Geçenlerde ABD Başkanı Trump ile gazeteciler arasında bir soru-cevap trafiği yaşandı. Trump’a “İŞİD sonrası Kürtlerle ilişkiler nasıl olacak?” diye bir soru yönetildi. Trump’un bu soruya yanıtını görelim:
"Kürtler muhteşem insanlar. Bizim için de öldüler. Bunu unutmayacağım"
Şimdi konuyu biraz daha açalım:
Trump’un sözünü ettiği Kürtler YPG/ PKK’dan oluşuyor. Yani terörist gruplar. Kuzey Irak’ta ve Suriye’de Fırat’ın Doğusunda yer alıyorlar. Amerika tarafından eğitilmiş ve silahlandırılmış 70 bin kişiden oluşuyor.
Türkiye’nin bütün itirazlarına ve karşı çıkmasına rağmen ABD Başkanı Trump ve ekibi bu terörist gruplara sahip çıkıyor. Halen de silahlandırıyor.
Bugünlerde Fırat’ın Doğusu gündemde. Suriye’de en önemli konu olarak konuşuluyor. Burada silahlandırılmış ve eğitilmiş 70 bin PYD/PKK’lı var. Bunların varlığı Türkiye için bir tehdit. Amerika ise, bir yandan İdlib için bize teşekkür ediyor, öte yandan bu grupları da koruyor.
Daha açık ifade ile Türkiye’nin bekası için tehlikeli olan bu grupların halen silahlandırılması ve korunması Amerika’nın bizim kuyumuzu kazması anlmaına gelmiyor mu? Bunun başka bir izah tarzı var mı?
Her şey çok açık ve net:
Amerika bizim terörist olarak gördüğümüz PYD/ PKK’lıları korumakta ve el üstünde tutmaktadır.
Başkan Trump’un ifadeleri de bu durumu pekiştiriyor.
O halde ne yapacağız?
Şimdi Fırat’ın Doğusu bizim için çok önemliyse ve beka sorunumuz olarak değerlendiriliyorsa bu konuda atmamız gereken adımlar olacaktır.
Biz daha önce yazdığımız bir yazıda “Bu konuda Amerika ile görüşmeden ve diplomasi atağı yapmadan sorunu çözemeyiz” demiştik.
Bölgede Rusya ve İran ile yaptığımız ittifak ve ortak hareket, Fırat’ın Doğusundaki olayları çözemeye yetmeyebilir. Çünkü, bu bölge Amerika’nın kontrolündedir. 8 tane de üs vardır. Bölgede de kara gücü olarak 70 bin PYD/ PKK’lı bulunmaktadır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan son açıklamalarında Fırat’ın Doğusunda da gerektiğinde bir temizlik yapılacağını söyledi. BU iş öyle kolay olmayacak. Eğer Amerika ile görüş birliği içinde olabilirsek böyle bir operasyon için yeşil ışık yakılabilir. Bunu da zor görüyoruz. Trump’un Kürtler konusundaki açıklamaları öyle görülüyor ki bu kapıyı da kapatmaktadır.
Yazımızın başlığına dikkat ediniz. “Trump’un bu sözleri ne anlama geliyor?” diye soruyoruz. Hemen yanıtlayalım:
Kürtlerin sahiplenilmesi ve güçlendirilmesi her şeyden önce İsrail’in bölgedeki güvenliği açısından önem taşıyor. Trump’a bu sözlerin söylenmesinde de İsrail’in güvenliği ön plana çıkıyor. İşte sorunun asıl yanıtı budur.
Yıllardan bu yana PYD ve PKK’ya çok açık olarak destek veren Amerika’nın niyeti bellidir.
Bölgede bağımsız bir Kürt devletinin kurulması ve bunun için Türkiye’nin bile feda edilmesinden kaçınılmamasıdır.
Yaşanan her gerginlikte bunun izlerini görmekteyiz.
Kaldı ki Amerika’nın Kürtlere olan desteği yeni de sayılmaz. Saddam’ın devrilmesi öncesi Amerikalılar tarafından oluşturula Çevik Kuvvet’in dağlardaki PKK’lılara nasıl havadan destek verdiğini unutmuyoruz.
Eşref Bitlis Paşa’nın bunu açıklaması ve mücadele için kararlılığı nedeni ile uçağının da düşürülmüş olması da ayrıca tartışılan bir başka konu olarak önümüzde duruyor.
Son söz:
Kürtler konusunda Amerika’ya güvenilmez. Çünkü Amerika, Kürtlerden çok, Kürt terörist grupları kullanarak Kürt kimliğini de sahiplenmeye çalışıyor.
Aslında bizim Kürt kardeşlerimizle bir sorunumuz yok. Bunu da her defasında söylüyoruz. Bizim sorunumuz Kürt terörist gruplarladır. İşte Amerika’da bu gruplarla iç içedir ve bugün de Fırat’ın Doğusunda çok tehlikeli oyunlar içine girmektedir.
Ayrıca Kerkük ve diğer bazı Kuzey Irak’taki bölgelerde de terörist Kürt grupları kışkırtan ve arkasında destek olanın da Amerika olduğu bilinmektdir.
.