Tarım konusunda Türkiye üretme yerine ithalata yönelince bu alanda ortaya çıkan sıkıntılar aşılamıyor. Bu durum da hiç kuşkusuz tarım alanında da bağımlılığımızı artırıyor.
TÜİK tarafından açıklanan bitkisel ürünler denge tablosu verilerine göre 2017-2018 döneminde bitkisel ürünlerde Türkiye en çok tahıl grubunda kendine yetemedi. Bu nedenle de ithalata yöneldik. Eğer gereken önlemler alınamazsa tarımda birçok üründe dışa bağımlılığımız daha da artacak.
Türkiye’de tarımsal üretimin düşmesi, nüfusun çoğalması ile gıda ürünleri konusunda sıkıntı da başladı. Bu sıkıntıların giderilebilmesi için ithalat kapıları açılıyor. Bu da tarım sektörünü bitiriyor, daha çok dövizin yurt dışına akmasına neden oluyor. Hali ile cari açık da artıyor.
İşin bir başka tarafı da şu:
Tüketiciler pek fazla ithal gıda ürünü sevmiyor ve almıyor. Yerli ürün arıyor. İthal ürünlerin daha ucuz olmasına karşın biraz daha pahalı da olsa yeri üründen kesinlikle vaz geçmiyor.
Birçok konuda resmi rakamlardan ve devletin verilerinden yola çıkıyoruz. Bu konuda da TUİK’in verilerini öne çıkararak tarım konusundaki son durumu sizlerle paylaşmak istedik:
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan bitkisel ürünler denge tablosu verilerine göre, "Tahıllar ve Diğer Bitkisel Ürünler" grubunda en yüksek yeterlilik derecesi yüzde 111.7 ile buğdayda gerçekleşti. Toplam tahıl üretiminde en büyük paya sahip olan buğdayın yeterlilik derecesi 2016-2017’de yüzde 103.8’di.Toplam tahıl ürünlerinde 2017-2018 piyasa döneminde yurt içi üretimin yurt içi talebi karşılama derecesi yüzde 97.2’den yüzde 98’e yükseldi. Yem sanayinin en önemli girdilerini oluşturan arpanın yeterlilik derecesi yüzde 90.2’ye yükselirken, mısırın yeterlilik derecesi bir yıl önceki yüzde 87.8 düzeyinden yüzde 73.3’e geriledi.
Kuru baklagillerden yeterlilik derecesinin en yüksek olduğu ürün yüzde 89.6 ile kırmızı mercimek oldu. Geçtiğimiz yıl kuru baklagillerde yeterlilik derecesi en yüksek olan nohutun yeterlilik derecesi ise yüzde 92.1 düzeyinden yüzde 87.5’e geriledi.
Yenilebilir kök ve yumrular grubundan patateste yeterlilik derecesi 108.2’den yüzde 103.5’e gerilerken, yağlı tohumlar ürün grubundan ayçiçeğinde yüzde 64.3, soyada yüzde 4.8 (2016-17: Yüzde 7.1) ve kolzada yüzde 70.3 (2016-17: Yüzde 76.7) düzeyinde oldu.
Toplam şeker üretiminin büyük kısmı yurt içinde tüketilmiş olup, yeterlilik derecesi yüzde 103’ten yüzde 116.1’e yükseldi.
2017-2018 piyasa döneminde en yüksek yeterlilik derecesi yüzde 501.7 ile fındıkta gerçekleşti. Sert kabuklular grubunda yer alan ve kendine yeterli olan diğer ürünler ise yüzde 119.4 ile kestane ve yüzde 109.1 ile Antep fıstığı oldu.
Turunçgiller grubunda yer alan meyvelerde greyfurt dışında kendine yeterliliğin olduğu görülüyor. Greyfurtun yeterlilik derecesi yüzde 481.1 olurken, limon yüzde 241.6, mandalina yüzde 194.5 ve portakal yüzde 197.9 olarak gerçekleşti.
Diğer meyveler grubunda yer alan, kendine yeterliliğin oldukça yüksek olduğu ürünlerden incirin yeterlilik derecesi yüzde 473.2’e geriledi. İncirin yeterlilik derecesi geçen dönemde yüzde 727.4 olarak gerçekleşmişti. Kayısının yeterlilik derecesi yüzde 391.5, narın yüzde 156.5, üzümün yüzde 153.8, elmanın yüzde 127.5 ve muzun yüzde 67.7 olarak gerçekleşti.
Toplam çay arzının büyük bir kısmı kendi üretimimizden karşılanmakta olup, çayın yeterlilik derecesi geçen yılki yüzde 95.4 düzeyinden bu dönemde yüzde 93.2 düzeyine geriledi.
Toplam sebze ürünlerinde, 2017-2018 piyasa döneminde yurt içi üretimin, yurt içi talebi karşılama derecesi hafif bir düşüşle yüzde 106.6’ya geriledi (2016-17: yüzde 106.7)Toplam sebze arzının büyük bir kısmı yurt içinde tüketilirken sadece yüzde 6.6’lık bölümü ihraç edildi.
En yüksek yeterlilik derecesi yüzde 115.9 ile havuçta gerçekleşti. Havucun yeterlilik dereceği bir yıl önce yüzde 113.2 düzeyindeydi. Bunu yeterliliği yüzde 112.7’den 108.2’ye gerileyen kuru soğan ve yeterlilik derecesi hafif yükselerek 100.8’e yükselen turp izledi.
Meyvesi için yetiştirilen sebzeler grubunda, toplam sebze üretiminde en büyük paya sahip domatesin yeterlilik derecesi 2016-17 döneminde yüzde 111.3 iken, bu dönemde yüzde 110.7’ye geriledi. Bunu yüzde 109.2 ile biber, yüzde 107.8 ile sakız kabak takip etti.
Baklagil sebzeleri grubunda, yeterlilik derecesi taze bezelyede yüzde 106.1’e, taze baklada yüzde 103.7’ye yükselirken, geçen yıl da yeterlilik derecesi en düşük olan taze fasulyede bu oran yüzde 100.2’ye geriledi.
.