Geçenlerde Akdeniz’deki durumla ilgili bir yazı yazmış ve Amerika’nın Türkiye’ye karşı İsrail, Kıbrıs Rum kesimi, Yunanistan ve aralarında Mısır’ın bulunduğu bir koalisyon oluşturduğuna değinmiştik.
Yazımızın ana konusu şuydu:
Türkiye bölgede Rusya ve İran ile bölgesel bir ittifak içinde. Amerika, bunun karşısında yer alıyor. Rusya’dan alınan S-400’lere de karşı çıkıyor. Bu nedenle Türkiye’yi ambargo ve tehditlerle köşeye sıkıştırmak istiyor. Bu kargaşada da Akdeniz üzerinde oyun oynuyor.
Hedef, Türkiye’yi boğmak.
31 Mart seçimleri öncesi Cumhur ittifakının “beka sorunu” aslında budur.
Kaldı ki, Amerika’nın Suriye’de Fırat’ın doğusunda da Türkiye’ye tuzak kurduğunu unutmamak gerekiyor. TSK’nın eli silahlı PYD’li militanlara karşı başlatacağı operasyon halen yapılamadı. Amerika, oylama taktiği ile bu operasyonun önünü kesiyor.
Bu yetmiyormuş gibi Başkan Trump, Türkiye’yi ekonomiyi alt üst etmekle tehdit ediyor. Düşmanlığın boyutlarını büyütüyor. Her gün yeni bir açıklama ile kafaları karıştırıyor. Dost ve müttefik bildiğimiz amerika’nın yarın neler yapabileceğini kestirmemiz de oldukça güç.
İşin özeti şu:
Niyetleri Türkiye’ye karşı kötü ve düşmanca. Oluşturdukları bu ittifaka yakında AB ülkelerini de katmaları düşünülebilir. Aslına bakılacak olursa sıkıntını boyutları tahminlerden daha fazla görünüyor.
Birlik ve bütünlük olma, işimizi iç ve dıştan bizi sarmaya çalışan düşmanlara karşı birleştirme dönemindeyiz.
Bunun için yapılması gereken ekonomimizi düzlüğe çıkarmak, seçim konusunda artık tartışmaları bir kenara bırakmak ve aylarca dillendirilen “beka sorununu” millet olarak çözüme kavuşturmaktır.
Dikkat edilecek olursa zaman Türkiye’nin aleyhine işliyor.
Suriye konusunda atılacak olan adımları Amerika’nın engelleri ve oyalamaları karşısında atamadık.
Ekonomik alanda sıkıntılarımızı aşamadık.
Artık her şeyi bir kenara bırakıp asıl sorunlara odaklanmamız gerekiyor. Dış sorunlar ilerleyen zaman diliminde en önemli sorunlar olarak karşımıza çıkabilir.
Amerika’nın nabzını çok iyi tutan gazeteci Serdar Turgut, son yazılarından birinde Amerika’nın ve oluşturduğu ittifakın Akdeniz’deki hareketliliğine dikkat çeken bir yazıyı kaleme almış. Konumuzu yakından ilgilendirdiği için Turgut’un bu yazısından kısa bir alıntı yaptık:
“Amerika bölgede İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs (Rum Kesimi) ile bir stratejik ortaklık oluşturuyor. Bu ülkeler gerekirse Mısır’ın desteğini de alarak Akdeniz'deki dev doğalgaz enerji alanlarına ve ülkelerin ulusal güvenliğine dışarıdan gelebilecek tehditlere karşı ortak hareket etmeyi taahhüt ediyorlar. 'Ortak hareket' kavramı içine askeri işbirliği de konuluyor. Bu bağlamda hem Yunanistan hem de Kıbrıs Rum Kesimi ABD’ye silah, askeri gemi ve asker konuşlandırması için yeni imkanlar açıyor ve hatta ABD, Kıbrıs Rum Kesimi'ne yeni silahlar satmayı da taahhüt ediyor. Dışardan gelebilecek tehditlerin tanımlandığı bölümde ise ilk önce terör örgütleri belirtiliyor ve sonra da eğer Rusya’dan S-400’leri aldığı takdirde Türkiye’ye de böyle bakılacağının işareti verilmiş. Bu bölümde Türkiye’ye bu durumda yeni yaptırımlar uygulanacağı da tekrarlanmış. Türkiye’ye karşı niyetleri kötü, bu tasarının hemen her cümlesinden buram buram kötü kokular yükseliyor.”
Serdar Turgut, yazısının başlığını “İstanbul bir şekilde çözülür, Doğu Akdeniz’i kaybetmeye doğru gittiğimizden emin olabilirsiniz” diye atmış.
Burada iç sorunlarımızın kendi içimizde çözülebileceğini, ancak dışarıdaki sorunların önemine de vurgu yapmış.
Önemsenmesi gereken bir uyarı.
Yazımızın başında da değindiğimiz gibi artık “beka sorunumuzu” öne plana alalım. Hep birlikte birlik ve bütünlük içinde bu sorunların çözümünde bütünleşelim. Yarınlar çok geç olabilir.
Konuyu çok önemsiyoruz. Bu nedenle önümüzdeki günlerde de bu konularda yazmaya devam.
.