İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin YSK tarafından ipta edilip yenilenme kararı içte ve dışta fırtınalar koparıyor. Öyle görünüyor ki kararın tartışılmasının boyutları da büyüyecek.
YSK İstanbul’da 23 Haziran’da yeniden seçimlerin yapılmasına da hükmedince gerekçesi de belli oldu. Büyük tartışma yaratan bu karara hukukçular arasında itirazlar yükseliyor ve tartışma kızışıyor. Akademisyenler ve uzmanlar YSK’nın son olarak Bursa Mustafa Kemalpaşa ilçesinde verdiği karar dahil olmak üzere 20 yıldır bu konuda verdiği tüm kararlarla çeliştiğine dikkat çekiyor.
Peki, ne olmuştu?
Mustafakemalpaşa’da sandık kurullarına ilişkin itirazı ‘2 Mart’ta kesinleşti’ diyerek reddeden YSK’nın aynı durum için İstanbul’da iptal kararı vermesi eleştirilerin hedefin ulaştı.
Bir diğer önemli nokta ise olağanüstü itiraz yoluyla sadece büyükşehir belediyesinin iptaline karar veren YSK’nın bu kararıyla aynı sandık kurullarıyla yapılan ilçe seçim ve meclis üyeliği seçimleri ile 24 Haziran seçimlerinin de iptali için yol açıldığı yorumları yapılıyor.
Aynı zarftaki dört pusuladan yalnızca birinin usulsüz sayılması da tartışma yarattı. “Sandık kurullarının teşekkülüyle ilgili konularda seçim iptal edilemez” diyen hukukçular geçmiş içtihatları işaret etti: “YSK 20 yıllık kararlarıyla çelişiyor.”
Yüksek Seçim Kurulu, AK Parti ve MHP’nin itirazlarını kabul ederek 6 Mayıs’ta sandık kurullarında ve başkanları arasında memur olmayan kişilerin bulunduğu gerekçesiyle İstanbul’daki seçimlerin iptaline, 17 Nisan’da Ekrem İmamoğlu’na verilen mazbatanın geri alınmasına ve ilçe seçim kurulları hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
Tartışma yaratan karardan sonra hukukçuların ve akademisyenlerin buluştukları ortak nokta şöyle:
Kanuna göre YSK itiraza bağlı olarak karar açıklar. İl Seçim Kurulu itiraza bağlı değil, 2972 sayılı 25 maddenin 2’nci fıkrasına göre ise İl ve İlçe Seçim Kurulları ise itiraza bağlı olmadan karar verebilir. Sandık kurullarının oluşumuna dair süren bir soruşturma var. YSK, olağanüstü itiraz çerçevesinde sadece büyükşehir için karar verdi. Devam eden soruşturma sonucunda il seçim kurulu bu soruşturma sürecine göre devreye girebilir. Şu an bir talep yok ama bu soruşturma sonuçlarına göre devreye girip karar verebilir ilçeler için. Kanun nazarında da YSK nazarında da belirlenen 23 Haziran tarihi de yanlış. Kanun hükmüne göre 2 Haziran net olarak gösteriliyor. Yine kanuna göre eğer 2 Haziran mümkün olamıyorsa 60 gün süre koyarak tarih belirlemek durumunda. Kanun ve YSK kararları böyle emrediyor. YSK’nın kısa kararı Sandık kurullarının teşekkülü örneği gerekçesini gösteriyor. Bursa Mustafa Kemalpaşa örneği emsal olarak net olarak bunun 2 Mart 2019 tarihinde itiraz süresinin dolduğunu söylüyor ve ‘tam kanunsuzluk saymam’ diyor. Sadece sandık kurulları ve başkanlarının memur olmaması tam kanunsuzluk sayılamaz. Bu seçimin sonucuna müessir etki olduğunu delillerle mutlaka somutlaştırmalıydı. YSK kararlarını bağlayıcı kabul ediyorum ama doğru kabul etmiyorum. Yani YSK tamam kanunsuzluk değil olağanüstü itirazın kabulu bakımından seçimini neticesine müessir olabilecek somut delil ve tespitleri yapmışsa bunu göreceğiz yapmamışsa sadece sandık kurullarının bu şekilde teşekkülünden hareketle bu kararı vermişse bu verdiği emsal kararlarının 1999 yılı dahil ve en son Mustafa Kemalpaşa dahil kararları ile çelişecek. kendi genelgesiyle çelişecek.”
Hürriyet Gazetesi’nden Ahmet Hakan da konu ile ilgili yazısında “Karar fare doğurdu” diyor. Yazımızı ilgilendirdiği için Ahmet Hakan’ın bu yazısını sizlerle paylaşarak bugünkü yazımızı noktalıyoruz:
“YSK kararının gerekçesinde...
Neler denmedi?
*
- Mesela “Oylar çalındı, sandık hırsızlığı yapıldı” denmedi.
*
- Mesela “29 bin fark, manidar bir şekilde 14 bine indi” denmedi.
*
- Mesela “Sandıklara organize bir müdahale söz konusudur” denmedi.
*
- Mesela “Kısıtlı seçmenlere oy kullandırıldı” denmedi.
*
- Mesela “Seçmen taşıması yapıldı” denmedi.
*
Ya ne dendi?
Şu dendi:
“Sandık kurullarının oluşumunda kurallara uyulmadı.”
*
Hepimiz ama hepimiz...
Oyların çalınması, farkın manidar bir şekilde azalması, organize müdahale, kısıtlı seçmenler, taşıma seçmenler falan gibi yüce dağları beklerken...
Karşımıza çıka çıka...
Sandık kurullarının oluşumu gibi bir fare çıktı.”
.