Kötü giden turizmimizde bu yıl beklentiler oldukça farklı. Sektör temsilcileri, “Son iki yılı sıkıntılı geçirdik. 2018 turizm yılının iyi olacağı gözlemleniyor, umudumuz da arttı” diyor.
Ancak beklenen rezervasyonlarda yüzleri güldüren haberler gelmiyor. Son dakika rezervasyonları nasıl olur bu konuda da karamsarlık var.
İçinde bulunduğumuz bu aylar, yurt dışından rezervasyon yapılan aylar olarak değerlendiriliyor. Ocak-Mart ayları arasında yurt dışı rezervasyonları turizmimizin nasıl gideceği yönünde de bir kriter olarak değerlendirilebilir.
Özetle turizmcinin işi bu sezon da kolay olmayacak.
Amerika ve Batı’nın şu andaki gözde tatil ülkeleri İspanya, İtalya, Yunanistan ve Fransa olarak gösteriliyor. Adı geçen ülkelere yapılan rezervasyonlar tavan yapıyor. Eğer, bu ülkeler artık rezervasyon almamaya başlarsa, Türkiye’ye rezervasyonların yapılabileceği ihtimalinden söz edebiliriz.
Amerika, Türkiye’yi 3. Kategori riskli ülkeler listesine aldı. Bilindiği gibi vatandaşlarına, “Türkiye riskli ülke gitmeyin. Gitmeyi istiyorsanız da iki kez düşünün” diye uyarıda bulundu. Bunun bilinçli olarak yapıldığını ve Amerika’nın bir tuzağı olarak düşünüyoruz.
Amerika’nın bu uyarılarının AB ülkeleri üzerinde de etkisini görmeye başladık.
Almanya’nın tutumu belli.
İngiltere, son aldığı kararla Türkiye’ye charter seferleri yapmayacağını duyurdu. Özellikle Bodrum, Marmaris, Kuşadası, Fethiye, Didim gibi turizm kentleri daha çok İngilizleri ağırlıyor.
Şimdi sıkı durun:
Bizi en çok şaşırtan gelişme Rusya’da yaşanıyor.
Rusya İçişleri Bakanlığı tatil yapılabilecek ülkelerin listesinden Türkiye’yi çıkarttı. Çalışanlar tatil yapabilecekleri listesine Türkiye ve Mısır’ı katmadı.
Rusya’da 2015-2016 yıllarında bu listede Türkiye ve Mısır’ın yanı sıra Suriye, Tunus, Tayland, Myanmar ve Nikaragua’da bulunuyordu.
Bilindiği gibi Rus turistler yoğun olarak Antalya ve Alanya’ya gelmekteydi.
Geçen yıl Rus turist yönünden yüzler biraz gümüş, bütün umutlar da 2018 turizm sezonuna kilitlenmişti. Rusya, halen charter seferlerinin yapılması konusundaki çalışmalarda da işi ağırdan alıyor. 2018 turizm sezonunda bu konuda nasıl bir adım atılacak halen bilinmiyor.
Samistal Travel Seyahat Acentası’nın sahibi Cevdet Eroğlu, Avrupalı turistler için umutlu olduğunu söylüyor. “Avrupalı tur operatörleri bizden vaz geçmez” diyor. Kendisini dinleyelim:
“2018 yılında Avrupa tur firmalarının Türkiye'ye yönelmek istemelerindeki hareketlilik az da olsa kendini belli etmeye başladı. Asıl rezervasyonları Şubat - Mart sonu almaya başlarız. Avrupalı Tur operatörlerinin Türkiye'ye yönelmek istemelerinin tek nedeni var. O da diğer ülkelerdeki kar marjlarının yüzde 7-yüzde 10 aralığında olmasıdır. Ancak bu oran Türkiye turlarında yüzde 25 seviyelerinde. 1 milyon Euro ciro yapan bir firmanın Türkiye'de kazandığı para 250 bin Euro'dur. Bu rakamlara bakıldığında kim bu ülkeye dönmek istemez ki?. Asıl olumsuz neden ise Avrupalı halkın kafasında oluşmuş negatif Türkiye algısı. Ne yapılırsa yapılsın, Avrupa Dışişleri Bakanlıkları halen ülkemize seyahati sigorta kapsamı dışında tutuyor. Bu durum da negatif algının bir türlü belini kıramadığımızı gösteriyor. Türkiye'ye seyahati sigorta kapsamı dışında tutan bu ibareyi kaldırmak için yoğun bir diplomasi trafiğini başlatması olmazsa olmaz şartımızdır. Ancak devlete ciddi veri aktaracak, bilgi ve tecrübesiyle yol gösterecek turizm sektörünün dinamik yapıları çökmüştür ya da devletle kötü olmayalım diyerek kabuğuna çekilmişlerdir. Turizm sektörünün önde gelen isimlerinden daha aktif ve yol gösterici bir performans bekliyoruz. “
Dikkat edilecek olursa ortada halen sorunlar var ve bunların da mutlaka aşılması gerekiyor.
Bu noktada bizim de söyleyeceklerimiz var:
Sektör temsilcilerinin uluslar arası lobi çalışmaları yetersizdir. Zaten yıllardır gereken tanıtım eksikliklerimizin halen devam ettiğini de görüyoruz. Yeni stratejiler belirlenip, Türkiye üzerindeki gizli ambargo ve negatif algıyı kıracak adımlar atılmalıdır. Turizm sektörü, şu anda bir kriz dönemi yaşanmasına rağmen doğru yolu gösteren değil, sadece izleyen konumunda kalıyor. Yaşanan bu krizden yenilenerek, krizi fırsata çevirerek ve hataları düzelterek çıkmak gerektiğinin bir kez daha altını çizmek istiyoruz.