Yukarıda başlığa aldığımız cümle Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’a ait Bayraktar, “Tarım demek, gıda güvencesi demektir. Gıda güvencesini sağlamak için çiftçimizi desteklememi lazım. Bu destek sağlanırsa tarımda bölgenin yıldızı haline gelebiliriz” diyor.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türk çiftçisinin, 82 milyonluk ülke nüfusunu, 5 milyonu aşkın sığınmacı, mülteci ve yabancıyı, 45-50 milyon turisti doyurmak için gece gündüz çalıştığına dikkat çekerek, "Tarım demek gıda güvencesi demektir. Gıda güvencemizi sağlamak için çiftçilerimizi desteklemek zorundayız" diyor ve Türk tarımının sağlam bir yapıya sahip olduğunun da altını çiziyor.
Şemsi Bayraktar, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, bu günün kutlanmasıyla değeri çok da iyi anlaşılmayan tarım sektörünün ve çiftçilerin gündeme geldiğine vurgu yaptı.
Şimdi bütün olay şu:
Türkiye geçmişte kendi kendine yeten 7 ülkeden biriydi. Tarım alanları giderek azalmaya başladı. Tarımla uğraşanlar işi bıraktı. Nüfusumuz çoğalıyor. Tarımda daha çok ithalata yöneldik Eski günlerimize yeniden dönebilmenin çözüm yollarını arayıp bulmamız gerekiyor.
Yazımızda TZOB Genel Başkanı’nı bazı önerilerini sıralıyoruz. Bu önerileri de tarımımızın geleceği açısından değerlendirmekte yarar olacağına inandığımızın altını kalınca çizelim. Geçmişteki hükümetler TZOB ve benzeri sivil toplum örgütlerinden rapor alır, komisyonlar oluşturur, sıkıntılara çözüm yolları açardı. Bugün bu neden olmasın?
Bayraktar’ın açıklamalarından satır başları:
"Çiftçimiz, yağmur, çamur demeden zor tabiat koşullarına göğüs gererek üretiyor. Tüm zorluklara rağmen tarlasından, bağından, bahçesinden, ahırından, ağılından kopmayı düşünmüyor. Bütün dünyanın gıptayla baktığı, Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türk çiftçisinin, 82 milyonluk ülke nüfusunu, 5 milyonu aşkın sığınmacı, mülteci ve yabancıyı, 45-50 milyon turisti doyurmak için gece gündüz çalıştığına dikkat çekerek, "Tarım demek gıda güvencesi demektir. Gıda güvencemizi sağlamak için çiftçilerimizi desteklemek zorundayız. Çiftçimiz, yağmur, çamur demeden zor tabiat koşullarına göğüs gererek üretiyor. Tüm zorluklara rağmen tarlasından, bağından, bahçesinden, ahırından, ağılından kopmayı düşünmüyor. Bütün dünyanın gıptayla baktığı, medeniyetin beşiği, bu bereketli topraklarda üretmek boynumuzun borcu. Çiftçilerimiz bunun bilinciyle üretiyor. Bizlerin de çiftçilerimizin bu önemli görevi yerine getirirken yaşadığı zorlukların bilincinde olmamız gerekiyor. Karnımız bu emektar çiftçi sayesinde doyuyoruz ancak üzülerek söylüyorum ki, çiftçimizin kıymetini bilmeliyiz."
Çiftçilerin diğer kesimlerin üçte biri oranında bir gelir elde ettiğini, bu durumun sürdürülebilir olmadığını belirterek, yoksulluk, kıtlık ve açlıkla mücadele etmek için üretimi artırmanın şart olduğunu vurgulayan Bayraktar, "Üretimin artarak devam etmesi için çiftçilerimizin yeterli gelir elde etmesi önemlidir. Bunu sağlamak için sektörün başlıca sorunlarının çözüme kavuşturulması gerekmektedir" diye konuştu.
Bayraktar, üretimin artması için çözüme kavuşturulması gereken bazı sorunları şöyle sıralıyor:
“Verimli tarım arazileri korunmalı, Toprak Koruma Kurullarında Ziraat Odası temsilcisi zorunlu olarak yer almalıdır. Meraların tespit, tahdit, tahsis ve ıslah çalışmaları hızla tamamlanmalı, meraların amaç dışı kullanımı önlenmelidir. Gübre, mazot, ilaç, tohum, elektrik, yem, sulama ücreti gibi girdi maliyetleri makul düzeylere çekilmelidir. Çiftçilerimize verilen doğrudan destekler, Tarım Kanununda öngörüldüğü gibi gayri safi yurtiçi hâsılanın yüzde 1'ine çıkarılmalıdır. Desteklerin dengeli dağıtılması sağlanmalı, küçük aile işletmelerine öncelik verilmelidir. Yemde fiyatların düşürülmesi için girişimde bulunulmalı, üreticiye yem desteği verilmelidir. Üretici önünü görebilmeli, üretim artırıcı tedbirler alınmalıdır. İthalattan vazgeçilmelidir. Piyasa fiyatlarının ithalatla regüle edilmesi uygulamasından vazgeçilmelidir. Gümrük vergileri üreticiyi koruyacak şekilde belirlenmelidir. Türkiye'nin tarım potansiyeli açısından en şanslı ülkeler arasında bulunuyor, Cumhuriyetimizin 100. yılında 90 milyonluk Türkiye nüfusuyla birlikte 60 milyon turisti besleyecek, tarım ve gıdada 40 milyar dolarlık ihracat geliri, gıda sanayi ile birlikte 200 milyar doların üzerinde üretim değeri sağlayacak kapasiteye sahibiz. Tarımda ülkemizin içinde bulunduğu bölgenin yıldızı olacağına yürekten inanıyoruz. Yeter ki ülkemizin tarımdaki potansiyeli harekete geçirilsin. Unutmayalım, çiftçimiz kazanırsa ülke kazanır.”