüzde 15.4 idi.

Ortaya çıkan verileri değerlendiren Ekonomist Haluk Bürümcekçi, yılın 9 ayında büyümenin yüzde 4.5 düzeyinde gerçekleştiğine işaret ederek şu görüşlerini yansıtıyor:

"Son çeyrekte yüzde 3-4 aralığında daralma muhtemel göründüğünden, yılın yüzde 2-2.5 aralığında bir büyümeyle kapatılması söz konusu olabilir. Gelecek yılın büyümesini ise yüzde 1 civarında öngörmekteyiz ancak bu tahmin üzerinde de riskler aşağı yönde devam etmektedir" dedi. Geçen yıl yüzde 7,4 ile 2011'den bu yana en güçlü büyümenin kaydedildiğini görüyoruz. 2018'de ise kurlardaki belirgin artış nedeniyle milli gelirin 750 milyar doların altına inerek 2008 öncesine dönmesinin söz konusu olabilir. Üretim yöntemiyle hesaplanan GSYH verileri, 3. çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre hizmetler hariç tüm sektörlerde zayıflık göstermekte. Bu dönemde harcamalar yöntemiyle hesaplanan GSYH verilerine göre ise özel tüketimin katkısı çok azalırken, net dış talep büyümeyi ayakta tuttu. Stoklar büyümeyi 5.6 puan aşağı çekerken, net dış talep büyümeye 6.7 puan katkı verdi. Hane halkı tüketim harcamaları alt grupları arasında en fazla düşen grup yüzde 23.9'la dayanıklı mallar olurken, dayanıksız mallar yüzde 5.7 artış gösterdi. 3. çeyrekte inşaat yatırımları yüzde 1.8 ve makine-teçhizat yatırımları yüzde 8.5 daralma kaydetti. Bu ise büyüme kompozisyonu ve büyümenin sürdürülebilirliği açısından olumsuz bir gelişme olarak not edildi."

Türkiye’nin en büyük sorunlarının başında bir türlü kapatılamayan cari açık geliyor. Ekonomistler de “Cari açık kapanmazsa ekonomideki sıkıntılar devam eder” görüşünde birleşiyor.

Bakan Albayrak ise son yaptığı açıklamada pembe bir tablo çizdi. “Yılsonunda cari denge 30 milyar doların altına iner “müjdesini verdi.

Albayrak’ın açıklamalarından da kısa ayrıntılar verelim ve bugünkü yazımız da bu şekilde noktalayalım:

“AB ile işbirliğimizi güçlendirmeye gayret ediyoruz. Türkiye pozitif ve kararlı adımlarını atmaya devam edecek. Gümrük Birliği'nin güncellenmesi çok önemlidir. AB ile Gümrük Birliği'nin güncellenmesi konusunda yoğun diplomasi yürütüyoruz. Cari hesaplarda dengelenme süreci çok güçlü devam ediyor. 2,77 milyar dolarlık cari fazla ile tüm zamanların rekorunu kırarak bu sürecin attığımız adımlarla ne kadar sağlam bir şekilde ilerlediği görülüyor. Bugün dünden yarın da bugünden daha iyi olacak. Dengelenme süreci kasım ve aralıkta daha güçlü noktaya gelecek. Yılsonunda cari denge 30 milyar doların altına iner. 2019 bütçesinin en önemli maddesi tasarruf bütçesi ve verimlilik bütçesidir. AB ile 28 Şubat'ta İstanbul'da 3. Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyalog toplantısını gerçekleştirmeyi düşünüyoruz.”

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.