Bizi takip eden okurlarımız anımsayacaklardır.
Çok önceleri yazdığımız bir yazıda Laden (Cistus) bitkisinden söz etmiş ve bu bitki ile çalışmalar yürüten Alanya’daki Cumalı Bora’nın çalışmalarını gündeme taşımıştık. Aynı yazımızda Bora’nın cistus hakkında verdiği geniş bilgilere de değinmiştik. Yazımızın sonunda da Bora’nın çalışmalarına ve ürettiği ürünlere değinmiş ve bu konulara dikkat çekmiştik.
“Ne varsa doğada var” görüşümüzü bugün yinelemek istiyoruz. Bilimsel olarak kullandığımız ilaçların hemen hepsinde doğada yetişen bitki özleri de bulunuyor.
Daha geniş bilimsel çalışmalarla Cumalı Bora’nın ısrarla üzerinde durduğu Laden (Circus) konusunun çok daha detayları ile incelenmesi öyle sanıyoruz ki Türkiye’ye çok şeyler kazandıracaktır.
Geçmişe baktığımızda ünlü tıp bilimcileri bile hastalarını doğada yetişen bitkilerden elde ettikleri karışımlarla tedavi etmişler. Bitkilerin önemini ortaya koyan bilimsel çalışmalara imzalar atılmış. Bu konuda yardımcı kitaplar yazılmış.
Şimdilerde covid-19 ile mücadele veriliyor. Dünyada aşılama başladı. Bu kritik günlerde Laden (cistus) yeniden gündeme taşındı.
Antalya’daki gazeteci arkadaşımız Ali Tongülüs geçtiğimiz günlerde sosyal medyada konu ile ilgili bir yazıyı kaleme almış. “Aşıdan önce ilaç bulundu” başlığı altında Laden (Cistus)’un önemine değinmiş.
Yaşanan covid-19 nedeni ile bitkilerin öneminin yeniden ortaya çıkması üzerien Tongülüs’ün yazısını silere sunuyoruz:
“Alanya’da yerleşik olarak yaşayan Alman bilim insanı Gerhard Heinz, “Covid’19’un ilacını buldum” dedi..
Bu ilacı oluşturan maddeleri de, “Laden (cistus) ekstresi, Yeşil Çay ekstresi. Pelin Otu ekstresi ve Akgünlük ekstresi” olarak açıkladı..
Ve bu ilacın sadece BİTKİSEL bir BESİN TAKVİYESİ olduğunu belirtti..
Bu haber 20 Eylül 2020’de Alanya gazetelerinde yer aldı..
Ama, ulusal gazete ve TV kanallarının hiç ilgisini çekmedi..
…
Geçtiğimiz günlerde..
Laden (Cistus) ön plana alınarak, uzun araştırma ve çabalarla hazırlanan bir proje, “CUMHURBAŞKANLIĞI HİMAYESİ”ne sunuldu..
Proje –özetle- şöyle ifade edildi:
“CİSTUS başta olmak üzere, ormanlarda ve tarım arazilerinde tıbbi aromatik bitkiler üretime ve kullanıma açılacak..
Bunun için toplama-kurutma aşamasından itibaren çeşitli aşamalardan geçirilerek üretime sokulacak..
Antalya, Konya, Mersin, Karaman, Isparta, Denizli, Aksaray, Niğde, Nevşehir, Kırşehir, Kayseri, Sivas, Malatya, Afyonkarahisar, Kütahya, Eskişehir, Ankara’da amaç ve içeriğe uygun çeşitli kurumsal yapılanmalar ve faaliyetler gerçekleştirilecek..
İçecek olarak CİSTUS başta endüstriyel, kozmetik ürünler ve sabun çeşitleri elde edilecek..
Bu yerli ve milli ürünler, dünya eczanelerinde yerini alacak..”
Projeyi, “Prof. Dr. Necmi Uyanık, Prof. Dr. Mustafa Solak, Prof. Dr. Aliye Aras, Prof. Dr. Şenay Sarıca, Yatırım Uzmanı Suat Ataş ve Kültürel Tıp Uzmanı Aromaterapist Sabun Şifa Sanatçısı Cumali Bora” yürütecek..
Projenin; 1 milyon kişiye istihdam imkânı sağlayacağı düşünülüyor..
Ülkeye getirisinin ise, YILLIK EN AZ 12.5 MİLYAR DOLAR olacağı belirtiliyor..
Ayrıca; “yerli ve millî özelliği ile bu proje, 21. asırda Türkiye’nin sağlık alanında önemli STRATEJİK BİR SİLAHI olacak” vurgusu yapılıyor..
…
26 Ekim 2020’de, “EXPO’YU TIBBİ VE AROMATİK BİTKİLER MERKEZİ YAPALIM..” başlıklı yazımda, CİSTUS bitkisine dikkat çekmiş, “Atıl kalan EXPO’2016 alanını Cistus başta olmak üzere Aromatik Tıbbi Bitkiler Merkezi yapalım, hem Antalya hem Türkiye kazansın” demiştim..
Cumhurbaşkanlığı himayesine sunulan yukarıdaki projenin merkezi olarak bu EXPO’2016 alanı gerçekten de harika bir MERKEZ olur..
Özellikle “VİRÜS SALGINLARI” nedeniyle sağlıklarının derdine düşen dünya insanlarının TERCİH MERKEZİ olacağından da hiç kuşkum yok..
Böylece; gerçekten de hem Antalya hem de Türkiye kazanır..
Ve göreceksiniz; Alanya’da Alman bilim insanına ilgi göstermeyen ulusal hatta dünya medya ve TV kanalları akın akın Antalya’ya gelecek..
…
Geç kalınmadan, ÜLKESİNİ SEVEN bütün ilgili ve yetkililer hemen kolları sıvamalı bence..
Diyeceklerim –şimdilik- bu kadar..”
Yazımızı sonlandırmadan önce şu önemli konuyu da vurgulayalım:
Türkiye, çok geniş bir coğrafyaya sahip. Hali ile dünyada eşi benzeri olmayan bitkilere de ev sahipliği yapıyor. Orman yangınları ile bu değerli bitki örtülerinin de yok olduğunu görmekteyiz.
Demek oluyor ki yanan sadece oranlarımız değil.
.